|
- Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument.
- Tom sinir bozucu çünkü herhangi bir tartışmada her zaman son sözü o söylemek zorunda.
- That sound is irritating.
- O ses sinir bozucu.
- I don't ever want to be as irritating as Tom seems to be.
- Tom'un göründüğü kadar sinir bozucu olmak istemiyorum.
- Irritating, isn't it?
- Sinir bozucu, değil mi?
- He's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Birlikte çalışılması sinir bozucu bir insan çünkü bir hata yaptığında bunu asla kabul etmiyor.
- Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom sinir bozucu çünkü her zaman kendi bildiğini okumak zorunda.
- Isn't that irritating?
- Sinir bozucu değil mi?
- Sometimes you're so irritating.
- Bazen çok sinir bozucu oluyorsun.
- My sister is so irritating!
- Kız kardeşim çok sinir bozucu!
- Tom isn't aware of how irritating he is.
- Tom ne kadar sinir bozucu olduğunun farkında değil.
- Tom is one of the most irritating people I've ever met.
- Tom tanıdığım en sinir bozucu insanlardan biri.
- It's quite irritating.
- Çok sinir bozucu.
- That's the most irritating thing about Tom.
- Tom'la ilgili en sinir bozucu şey de bu.
- Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Tom birlikte çalışıldığında sinir bozucu olan bir insan çünkü bir hata yaptığında bunu asla kabul etmiyor.
Show More (11)
|
