Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
joyful
neşeli
adj.
Christmas is a
joyful
time.
Noel
neşeli
bir zamandır.
She was young, pure,
joyful
and naive.
Genç, saf,
neşeli
ve naifti.
She was young, pure,
joyful
and naive.
O, genç, saf,
neşeli
ve toydu.
I saw a
joyful
smile on his face.
Yüzünde
neşeli
bir gülümseme gördüm.
Show More (1)
2
joyful
sevinçli
adj.
We were filled with
joyful
expectation.
Sevinçli
bir beklenti içindeydik.
Show More (-2)