leak - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
leak sızıntı n.
  • This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas.
  • Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir.
  • In 1985, there was a leak into the sea at Hinkley Point.
  • 1985 yılında Hinkley Point'te denize bir sızıntı oldu.
  • The leaks are also regrettable in that they are damaging to our own negotiating position.
  • Sızıntılar, müzakere pozisyonumuza zarar vermesi bakımından da üzüntü vericidir.
Show More (37)
leak sızdırmak v.
  • It is estimated that 20 000 of those implants have either leaked or ruptured during that period.
  • Bu süre zarfında bu implantlardan 20.000 tanesinin ya sızdırdığı ya da yırtıldığı tahmin edilmektedir.
  • Do you always prepare for an operation by leaking word of it to the black market?
  • Bir operasyona her zaman karaborsaya haber sızdırarak mı hazırlanırsınız?
  • The roof leaks in 3 different places.
  • Çatı 3 farklı yerden sızdırıyor.
Show More (33)
leak sızıntı yapmak v.
  • They are nothing more than environmental criminals who allow leaking tankers to be towed into the high seas.
  • Bunlar, sızıntı yapan tankerlerin açık denizlere çekilmesine izin veren çevre suçlularından başka bir şey değildir.
  • They are nothing more than environmental criminals who allow leaking tankers to be towed into the high seas.
  • Sızıntı yapan tankerlerin açık denizlere çekilmesine izin veren çevre suçlularından başka bir şey değiller.
  • As a huge number of boats leak, a great proportion of lubricant seeps out.
  • Çok sayıda tekne sızıntı yaptığından, yağlayıcının büyük bir kısmı dışarı sızar.
Show More (3)
leak akmak v.
  • The roof was leaking.
  • Çatı akıyordu.
  • The roof is leaking.
  • Çatı akıyor.
  • The roof of our house is leaking.
  • Evimizin çatısı akıyor.
Show More (0)
leak sızmak v.
  • There's a crack in the cup so the contents are leaking.
  • Fincanda bir çatlak var, bu yüzden içindekiler sızıyor.
  • The information is leaking piecemeal to the press.
  • Bilgiler parça parça basına sızıyor.
  • The roof was leaking.
  • Çatı sızıyordu.
Show More (0)
leak akıtmak v.
  • How long has your roof been leaking?
  • Çatınız ne zamandır akıtıyor?
Show More (-2)
leak kaçak n.
  • The leak has been sealed.
  • Kaçak mühürlenmiştir.
Show More (-2)
leak kaçırmak v.
  • The tire leaks air.
  • Lastik hava kaçırıyor.
Show More (-2)