1 |
locker |
dolap |
n. |
|
- This is Tom's locker.
- Bu Tom'un dolabı.
- Tom put his books in his locker.
- Tom kitaplarını dolabına koydu.
- I left most of my stuff in my locker.
- Eşyalarımın çoğunu dolabımda bıraktım.
- Each student has their own locker.
- Her öğrencinin kendi dolabı var.
- This was in Tom's locker.
- Bu, Tom'un dolabındaydı.
- Tom hid the gun in a locker.
- Tom silahı bir dolaba sakladı.
- To secure his locker, he uses a padlock.
- Dolabını güvene almak için asma kilit kullanıyor.
- Tom was looking for his locker key.
- Tom dolabının anahtarını arıyordu.
- Your locker is open.
- Sizin dolap açık.
- Tom opened his locker.
- Tom dolabını açtı.
- Tom pushed me into the lockers.
- Tom beni dolabın içine itti.
- Is this your locker?
- Bu senin dolabın mı?
- Put your books in your locker.
- Kitaplarını dolabına koy.
- This was in Tom's locker.
- Bu Tom'un dolabındaydı.
- Where is the locker?
- Dolap nerede?
- Tom hid the gun in a locker.
- Tom silahı dolaba sakladı.
- I left my pack in a coin locker at the train station.
- Sırt çantamı tren istasyonunda bozuk para dolabına bıraktım.
- Dan hid the gun in a locker.
- Dan silahı bir dolaba sakladı.
- Dan hid the gun in a locker.
- Dan silahı kilitli bir dolaba sakladı.
- The police searched all the lockers at Tom's high school today.
- Polis bugün Tom'un lisesindeki tüm dolapları aradı.
- Tom kicked his locker door closed.
- Tom dolabının kapısını tekmeleyerek kapattı.
- Police searched Sami's school locker.
- Polis Sami'nin okul dolabını aradı.
- Each of the students has his own locker.
- Her öğrencinin kendi dolabı var.
- Put your book in your locker.
- Kitabını dolabına koy.
- Tom closed his locker.
- Tom dolabını kapattı.
- Can I go to my locker?
- Dolabıma gidebilir miyim?
- Each student has a locker.
- Her öğrencinin bir dolabı var.
- She lost her locker key while she was swimming in the pool.
- Havuzda yüzerken dolabının anahtarını kaybetti.
- While swimming in the pool, she lost her locker key.
- Havuzda yüzerken, dolabının anahtarını kaybetti.
- Police searched Sami's school locker.
- Polis, Sami'nin okul dolabını aradı.
- Tom opened his locker and took out his books.
- Tom dolabını açtı ve kitaplarını çıkardı.
- I left my pack in a coin locker at the train station.
- Çantamı tren istasyonundaki bozuk para dolabına bıraktım.
- Tom pushed me into the lockers.
- Tom beni dolapların içine itti.
- Tom kicked his locker door closed.
- Tom dolabının kapağını tekmeleyerek kapattı.
- Tom slipped a note into Mary's locker.
- Tom, Mary'nin dolabına bir not bırakmış.
- Please open your locker.
- Lütfen dolabını aç.
- Please clean out your locker.
- Lütfen dolabını temizle.
- Your locker is open.
- Dolabın açık.
- Where's your locker?
- Dolabın nerede?
Show More (36)
|
2 |
locker |
kilitli dolap (soyunma odasında/okul koridorunda) |
n. |
|
- Tom opened his locker and took out his books.
- Tom kilitli dolabını açtı ve kitaplarını çıkardı.
- While swimming in the pool, she lost her locker key.
- O, yüzme havuzunda yüzerken, kilitli dolabının anahtarını kaybetti.
- Each student has their own locker.
- Her öğrencinin kendi kilitli dolabı var.
- Tom put his books in his locker.
- Tom kitaplarını kilitli dolabına koydu.
- Each of the students has his own locker.
- Her öğrencinin kendi kilitli dolabı var.
Show More (2)
|
3 |
locker |
malzeme dolabı |
n. |
|
- Where is the locker?
- Malzeme dolabı nerede?
Show More (-2)
|