Tureng - needed - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	needed	lazım olmak	v.
	We need bold, imaginative action plans and we need them now. Cesur, yaratıcı eylem planlarına ihtiyacımız var ve bunlar bize şimdi lazım. We need European shipping; we need good European vessels with good European crews. Avrupa gemiciliğine ihtiyacımız var; bize iyi Avrupalı mürettebatı olan iyi Avrupa gemileri lazım. We need a craftsman, a handyman, rather than a statesman. Bize bir devlet adamından ziyade bir zanaatkâr, bir tamirci lazım. Eric, I need a back door out of here fast. Eric, buradan hemen çıkabileceğim bir arka kapı lazım. I need one of us with that little girl. Birimizin o küçük kızla olması lazım. Okay, we need to get you out of here fast. Tamam, seni buradan hemen çıkarmamız lazım. She really needs another trick, that one's getting boring. Gerçekten ona başka bir numara lazım, bu sıkıcı olmaya başladı. I needed a bigger space to fit the new capacity. Yeni kapasiteye uyması için daha büyük bir yer lazımdı. We need to do some research on those plays, and fast. O tiyatrolar hakkında araştırma yapmamız lazım, hem de çabuk. Walker's out there, we need to find him fast. Walker dışarıda bir yerde, onu hemen bulmamız lazım. I just need a night of peace. Sadece bir gece huzur lazım bana. So, we need to solve this case, fast. Yani bu davayı çabucak çözmemiz lazım. Then we need to get some money, fast. O zaman acilen biraz para bulmamız lazım. I need one of us with that little girl. Bizden birinin o kızın yanında olması lazım. You need to figure something out, and fast. Bir şeyler bulman lazım, hem de çabucak. Bart, I need some lucky numbers fast. Bart, bana hemen şanslı numaralar lazım. Lydia, he is sick and needs a hospital. Lydia, o hasta ve hastaneye gitmesi lazım. I had needed money fast to pay for my studies. Eğitimimi ödemek için bana acilen para lazım olmuştu. I need to check it. Kontrol etmem lazım. This chair needs to be fixed. Bu sandalyenin tamir edilmesi lazım. I need a room for two people. Bana iki kişilik bir oda lazım. I need a word with Tom. Tom'la konuşmam lazım. Your cat needs to eat more. Kedinizin daha çok yemesi lazım. Guys, we need to talk. Beyler, konuşmamız lazım. We need more potatoes. Bize daha fazla patates lazım. He needs to study more if he hopes to pass this class. Bu dersten geçmeyi umuyorsa daha çok çalışması lazım. I need to hear it. Duymam lazım. I need some money. Bana biraz para lazım. I need to take a shower. Duş almam lazım. I need to talk to you for a minute. Seninle bir dakika konuşmam lazım. Someone needs to clean up this mess. Birinin bu pisliği temizlemesi lazım. We need to have a discussion about this. Bu konuyu konuşmamız lazım. But we need to stop by somewhere first. Ama önce bir yere uğramamız lazım. You guys need to go brush your teeth! Gidip dişlerinizi fırçalamanız lazım! We need to do something. Bir şeyler yapmamız lazım. Tom needs to get got. Tom'un yakalanması lazım. I need a ball point pen. Tükenmez kalem lazım. I need to wash my car. Arabamı yıkamam lazım. I need to get some stamps. Biraz pul almam lazım. I need to get to a vet. Veterinere gitmem lazım. You need to lose some weight. Biraz kilo vermen lazım. I need to do that this evening. Bu akşam yapmam lazım. I need to buy a curtain. Bir perde almam lazım. I need to go in. İçeri girmem lazım. We need to win. Kazanmamız lazım. I needed to get out there. Buradan çıkmam lazım. We need to find a husband for Mary. Mary için bir koca bulmamız lazım. I need to get one. Bir tane almam lazım. We need to get down to business. İşe koyulmamız lazım. I need to relax. Rahatlamam lazım. I need a broom. Bana bir süpürge lazım. We need people like that. Bize böyle insanlar lazım. You need to see this. Bunu görmen lazım. I just need to find Tom. Tom'u bulmam lazım. I need a lot of them. Onlardan bir sürü lazım. I need to read a lot. Çok okumam lazım. Waiter needed. Garson lazım. You need to come home. Eve gelmen lazım. We need a few minutes. Bize birkaç dakika lazım. I need a hammer to nail the boards. Tahtaları çakmak için çekiç lazım. I need to buy a planner. Bir ajanda almam lazım. We need a little rest. Biraz dinlenmemiz lazım. I need to hide these Christmas presents somewhere that Tom can't find them. Bu yılbaşı hediyelerini Tom'un bulamayacağı bir yere saklamam lazım. I need to jump start my car. Arabamı çalıştırmam lazım. We need to get this safe open. Bu kasayı açmamız lazım. I need a bike pump. Bana bir bisiklet pompası lazım. We need to talk face to face. Yüz yüze konuşmamız lazım. I need to earn more money. Daha fazla para kazanmam lazım. He needs to come. Gelmesi lazım. You need a nap. Kestirmeniz lazım. I need to speak to Tom. Tom'la konuşmam lazım. I need to buy some land. Biraz arazi almam lazım. I need to see Tom at once. Tom'u hemen görmem lazım. Tom needs some alone time. Tom'un biraz tek başına zaman geçirmesi lazım. You need to wear a tuxedo. Bir smokin giymen lazım. I need to go to bed now. Şimdi yatmam lazım. I need a transplant. Bana organ nakli lazım. I need some new supplies. Yeni malzemeler lazım bana. I need a rest. Dinlenmem lazım. I need to go to my hotel, the Hilton hotel! Otelime gitmem lazım, Hilton Oteli'ne! I need to get back home. Eve dönmem lazım. I need to send you a long email soon! Yakında size uzun bir e-posta göndermem lazım! We need to find the car. Arabayı bulmamız lazım. I need an operation. Ameliyat olmam lazım. These pencils need sharpening. Bu kalemlerin açılması lazım. I need to change the baby's diaper. Bebeğin bezini değiştirmem lazım. We need an itemized receipt. Bize ayrıntılı bir makbuz lazım. We need to drop the dog off at the kennel. Köpeği kulübeye bırakmamız lazım. I need to exercise. Egzersiz yapmam lazım. These pillows need to be fluffed up. Bu yastıkların kabartılması lazım. I need a nap. Kestirmem lazım. You need to get up. Kalkman lazım. I need to find a job. Bir iş bulmam lazım. I need a ruler. Bana cetvel lazım. Tom needs to see me right away. Tom'un beni hemen görmesi lazım. I need to call a tow truck. Bir çekici çağırmam lazım. We need to talk to her. Onunla konuşmamız lazım. I need to repair that. Bunu tamir etmem lazım. We need fire. Bize ateş lazım. I need to get to a doctor. Doktora gitmem lazım. I needed to do that. Bunu yapmam lazımdı. You need to learn how to swim. Yüzmeyi öğrenmen lazım. He really needed the computer. Bilgisayar gerçekten lazımdı ona. I need to wash my clothes. Giysilerimi yıkamam lazım. I need to get us some help. Bize yardım bulmam lazım. I need to find someone who can speak French. Fransızca konuşabilen birini bulmam lazım. I need to see you. Seni görmem lazım. I need to hire a lawyer. Bir avukat tutmam lazım. You need sleep. Uyuman lazım. I need to speak with Tom right now. Tom'la hemen konuşmam lazım. I need to speak with Tom right away. Tom'la hemen konuşmam lazım. I need air. Hava almam lazım. He needs a new knee. Yeni bir diz lazım ona. I need to get a fax. Faks almam lazım. I need to have a word with her. Onunla konuşmam lazım. The printer needs paper. Yazıcıya kağıt lazım. I need the tape. Bana bant lazım. I need something to write on. Üstüne yazacağım bir şeyler lazım. I need to gain weight. Kilo almam lazım. I need to go to the gym. Spor salonuna gitmem lazım. I need sleeping pills. Bana uyku hapı lazım. We need to eat. Yemek yememiz lazım. I need to get a hold of him. Ona ulaşmam lazım. I need to see him. Onu görmem lazım. I need my paycheck. Maaş çekim bana lazım. I need to find a restroom. Tuvalet bulmam lazım. I need to borrow some money. Biraz borç almam lazım. They need to talk. Konuşmaları lazım. I need to find a gas station. Bir benzin istasyonu bulmam lazım. I need to go feed the chickens. Gidip tavukları beslemem lazım. We need a ladder. Bize bir merdiven lazım. I need to get some rest. Biraz dinlenmem lazım. I need to catch up on some sleep. Biraz uyumam lazım. You need to study. Çalışman lazım. I need to get in there. Oraya girmem lazım. I need to buy some new clothes. Yeni kıyafetler almam lazım. I need to buy some black spray paint. Biraz siyah sprey boya almam lazım. The dog needs to be washed. Köpeğin yıkanması lazım. I need to go to the toilet. Tuvalete gitmem lazım. Tom needs to eat. Tom'un yemek yemesi lazım. I need to make a copy. Fotokopi çekmem lazım. He needs a dialysis. Diyalize girmesi lazım. I need to talk to you a minute. Seninle bir dakika konuşmam lazım. I need to work more on infighting. Yakın dövüşe biraz daha çalışmam lazım. I need to find out who he was. Kim olduğunu bulmam lazım. I needed food. Bana gıda lazımdı. I need to buy time. Zaman kazanmam lazım. I need a word with them. Onlarla konuşmam lazım. I need to go feed the chicken. Gidip tavukları beslemem lazım. I need to get a haircut. Saçımı kestirmem lazım. I need some soap. Bana sabun lazım. I need to clear my head for a bit. Biraz kafamı boşaltmam lazım. I need to get out of town. Şehirden çıkmam lazım. The machine needs oiling. Makinenin yağlanması lazım. I need to do that tomorrow. Bunu yarın yapmam lazım. I need some rest. Biraz dinlenmem lazım. I need to lose a few kilos. Birkaç kilo vermem lazım. I need them for an exam. Sınav için lazım. I need to take notes. Not almam lazım. I need to borrow this broom. Bu süpürgeyi ödünç almam lazım. Tom needs some money. Tom'a biraz para lazım. How much do you need? Ne kadar lazım? I need to talk with him. Onunla konuşmam lazım. I need to get new glasses. Yeni gözlük satın almam lazım. I need to shave. Tıraş olmam lazım. We need to find him. Onu bulmamız lazım. We need to get a blood sample. Kan örneği almamız lazım. I need their names. İsimleri lazım bana. I need to go shopping. Alışverişe gitmem lazım. It needs new batteries. Yeni pil lazım. I need to wash my face. Yüzümü yıkamam lazım. I need a new bike. Bana yeni bir bisiklet lazım. I need to shit. Sıçmam lazım. I need to have a word with you. Seninle konuşmam lazım. I really need to talk to you. Seninle gerçekten konuşmam lazım. This car needs washed. Bu arabanın yıkanması lazım. I need to get myself a good lawyer. Kendime iyi bir avukat tutmam lazım. These windows need to be washed. Bu camların yıkanması lazım. I need to take my medicine. İlacımı almam lazım. Tom, you need to calm down. Tom, sakin olman lazım. Somebody needs to hire Tom. Birinin Tom'u işe alması lazım. I still need to finish my homework. Halen ödevimi tamamlamam lazım. We just need to talk to her. Onunla konuşmamız lazım. I need to get started. Başlamam lazım. I need to talk to both of you. İkinizle de konuşmam lazım. These shoes need polishing. Bu ayakkabıların cilalanması lazım. I need it to happen. Olması lazım. I need to charge my phone. Telefonumu şarj etmem lazım. I need to check on the cake. Pastayı kontrol etmem lazım. I need to get started now. Şimdi başlamam lazım. I need to talk to you a sec. Seninle bir saniye konuşmam lazım. I need to eat something. Bir şeyler yemem lazım. I need to go home a little early today. Bugün eve biraz erken gitmem lazım. I need to take a dump. Tuvalete gitmem lazım. Hey, I need to talk to you. Hey, seninle konuşmam lazım. I need to make my bed. Yatağımı yapmam lazım. Tom needs a hobby. Tom'a bir hobi lazım. I need to talk to you immediately. Seninle hemen konuşmam lazım. You need to lose weight. Kilo vermen lazım. I need to focus on work. Benim işe odaklanmam lazım. I need to practice my French. Fransızca çalışmam lazım. You need a haircut. Saçını kestirmen lazım. I need to change that bandage. Bandajı değiştirmem lazım. I need to check something. Bir şeyi kontrol etmem lazım. That mattress needs to be aired out. O yatağın havalandırılması lazım. I need all the practice I can get. Kaldırabildiğim kadar pratik yapmam lazım. I need to change now. Hemen değiştirmem lazım. I need permission from your parents or guardian. Ailen ya da vasinden izin almam lazım. We need a steamboat. Bize bir vapur lazım. I need to get accustomed to it. Buna alışmam lazım. I need to sleep. Uyumam lazım. We need to buy vinegar. Sirke almamız lazım. How many do you need? Kaç tane lazım? Waiter, I need a spoon. Garson, bana bir kaşık lazım. I need to save money. Para biriktirmem lazım. I need to get home. Eve gitmem lazım. We need to buy dog food. Köpek maması almamız lazım. Now he doesn't need money. Şimdi ona para lazım değil. We need to trust each other. Birbirimize güvenmemiz lazım. I need to get this done. Bunu halletmem lazım. I need to do something. Bir şey yapmam lazım. I really need to get a haircut. Gerçekten saçımı kestirmem lazım. I need a little more time to prepare. Hazırlanmak için bana biraz daha zaman lazım. I need to study. Ders çalışmam lazım. I need to do something now. Şimdi bir şeyler yapmam lazım. I needed space. Yer lazımdı. We need to find out what time Tom will be arriving. Tom'un ne zaman varacağını öğrenmemiz lazım. Mary needs to cancel her flight. Mary'nin uçuşunu iptal etmesi lazım. I think I need to hire an assistant. Sanırım bir asistan işe almam lazım. What do I need to do now? Şimdi ne yapmam lazım? I need to get new glasses. Yeni gözlük almam lazım. I need to get health insurance. Sağlık sigortası yaptırmam lazım. We really need to talk to Tom now. Tom'la hemen konuşmamız lazım. I really need to sleep. Gerçekten uyumam lazım. How many more forks do you need? Kaç tane daha çatal lazım? Tom needed to jump start his car. Tom'un arabasına akü takviyesi yapması lazımdı. I need a hammer to repair the table. Masayı tamir etmek için çekiç lazım. Tell me what else I need to do. Başka ne yapmam lazımsa bana söyle. I also need to buy some sugar. Benim de biraz şeker almam lazım. I need to check things out. Bir şeyleri kontrol etmem lazım. I need to calm down and snap out of it. Sakinleşip kendime gelmem lazım. I need a hat. Bana bir şapka lazım. I need to do that again. Bunu tekrar yapmam lazım. I need a new USB cable. Bana yeni bir USB kablo lazım. I need to get to bed. Yatağa gitmem lazım. I need to rent a car. Bir araba kiralamam lazım. Tom needed someone to help him with his homework. Tom'a ödevinde ona yardım edecek biri lazım. I need to get into shape. Forma girmem lazım. I need to make some phone calls. Birkaç telefon görüşmesi yapmam lazım. I need to go get some money out of the bank. Bankadan biraz para çekmem lazım. You need a secretary. Size bir sekreter lazım. I really need to hit somebody. Gerçekten birine vurmam lazım. I need to get a hold of them. Onlara ulaşmam lazım. They need to study. Çalışmaları lazım. I need to lose a few pounds. Benim de birkaç kilo vermem lazım. We need to open up a dialogue. Diyalog kurmamız lazım. You need to get your sleep. Uyuman lazım. I need to make a phone call. Bir telefon görüşmesi yapmam lazım. I need to go milk the cows. Gidip inekleri sağmam lazım. I need to make a telephone call. Bir telefon görüşmesi yapmam lazım. I need to get my car washed. Arabamı yıkatmam lazım. We need to get this truck unloaded. Bu kamyonu boşaltmamız lazım. I need to get some shut-eye. Biraz uyumam lazım. I need some help. Bana biraz para lazım. We need to do what we can. Elimizden geleni yapmamız lazım. They need a doctor. Onlara bir doktor lazım. I need to buy some medicine. Biraz ilaç almam lazım. Waiter, I need a napkin. Garson, bana bir peçete lazım. Tom needs to retire. Tom'un emekli olması lazım. I need to change my tires. Lastiklerimi değiştirmem lazım. I really need to catch the first train tomorrow morning. Yarın sabah ilk trene yetişmem lazım. We need three more of these. Bize bunlardan üç tane daha lazım. I need a ride to school. Okula bırakılmam lazım. I need to rent a room. Bir oda kiralamam lazım. I need to charge my mobile. Cep telefonumu şarj etmem lazım. I need to talk to him. Onunla konuşmam lazım. I need to take a bath. Banyo yapmam lazım. Everyone needs to leave right now. Herkesin derhal çıkması lazım. I need a room for two people. Bana çift kişilik bir oda lazım. I need to pee. İşemem lazım. I need to get this car fixed. Bu arabayı tamir ettirmem lazım. You need to loosen up a little. Biraz gevşemen lazım. I need to buy one. Bir tane almam lazım. We need to remember three things. Üç şeyi hatırlamamız lazım. We need to buy a new broom. Yeni bir süpürge almamız lazım. We're out of tissue paper, so I need to go buy some. Kağıt mendilimiz bitmiş, gidip biraz almam lazım. We need to find out what it is. Ne olduğunu bulmamız lazım. I need you at my office right away. Hemen ofisimde olman lazım. I need to buy shoestrings. Ayakkabı bağı almam lazım. Do I need one? Bana da lazım mı? I need to do that. Bunu yapmam lazım. I need to go to the bathroom. Tuvalete gitmem lazım. I need to go into town. Kasabaya gitmem lazım. I need to talk to someone. Biriyle konuşmam lazım. It needs washing. Yıkanması lazım. I need to buy some stamps. Biraz pul almam lazım. I need to come clean. Suçumu itiraf etmem lazım. I need to buy some medicine for Tom. Tom için biraz ilaç almam lazım. Sami needed glasses. Sami'ye gözlük lazımdı. I need to go get ready. Gidip hazırlanmam lazım. I just need you to trust me. Bana güvenmen lazım. I need to get over him. Onu atlatmam lazım. I need to buy a gift for him. Ona bir hediye almam lazım. I need to mow the lawn. Çimleri biçmem lazım. I need to get a little help. Biraz yardım almam lazım. We need to be cautious. Temkinli olmamız lazım. I am tired, I need to go to bed. Yorgunum, yatmam lazım. I need to put some gas in my car. Arabama biraz benzin koymam lazım. I need to speak with you right away. Seninle hemen konuşmam lazım. I need to buy some fruit and vegetables. Biraz meyve ve sebze almam lazım. I need to find a way to get inside. İçeri girmenin bir yolunu bulmam lazım. You need a lawyer. Sana bir avukat lazım. I need to buy curtains. Perde almam lazım. I need to figure out what's going on. Neler olduğunu anlamam lazım. Need a light? Ateş lazım mı? We need three more spoons. Üç kaşık daha lazım. I need to practice speaking Turkish. Türkçe konuşma pratiği yapmam lazım. I need to clear my head. Kafamı boşaltmam lazım. You need a bath. Banyo yapman lazım. I need to speak with him. Onunla konuşmam lazım. I needed cash. Nakit lazımdı. I need to renew my subscription. Aboneliğimi yenilemem lazım. I need to get accustomed to it. Ona alışmam lazım. Tom needs to sleep now. Tom'un artık uyuması lazım. We need hats. Bize şapka lazım. I need to get myself a new pair of glasses. Kendime yeni bir gözlük almam lazım. We need to get some medical supplies. Tıbbi malzeme almamız lazım. I need nine hours of sleep. Dokuz saat uyumam lazım. We need to escape. Kaçmamız lazım. You need to do that now. Bunu hemen yapman lazım. I need to do some Christmas shopping. Biraz Noel alışverişi yapmam lazım. I need to make an appointment. Bir randevu almam lazım. I need to protect myself. Kendimi korumam lazım. We need a bottle of juice. Bize bir şişe meyve suyu lazım. I need to pay. Ödemem lazım. I need to finish it. Bitirmem lazım. I need to call the security guard. Güvenlik görevlisini aramam lazım. I need to borrow some money from you. Senden biraz borç para almam lazım. I just need one more. Sadece bir tane daha lazım. I just need to talk to Tom. Tom'la konuşmam lazım. I need some information from you. Senden bilgi almam lazım. You need bread, sausage, and cheese? Sana ekmek, sosis ve peynir mi lazım? We need to talk to someone about it. Bu konuda biriyle konuşmamız lazım. You need to go. Gitmen lazım. Tom needs to chill. Tom'un sakinleşmesi lazım. I need to try. Denemem lazım. I need to wash my hands. Ellerimi yıkamam lazım. I need to buy some school supplies. Okul malzemeleri almam lazım. I need to brush my teeth. Dişlerimi fırçalamam lazım. I need to sleep now. Şimdi uyumam lazım. We need to talk to them. Onlarla konuşmamız lazım. I need to get out of Boston. Boston'dan çıkmam lazım. I need to buy some new clothes. Bazı yeni giysiler almam lazım. I shouldn't need any help. Yardıma ihtiyacım olmaması lazım. I need to unwind. Gevşemem lazım. You need to sweat. Terlemen lazım. We need to get something done. Bir şeyler yapmamız lazım. We need to build a fire. Ateş yakmamız lazım. I need to do some shopping since Christmas is coming soon. Noel yaklaştığı için biraz alışveriş yapmam lazım. I need to find Tom. Tom'u bulmam lazım. I need to clean my house. Evimi temizlemem lazım. I need to buy some medicine for my father. Babam için ilaç almam lazım. We need to warn Tom. Tom'u uyarmamız lazım. We need a new plan. Bize yeni bir plan lazım. My car needs to be washed. Arabamın yıkanması lazım. I need to concentrate. Konsantre olmam lazım. I need to have a word with Tom. Tom'la konuşmam lazım. We need to hire new workers, the old ones have been fired. Yeni işçi almamız lazım, eskiler kovuldu. What I need is about three more hours. Bana üç saat kadar daha lazım. We need actions, not words. Bize eylemler lazım, sözler değil. How many more of these do we need? Bunlardan kaç tane daha lazım? We need better focus. Daha iyi odaklanmamız lazım. The lawn needs to be mowed. Çimenlerin biçilmesi lazım. I also need to buy some sugar. Ayrıca biraz şeker almam lazım. I need to buy the food. Yiyecekleri benim almam lazım. We'll need some. Biraz lazım. I need to go pee. İşemem lazım. Need a light? Işık mı lazım? I need a lesson from you guys. Sizden bir ders almam lazım. I need a shield. Bana bir kalkan lazım. We need to hear what happened. Ne yaşandığını duymamız lazım. I need a larger suitcase. Bana daha büyük bir bavul lazım. I need to get a pen. Kalem almam lazım. I need some nutmeg. Bana biraz muskat lazım. I need to buy some food. Biraz yiyecek almam lazım. I need to ask you about him. Sana onu sormam lazım. I need to grab something from the car. Arabadan bir şey almam lazım. Listen, I need to see you. Dinle, seninle görüşmem lazım. I just need to ask Tom some questions. Tom'a bazı sorular sormam lazım. I just need to get some clothes. Üstüme bir şeyler almam lazım. I need to borrow your pen. Kalemini ödünç almam lazım. I really need to talk with someone. Gerçekten biriyle konuşmam lazım. I need to find my pen. Kalemimi bulmam lazım. I need to work. Çalışmam lazım. I really need to study tonight. Bu gece gerçekten çalışmam lazım. I need some milk. Bana süt lazım. I need to hurry. Acele etmem lazım. I need a break. Ara vermem lazım. Do you need to drink wine? Şarap mı içmeniz lazım? Someone needs to save him, or he'll drown. Birinin onu kurtarması lazım, yoksa boğulacak. I need to rinse my mouth. Ağzımı çalkalamam lazım. I need to hire a maid. Bir hizmetçi tutmam lazım. I need to get off this island. Bu adadan gitmem lazım. I need to climb the tree. Ağaca tırmanmam lazım. I need to press the button. Düğmeye basmam lazım. I need to go somewhere and think. Bir yere gidip düşünmem lazım. I really need to get something to eat. Gerçekten yiyecek bir şeyler almam lazım. I need a marker. Bana tahta kalemi lazım. I need to go get a haircut. Gidip saçımı kestirmem lazım. I need to find a pay phone. Ankesörlü telefon bulmam lazım. I need to talk with her. Onunla konuşmam lazım. I need to stretch my legs. Bacaklarımı esnetmem lazım. I just need to do something. Bir şey yapmam lazım. I need to borrow this. Bunu ödünç almam lazım. I need to buy Christmas gifts. Noel hediyeleri almam lazım. She needs to sleep more. Daha çok uyuması lazım. We need to raise some money. Biraz para toplamamız lazım. I also need to buy some sugar. Biraz da şeker almam lazım. He needs to learn all of this as soon as possible. Bunları bir an önce öğrenmesi lazım. I need to get my bangs trimmed. Kâküllerimi kestirmem lazım. We need to buy some toothpaste. Diş macunu almamız lazım. I need to check something out. Bir şeye bakmam lazım. I need a snack. Bir şeyler atıştırmam lazım. I need a marker. Bana bir kalem lazım. I need to stay calm. Sakin olmam lazım. I need to go to downtown. Şehir merkezine gitmem lazım. Emily needs to eat something, because she's hungry. Emily'nin bir şeyler yemesi lazım, çünkü aç. I need to finish my homework. Ödevimi bitirmem lazım. I need to make a decision. Bir karar vermem lazım. I need to talk to you right now. Seninle hemen konuşmam lazım. I need to borrow your car for a few hours. Arabanı birkaç saatliğine ödünç almam lazım. I need to change clothes. Kıyafetlerimi değiştirmem lazım. I need to stop. Durmam lazım. I need to get a new motorcycle. Yeni bir motosiklet almam lazım. I need to get off this ship. Bu gemiden inmem lazım. We just need to talk to you. Sizinle konuşmamız lazım. We need to meet with you. Seninle görüşmemiz lazım. I need to go pick up some supplies. Gidip biraz malzeme almam lazım. I need to fix it. Onu onarmam lazım. I need to lose a little weight. Biraz kilo vermem lazım. My shirt needs to be washed. Gömleğimin yıkanması lazım. I need to sit down. Oturmam lazım. This is all I need. Bana bu kadarı lazım. What I need is a friend. Bana bir arkadaş lazım. I need to get something out of the car. Arabadan bir şey almam lazım. I need to get cracking. Çatlamam lazım. I need to get over Tom. Tom'u unutmam lazım. I need to go and buy some bread. Gidip biraz ekmek almam lazım. I need to lose five pounds. Beş kilo vermem lazım. Tom, we need to talk. Tom, konuşmamız lazım. I need to tell Tom the truth. Tom'a gerçeği anlatmam lazım. I need to sleep a little. Biraz uyumam lazım. Just let me know how many you need. Sana kaç tane lazım, deyiver hele. I need it for the parking meter. Parkmetre için lazım. I need to get away from Tom. Tom'dan uzaklaşmam lazım. I'll buy you another one if you need it. Eğer sana lazımsa bir tane daha alırım. We need paint thinner. Bize tiner lazım. I really need to eat some waffles, stat! Gerçekten biraz waffle yemem lazım, hemen! You need to mind your business. İşinize bakmanız lazım. I need to make it work. Çalıştırmam lazım. We just need to talk to them. Onlarla konuşmamız lazım. I need to go get some eggs. Gidip yumurta almam lazım. My shoes need polishing. Ayakkabılarımın cilalanması lazım. I just need to get some sleep. Biraz uyumam lazım. We need to clean the car. Arabayı temizlememiz lazım. I need to find him. Onu bulmam lazım. I need to focus. Odaklanmam lazım. I need to go back. Geri dönmem lazım. I need to get my hair cut. Saçımı kestirmem lazım. You need to read at least one book per month. Her ay en az bir kitap okuman lazım. This gate needs painting. Bu kapının boyanması lazım. How many of these do we need? Bunlardan kaç tane lazım? He needs to find an apartment not too far from where he works. Çalıştığı yere fazla uzak olmayan bir daire bulması lazım. You need to focus on your strengths. Güçlü olduğun yönlere odaklanman lazım. You need a car. Size bir araba lazım. I need to get a hold of her. Ona ulaşmam lazım. I need to go home. Eve gitmem lazım. I need to say something. Bir şey söylemem lazım. I need to get a little sleep. Biraz uyumam lazım. I need to take it easy. Sakin olmam lazım. I need to get some air. Biraz hava almam lazım. I need to get away from you. Senden uzaklaşmam lazım. I need to speak with her. Onunla konuşmam lazım. I need to lie down. Uzanmam lazım. I need to buy a gift for them. Onlara bir hediye almam lazım. I need to go get myself cleaned up before dinner. Akşam yemeğinden önce gidip temizlenmem lazım. We need to talk. Konuşmamız lazım. I need to remember to buy some milk. Biraz süt satın almayı hatırlamam lazım. I need to go to bed now. Hemen yatmam lazım. I want a wife and children, and so I need a house. Bir eş ve çocuk istiyorum ve bu nedenle bana bir ev lazım. I need to feed my dog. Köpeğimi beslemem lazım. You need to be prepared. Senin hazırlıklı olman lazım. We need soldiers, not monsters. Bize asker lazım, canavar değil. I just need to get a few hours sleep. Sadece birkaç saat uyumam lazım. How many spoons do you need? Sana kaç kaşık lazım? I need a marker. Bana kalem lazım. Tom needs time, money, and food. Tom'a zaman, para ve yemek lazım. I need to find out where Tom is right now. Tom'un şu anda nerede olduğunu bulmam lazım. I need to write that down. Bunu yazmam lazım. I need to travel. Seyahat etmem lazım. I need to speak with you. Seninle konuşmam lazım. I need to get something to eat. Bir şeyler yemem lazım. I need to learn Japanese. Japonca öğrenmem lazım. I need to buy a new computer. Yeni bir bilgisayar almam lazım. I need to unlock this door. Bu kapıyı açmam lazım. I need to speak to you tonight. Bu gece seninle konuşmam lazım. I need a haircut. Saçımı kestirmem lazım. That's all I need. Bana bu kadarı lazım. I need to get another few hours of sleep. Birkaç saat daha uyumam lazım. I need to get to school. Okula gitmem lazım. I need to figure something out. Bir şeyler bulmam lazım. I need to wash clothes. Çamaşır yıkamam lazım. You need to eat well to stay healthy. Sağlığını koruman için iyi beslenmen lazım. You need to change your lifestyle. Yaşam stilini değiştirmen lazım. I need to fold the laundry. Çamaşırları katlamam lazım. I need to see it now. Şimdi görmem lazım. Why do we need to find him? Onu niye bulmamız lazım? I need to buy a new notebook. Yeni bir defter almam lazım. We need an air force. Bize hava kuvvetleri lazım. I need some milk. Bana biraz süt lazım. I need to search for my pen. Kalemimi aramam lazım. I need to clean my room. Odamı temizlemem lazım. We need to destroy all of your belongings. Sana ait ne varsa yok etmemiz lazım. I need to find work. İş bulmam lazım. That child of yours needs a good talking to. Çocuğunuzun kulağının çekilmesi lazım. I need to buy some food for tonight's party. Bu akşamki parti için biraz yiyecek almam lazım. The shirt needs ironing. Gömleğin ütülenmesi lazım. I need to eat now. Şimdi yemek yemem lazım. I need to talk to Tom right now. Tom'la hemen konuşmam lazım. I need exact figures, not hand-waving and guesses. Bana net rakamlar lazım, tahmin ve afaki laflar değil. I need to impress Tom. Tom'u etkilemem lazım. I need to buy booze for the party. Parti için içki almam lazım. I need to find someone who can drive a truck. Kamyon kullanabilen birini bulmam lazım. I need to get up early tomorrow. Yarın erken kalkmam lazım. I need to find out what these are. Bunların ne olduğunu bulmam lazım. I just need sleep. Benim uyumam lazım. I need to get cracking. İşe koyulmam lazım. Does Tom need money? Tom'a para lazım mı? I need to do well here. Burada iyi iş çıkarmam lazım. I need to charge my cell phone. Cep telefonumu şarj etmem lazım. I need to fix it. Tamir etmem lazım. I need to ask you a few questions. Sana birkaç soru sormam lazım. I need a word with him. Onunla konuşmam lazım. I need to see a copy of it right now. Hemen bir kopyasını görmem lazım. I need to ask you a silly question. Sana aptalca bir soru sormam lazım. I need to go get my hair cut. Saçımı kestirmem lazım. I need to take medications. İlaç almam lazım. I need to go to work. İşe gitmem lazım. I need to use the bathroom. Tuvaleti kullanmam lazım. I need some. Biraz lazım. You need to clean the windshield. Ön camı temizlemen lazım. I really need to get a Samsung Galaxy. Gerçekten bir Samsung Galaxy almam lazım. I need to talk to you. Seninle konuşmam lazım. I need to clear something up. Bir şeyi açıklığa kavuşturmam lazım. I needed hope. Bana ümit lazımdı. I need to find something to eat. Yiyecek bir şeyler bulmam lazım. I need to find a way to get out of here. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmam lazım. I need some rest now. Şimdi biraz dinlenmem lazım. I need to drink a beer now. Şimdi bir bira içmem lazım. She needs to be more careful. Onun daha dikkatli olması lazım. I need a pair of pliers. Bir pense lazım. I needed to take a nap. Biraz şekerleme yapmam lazımdı. I need to get my oboe repaired. Obuamı tamir ettirmem lazım. I need to update my website. İnternet sitemi güncellemem lazım. Is money needed? Para lazım mı? You need a bath, don't you? Banyo yapman lazım, değil mi? I need to get to a library. Kütüphaneye gitmem lazım. I need a receipt for that. Bunun için makbuz lazım. I need to buy some Christmas presents. Birkaç Noel hediyesi almam lazım. I need to speak to you. Seninle konuşmam lazım. I need to see her. Onu görmem lazım. I need to see him again. Onu tekrar görmem lazım. I need to buy some stamps. Pul almam lazım. Tom needs to do that now. Tom'un bunu şimdi yapması lazım. I need a corkscrew. Bana bir tirbuşon lazım. I need a knife. Bana bir bıçak lazım. Sami needed gas. Sami'ye gaz lazımdı. A lot of work has been done, more needs to be done. Çok iş yapıldı, daha da yapılması lazım. I need a ladder. Bana bir merdiven lazım. Tom needs to be cooperative. Tom'un işbirliği yapması lazım. I need to speak to someone right away. Hemen biriyle konuşmam lazım. I need to go and buy some stamps. Gidip biraz pul almam lazım. I need to borrow three hundred dollars. Üç yüz dolar ödünç almam lazım. I need to get that fixed. Bunu tamir ettirmem lazım. I need to take my car to the mechanic's to get it fixed. Arabamı tamirciye götürüp tamir ettirmem lazım. We need to destroy everything that belongs to you. Sana ait ne varsa yok etmemiz lazım. I need to talk to Tom for a minute. Tom'la bir dakika konuşmam lazım. Tom needs to be here all day tomorrow. Tom'un yarın tüm gün burada bulunması lazım. I have five copies, but I need twice as many. Bende beş nüsha var ama bana bunun iki katı lazım. I need to pay the rent. Kirayı ödemem lazım. I need to read but I don't have books! Okumam lazım ama kitabım yok! I really need to talk to Tom sometime today. Bugün bir ara Tom'la konuşmam lazım. I need to get something. Bir şey almam lazım. Tom really needs to tell Mary the truth. Tom'un Mary'ye cidden gerçeği söylemesi lazım. We need facts, not opinions. Bize gerçekler lazım, fikirler değil. I need to get away. Uzaklaşmam lazım. I need to talk to you guys. Sizinle konuşmam lazım. We need to prepare ourselves for battle. Kendimizi savaş için hazırlamamız lazım. I need a red pen. Bana kırmızı kalem lazım. I need to learn. Öğrenmem lazım. You need to take a shower before you go to the party. Partiye gitmeden önce duş alman lazım. I need to go get some eggs. Gidip biraz yumurta almam lazım. Four more are needed to make fifty. Elli yapmak için dört kişi daha lazım. I need to get a job. Bir iş bulmam lazım. I need to take your temperature. Ateşini ölçmem lazım. Tom needs to be handcuffed. Tom'un kelepçelenmesi lazım. I need to buy a gift for her. Ona bir hediye almam lazım. I need to go to the hospital. Hastaneye gitmem lazım. My pants need to be washed. Pantolonumun yıkanması lazım. I need to buy some socks. Çorap almam lazım. You need to sit. Oturman lazım. You need to stop. Durman lazım. I need to go to the washroom to take a piss. Tuvalete gidip işemem lazım. I need to find a new job. Yeni bir iş bulmam lazım. I need to go to the bank. Bankaya gitmem lazım. He needs to leave. Gitmesi lazım. We need to clean the house. Evi temizlememiz lazım. Everybody needs to do this. Herkesin bunu yapması lazım. How big a box do you need? Sana ne büyüklükte bir kutu lazım? Do you need a spoon? Kaşık lazım mı? I need to borrow your car this afternoon. Bu öğleden sonra arabanı ödünç almam lazım. I need the tape. Bant lazım. We need to talk about how to do it. Nasıl yapacağımızı konuşmamız lazım. I need to go to sleep before midnight. Gece yarısından önce uyumam lazım. I need to pay my rent. Kiramı ödemem lazım. We need someone to do something. Birinin bir şeyler yapması lazım. I need it by tomorrow. Yarına kadar lazım. We need to find it in a hurry. Onu acilen bulmamız lazım. We need a lot of practice. Çok pratik yapmamız lazım. I need to retire. Emekli olmam lazım. I need to get some shuteye. Biraz uyumam lazım. I need to get groceries. Yiyecek bir şeyler almam lazım. I need to find the keys to my house. Evimin anahtarlarını bulmam lazım. I still need help. Bana hala yardım lazım. I need to buy some groceries. Biraz yiyecek almam lazım. I need to buy stamps. Pul almam lazım. We need to have this ready by the twentieth. Bunu ayın yirmisine yetiştirmemiz lazım. Tom needs a diaper change. Tom'un bezinin değişmesi lazım. You need to learn to protect yourselves. Kendinizi korumayı öğrenmeniz lazım. I need to get back home today. Bugün eve dönmem lazım. I need to buy food. Yemek almam lazım. I need to open this door. Bu kapıyı açmam lazım. I need to get that book back from Tom. O kitabı Tom'dan geri almam lazım. I need to fix it. Onu tamir etmem lazım. I need to go out for a while. Bir süreliğine dışarı çıkmam lazım. I need to think of something funny to say. Söyleyecek komik bir şey bulmam lazım. I need to get to work on time. İşe zamanında varmam lazım. I need to have a word with him. Onunla konuşmam lazım. I need to swim. Yüzmem lazım. I need a kip. Biraz kestirmem lazım. I need to sell my house. Evimi satmam lazım. Tom needs to eat something. Tom'un bir şeyler yemesi lazım. I need a word with her. Onunla konuşmam lazım. I just need to ask you some questions. Sana birkaç soru sormam lazım. I need to get to work. İşe gitmem lazım. I need to speak to him. Onunla konuşmam lazım. I'm aware I'm not at a good level; therefore, I need to practice more. İyi bir seviyede olmadığımın farkındayım; bu nedenle daha fazla alıştırma yapmam lazım. I need to talk to an expert. Bir uzmanla konuşmam lazım. I need a pencil. Bana bir kalem lazım. I need to charge my cellphone. Cep telefonumu şarj etmem lazım. I need to talk to Tom again. Tom'la tekrar konuşmam lazım. I need to buy new skis. Yeni kayaklar almam lazım. I need to go to sleep. Uyumam lazım. I need to make a few calls. Birkaç arama yapmam lazım. You need a refresher course. Size bir takviye kursu lazım. I really need to talk to Tom. Gerçekten Tom'la konuşmam lazım. I need Internet. İnternet lazım. I need to do that today. Bunu bugün yapmam lazım. I need to ask a few more questions. Birkaç soru daha sormam lazım. We need to be honest. Dürüst olmamız lazım. I need to use your phone. Telefonunu kullanmam lazım. I need to get out of this hellhole. Bu cehennem çukurundan çıkmam lazım. I need to finish painting my house. Evimi boyamayı bitirmem lazım. I need to lose some weight. Biraz kilo vermem lazım. I need to buy food, but I don't have enough money. Yiyecek almam lazım ama yeterli param yok. I need to borrow your car. Arabanı ödünç almam lazım. I need to pick out a Purim costume. Purim için bir kostüm seçmem lazım. I need to earn some money. Biraz para kazanmam lazım. I need it now. Şimdi lazım. I need to get ready. Hazırlanmam lazım. Grab what you need. Ne lazımsa al. We need to buy another bed. Başka bir yatak almamız lazım. I need to focus on work. İşe odaklanmam lazım. Show More (680)
2	needed	gerek	adj.
	Further alignment with the community acquis is needed. Topluluk müktesebatı ile daha çok uyumlulaşma gereklidir. And, thirdly, media education is needed not only for children but also for their parents. Üçüncü olarak, medya eğitimi sadece çocuklar için değil ebeveynleri için de gereklidir. Sixty ratifications are needed and over 50 have been obtained. Altmış onay gereklidir ve 50'nin üzerinde onay alınmıştır. When there is insufficient research, a register is needed. Yeterli araştırma olmadığında bir kayıt gereklidir. Much progress still is needed in order to remove structural imbalances. Yapısal dengesizlikleri gidermek için hâlâ çok büyük ilerleme gereklidir. In addition, a level playing field is needed for all interested parties. Buna ek olarak, ilgili tüm taraflar için eşit bir oyun alanı gereklidir. According to the last year regular report, further approximation with the acquis was needed. Geçen yılın düzenli raporuna göre, müktesebat ile daha fazla yakınlaşma gerekliydi. Further efforts are needed in this regard. Bu konuda ilave çabalar gereklidir. Amendment No 11 is balanced, needed, well-supported and gets to the heart of the problem. 11 No'lu Değişiklik dengeli, gerekli, iyi desteklenmiş ve sorunun kalbine inmektedir. It needed no special mention in the reform, because it goes without saying. Reformda özel olarak bahsedilmesine gerek yoktu çünkü söylemeye gerek yok. However, further efforts are needed to align the legislation with the EC acquis in this area. Ancak, mevzuatı bu alandaki AT müktesebatıyla uyumlu hale getirmek için ilave çabalar gereklidir. These reforms are certainly needed in order to assure protection of EC financial interests. Bu reformlar, AT mali çıkarlarının korunmasını sağlamak için kesinlikle gereklidir. Therefore, further alignment of standards is still needed. Dolayısıyla, standartların daha fazla uyumu hâlâ gereklidir. The Treaty of Nice would not then be needed as a basis for the accession of new Member States. Bu durumda Nice Antlaşması'nın yeni Üye Devletlerin katılımı için bir temel oluşturmasına gerek kalmayacaktır. A reform of the public health care system is urgently needed. Kamu sağlık hizmeti sisteminde reform acilen gereklidir. We can then make any adjustments needed on the basis of this appraisal when the common fisheries policy is revised. Daha sonra, ortak balıkçılık politikası gözden geçirilirken bu değerlendirme temelinde gerekli ayarlamaları yapabiliriz. The reform of the Turkish social security system is an on-going process and urgently needed. Türk sosyal güvenlik sisteminde reform, devam eden bir süreçtir ve acilen gereklidir. This is why labelling is needed; this is why safety is paramount. İşte bu yüzden etiketleme gereklidir; işte bu yüzden güvenlik her şeyden önemlidir. Everyone is conscious of this, and there is no proof needed. Herkes bunun bilincinde ve kanıta gerek yok. Biotin is needed in tiny amounts to help the body break down fat. Biotin, vücudun yağları parçalamasına yardımcı olmak için küçük miktarlarda gereklidir. Such additional energy is needed to drive the climate. Klimayı çalıştırmak için böyle bir enerji ilavesi gerekli. You would not have needed to take a taxi. Bir taksiye binmene gerek yoktu. They took the needed measures to re-establish peace. Barışı yeniden tesis etmek için gerekli tedbirleri aldılar. They took the needed measures to re-establish peace. Barışı yeniden tesis etmek için gerekli önlemleri aldılar. I haven't needed to use the money you lent me. Bana borç verdiğin parayı kullanmama gerek kalmadı. She needed a hammer. Ona bir çekiç gerekli. Tom knew he no longer needed to do that. Tom artık bunu yapmasına gerek olmadığını biliyordu. Tom's help isn't needed. Tom'un yardımı gerekli değil. Tom made me feel special and needed. Tom beni özel ve gerekli hissettirdi. Is my confirmation not needed? Onayım gerekli değil mi? Your help isn't needed. Senin yardımın gerekli değil. The issue needed to be settled. Sorunun çözülmesi gerekliydi. I thought Tom no longer needed to do that. Tom'un artık bunu yapmasına gerek yok sanıyordum. Tom needed to start a new life. Tom'un yeni bir hayata başlaması gerek. These things aren't needed. Bu şeyler gerekli değildir. Tom needed to be taken to the hospital. Tom'un hastaneye götürülmesi gerek. I'm needed here. Burada gerekliyim. Is it truly needed? Gerçekten gerekli mi? You would not have needed to take a taxi. Taksiye binmenize gerek kalmazdı. Tom realized he no longer needed to do that. Tom artık bunu yapmasına gerek olmadığını fark etti. Your help isn't needed. Senin yardımına gerek yok. You're not needed here. Burada gerekli değilsin. You're needed at once. Hemen gereklisin. Is it truly needed? Bu gerçekten gerekli mi? The cough went away without any medicine needed. Öksürüğü ilaca gerek kalmadan geçti. Tom's help isn't needed anymore. Tom'un yardımı artık gerekli değil. It's nice to feel needed. Gerekli hissetmek güzeldir. These things aren't needed. Bunlara gerek yok. Many of these things were not needed. Bu şeylerden çoğu gerekli değildi. Tom said he didn't think Mary really needed to do that by herself. Tom, Mary'nin bunu tek başına yapmasına gerek olmadığını düşündüğünü söyledi. Water is much needed. Su çok gerekli. Tom makes me feel needed. Tom bana gerekli hissettiriyor. These things aren't needed anymore. Bu şeyler artık gerekli değil. I'm no longer needed here. Artık burada gerekli değilim. Tom knew he no longer needed to do that. Tom artık onun bunu yapmasına gerek olmadığını biliyordu. Show More (52)
3	needed	gereken	adj.
	We have an outdated model which needs modernising. Modernize edilmesi gereken modası geçmiş bir modelimiz var. The human rights situation in Russia still needs a lot of work. Rusya'daki insan hakları durumu hala üzerinde çalışılması gereken bir konudur. For this reason, it is this area that needs improving, because SMEs are often particularly innovative. Bu nedenle, geliştirilmesi gereken alan bu alandır çünkü KOBİ'ler genellikle özellikle yenilikçidir. This is still a rather tender sapling which needs our undivided attention. Bu hala tüm dikkatimizi vermemiz gereken oldukça hassas bir fidandır. ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body. ALS, vücudunuzu hareket ettirmek için gereken sinirleri ve kasları yavaş yavaş yok eder. I have a house that needs painting. Boyanması gereken bir evim var. Sami had cars that needed fixing. Sami'nin onarılması gereken arabaları vardı. I have a garage that needs cleaning. Temizlenmesi gereken bir garajım var. I had some work that needed finishing. Bitirmem gereken bazı işler vardı. It took me three trips to the supermarket to buy everything we needed for tonight's party. Bu akşamki parti için gereken her şeyi almak için süpermarkete üç kez gitmem gerekti. Sami brought everything that he needed for his meal. Sami yemeği için gereken her şeyi getirdi. Show More (8)
4	needed	ihtiyaç duyulan	adj.
	I know when I'm not needed. Bana ihtiyaç duyulmadığında anlarım. I'll be with them if I'm needed. Bana ihtiyaç duyulursa onlarla olacağım. Tom wanted to feel needed. Tom ihtiyaç duyulduğunu hissetmek istiyordu. It's nice to feel needed. İhtiyaç duyulduğunu hissetmek güzel. I'll be with him if I'm needed. Bana ihtiyaç duyulursa onunla olacağım. I'll be with her if I'm needed. Bana ihtiyaç duyulursa onunla olacağım. Men want to feel needed. Erkekler ihtiyaç duyulduklarını hissetmek isterler. Tom made me feel special and needed. Tom bana kendimi özel ve ihtiyaç duyulan biri gibi hissettirdi. I've done everything that needed to be done. Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım. Tom makes me feel needed. Tom bana ihtiyaç duyulduğunu hissettiriyor. Show More (7)