Tureng - okay - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	okay	tamam	interj.
	Okay, that is not what we have decided. Tamam, karar verdiğimiz şey bu değil. Okay, I put the flash drive over there, in the corner. Tamam, flaş belleği şuraya, köşeye koydum. Okay, first of all, my appearance is not my fault. Tamam, öncelikle, görünüşüm benim kabahatim değil. Okay, well, this is a lost cause. Tamam, bu işte umut yok. Okay, so I'm going over your head on this one. Tamam, o zaman bu sefer seni aşıp patronuna gidiyorum. Okay, kid, up top. Tamam evlat, hadi yukarı. Okay, kid, you can turn around now. Tamam, delikanlı, şimdi dönebilirsin. Okay, we need to get you out of here fast. Tamam, seni hemen buradan çıkarmamız gerekiyor. Okay, then we won't touch the hard drive. Tamam, o zaman sabit diske dokunmayacağız. Okay, that is our exact outdoor fire pit. Tamam, bu tam olarak bizim açık hava ateş çukurumuz. And we said that's okay, then this process has ended. Biz de tamam dedik, o zaman bu süreç sona erdi. Okay, well, this is a lost cause. Tamam, bu iş ümitsiz vaka. Okay, if nothing happened then it's the grace. Tamam, hiçbir şey olmadıysa bu bir lütuftur. Okay, being a godmother isn't all about buying stuff. Tamam, vaftiz anne olmak sadece bir şeyler satın almak değildir. Okay, Mark, clearly, you don't understand how female friendships work. Tamam Mark, belli ki kadınlar arasındaki arkadaşlıkların nasıl yürüdüğünü anlamıyorsun. Okay, being a godmother isn't all about buying stuff. Tamam, vaftiz annesi olmak sadece bir şeyler satın almakla ilgili değil. Okay, first of all, my appearance is not my fault. Tamam, öncelikle, görünüşüm benim hatam değil. Okay, if nothing happened then it's the grace. Tamam, eğer hiçbir şey olmadıysa bu bir lütuftur. Okay we'll just watch the first episode of season two. Tamam, ikinci sezonun ilk bölümünü izleyeceğiz. Okay, you're saying this whole thing rests on Joel's decision. Tamam, her şeyin Joel'in kararına bağlı olduğunu söylüyorsun. Okay, we need to get you out of here fast. Tamam, seni buradan hemen çıkarmamız lazım. Okay, well, this is a lost cause. Tamam, bu ümitsiz bir vaka. Okay, half-speed on this one, guys. Tamam, bu sefer yarı hızda çocuklar. Okay, here, just put it on fast. Tamam, işte, takıversene şunu. Okay, here, just put it on fast. Tamam, işte, çabuk giy şunu. Okay, then we won't touch the hard drive. Tamam, biz de sabit diske dokunmayız madem. Okay, just stay nice and calm like we talked about. Tamam, konuştuğumuz gibi nazik ve sakin kal. Okay, let's assume that there is some truth to this story. Tamam, bu hikayede bazı gerçekler olduğunu varsayalım. Okay, first, we need to roll to determine the weather. Tamam, önce hava durumunu belirlemek için yuvarlanmamız gerekiyor. Okay, get over there. Tamam, oraya git. Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom. Tamam Red, unutma ki bugün kendini yormayacaksın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece. If a bunch of people think I am a huge drug addict, Okay. Eğer bir grup insan benim büyük bir uyuşturucu bağımlısı olduğumu düşünüyorsa, tamam. Okay, we will break down this door if we are forced to! Tamam, eğer mecbur kalırsak bu kapıyı kıracağız! Okay, we need to get you out of here fast. Tamam, seni buradan hızlıca çıkarmalıyız. Okay, just stay nice and calm like we talked about. Tamam, konuştuğumuz gibi kibar ve sakin ol. Okay, kid, up top. Tamam evlat, yukarı. Okay, kid, you can turn around now. Tamam evlat, şimdi arkanı dönebilirsin. Okay, here, just put it on fast. Tamam, işte, hadi çabuk tak. Okay, Tom, you can open your eyes now! Tamam Tom, artık gözlerini açabilirsin! Okay, who are you? Tamam, sen kimsin? Okay, I will keep your advice in mind. Tamam, tavsiyenizi aklımda tutacağım. Ah, okay! Ah, tamam! Okay, who are you? Tamam, kimsin sen? Okay, Tom, that's enough! Tamam Tom, bu yeterli! Okay, thanks, I understand now. Tamam, teşekkürler, şimdi anlıyorum. It's okay if you want to. Eğer istiyorsan tamamdır. Okay, try again. Tamam, yeniden dene. Okay, I'm leaving now. Tamam, ben gidiyorum. It's time to say okay. Tamam deme zamanı. Why is it okay to wear earrings, but not nose rings? Neden küpe takmak tamam da burun halkası takmak değil? Okay, I'll drop it. Tamam, onu bırakacağım. Okay, Tom, you can open your eyes now! Tamam, Tom şimdi gözlerini açabilirsin! Okay, I'm ready. Tamam, hazırım. Okay, I'm coming! Tamam, geliyorum! Okay, I lied. Tamam, ben yalan söyledim. Why is it okay for boys, but not for girls? Neden erkekler için tamam, ama kızlar için değil? Okay, I will keep your advice in mind. Tamam, tavsiyeni aklımda tutacağım. Okay, let's go. Tamam, hadi gidelim. Why is it okay for women to wear earrings, but not men? Neden kadınların küpe takması tamam ama erkeklerin değil? I think the sentence is okay. Bence cümle tamam. Okay, we'll convince them. Tamam, onları ikna edeceğiz. Okay, thanks, I understand now. Tamam, teşekkürler, şimdi anladım. Okay. Tamam. Okay, Tom, that's enough! Tamam, Tom, bu kadar yeter! Okay, I give up. Tamam, pes ediyorum. Okay, wait outside. Tamam, dışarıda bekle. It's okay, you can tell me. Tamam, sen bana anlatabilirsin. Okay, we'll convince them. Tamam, onları ikna ederiz. Okay, try again. Tamam, tekrar dene. Okay, I'll drop it. Tamam, bırakıyorum. Okay, let's go. Tamam, gidelim. Okay, I'm ready. Tamam, ben hazırım. Okay, I give up. Tamam, vazgeçiyorum. Okay, you caught me. Tamam, beni yakaladın. It's time to say okay. Tamam demenin zamanı geldi. Show More (72)
2	okay	iyi	adj.
	So I thought I'd come here and ensure you were okay. Bu yüzden ben de aşağı inip iyi olup olmadığından emin olmak istedim. It's okay to feel emotions. Duyguları hissetmek iyidir. I hope she's okay. Onun iyi olduğunu umuyorum. I'll be okay by myself. Tek başıma iyi olacağım. I am okay. Ben iyiyim. Is Tom doing okay? Tom iyi mi? Is she okay? İyi mi? You're going to be okay. İyi olacaksın. Everyone was okay. Herkes iyiydi. I'm okay. İyiyim. Yes, I think it's okay. Evet, bence iyi. Thank you, Tom, but I'm okay now. Teşekkürler Tom, ama şimdi iyiyim. she's gonna be okay. O iyi olacak. I'm glad she's okay. Onun iyi olduğuna sevindim. I'm doing okay. Ben iyiyim. I'm okay. Ben iyiyim. Does it taste okay? Tadı iyi mi? She seemed okay when I saw her. Onu gördüğümde iyi görünüyordu. Thank you, Tom, but I'm okay now. Teşekkür ederim Tom , ama şimdi iyiyim. I'm glad he's okay. İyi olmasına sevindim. It's okay to take it easy sometimes. Bazen, ağırdan almak iyidir. Is everything okay at the office? Ofiste her şey iyi mi? My studies are going okay. Derslerim iyi gidiyor. You're going to be okay. Sen iyi olacaksın. I'll be okay by myself. Ben kendi kendime iyi olacağım. Any book will be okay as long as it is interesting. İlginç olduğu sürece her kitap iyidir. I'm glad she's okay. İyi olmasına sevindim. I hope she's okay. Umarım iyidir. Is everything okay at home? Evde her şey iyi mi? Is that okay? Böyle iyi mi? I think that everything will be okay. Her şeyin iyi olacağını düşünüyorum. I hope everything is okay. Umarım her şey iyidir. Humans are generally evil, but you're okay. İnsanlar genelde kötüdür ama sen iyisin. He seemed okay when I saw him. Onu gördüğümde iyi görünüyordu. I was okay. Ben iyiydim. I think I’m going to be okay. Sanırım iyi olacağım. Tom did okay on the test. Tom sınavda iyiydi. I asked her if she was okay. Ona iyi olup olmadığını sordum. Is she okay? O iyi mi? Humans are generally evil, but you're okay. İnsanlar genelde kötüdür ama siz iyisiniz. I'm okay because I'm alive. Ben iyiyim çünkü yaşıyorum. That sounds okay. O iyi görünüyor. My studies are going okay. Çalışmalarım gayet iyi gidiyor. Yes, I think it's okay. Evet, sanırım iyi. Any book will be okay as long as it is interesting. İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır. It's okay to take it easy sometimes. Bazen, kafaya takmamak iyidir. Tom seemed okay when I saw him. Tom onu gördüğümde iyi görünüyordu. Tom checked on me to make sure I was okay. Tom iyi olduğumdan emin olmak için beni kontrol etti. Show More (45)
3	okay	tamam mı	adv.
	Wear them not to catch cold, okay? Üşümemek için bunları giy, tamam mı? Guys, I'm not a drug addict, okay? Arkadaşlar, ben uyuşturucu bağımlısı değilim, tamam mı? Mom, you cannot give in to him, okay? Anne, ona boyun eğemezsin, tamam mı? Wear them not to catch cold, okay? Giy onları da üşütme, tamam mı? But talk and communicate with one another, okay? Ama birbirinizle konuşun ve iletişim kurun, tamam mı? Jess, come down, okay? Jess, aşağı in, tamam mı? I don't want to talk about it, okay? Bu konuda konuşmak istemiyorum, tamam mı? Don't forget to do your homework, okay? Ev ödevini yapmayı unutma, tamam mı? I don't want to talk about it, okay? Ben bu konuda konuşmak istemiyorum, tamam mı? Don't fret too much, okay? Çok fazla endişelenme, tamam mı? Don't get mad, okay? Kızma, tamam mı? Let's try to speed things up, okay? İşleri hızlandırmaya çalışalım, tamam mı? Let's not talk about money, okay? Para hakkında konuşmayalım, tamam mı? Please just calm down, okay? Lütfen sakin ol, tamam mı? Just stop bugging me, okay? Beni rahatsız etmeyi bırak, tamam mı? We'll help you, okay? Sana yardım edeceğiz, tamam mı? Don't skip classes, okay? Dersleri aksatma, tamam mı? Get some sleep, okay? Biraz uyu, tamam mı? Let's not jump to conclusions, okay? Hemen sonuca varmayalım, tamam mı? Don't fret too much, okay? Çok fazla üzülme, tamam mı? Please be ready in about half an hour, okay? Lütfen yaklaşık yarım saat içinde hazır ol, tamam mı? Don't come late, okay? Geç gelme, tamam mı? Let's talk about it later, okay? Sonra konuşalım, tamam mı? Please be ready in about half an hour, okay? Lütfen yarım saat içinde hazır ol, tamam mı? You'll share the cookies with Jim, okay? Kurabiyeleri Jim'le paylaşacaksın, tamam mı? Don't forget to do your homework, okay? Ödevini yapmayı unutma, tamam mı? Please just calm down, okay? Lütfen bir sakin ol, tamam mı? Don't skip classes, okay? Dersleri asmayın, tamam mı? We'll help you, okay? Biz size yardım ederiz, tamam mı? Let's not jump to conclusions, okay? Hadi sonuçlara atlamayalım, tamam mı? Don't drink too much, okay? Çok fazla içme, tamam mı? Is that okay? Tamam mı? Show More (29)
4	okay	pekala	interj.
	Okay, let's assume that there is some truth to this story. Pekala, bu hikayede bir doğruluk payı olduğunu varsayalım. Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom. Pekala Red, bugün kendini sakın fazla yormayasın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece. Okay, just stay nice and calm like we talked about. Pekala, konuştuğumuz gibi tatlı ve sakin ol. Okay, I lied. Pekala, yalan söyledim. Show More (1)
5	okay	uygun	adj.
	Is it okay with you? Senin için uygun mu? Is that okay with you? Senin için uygun mu? I'm a vegetarian, so I'd rather not have meat, if that's okay. Ben bir vejetaryenim, eğer uygunsa et yemeği tercih etmem. Show More (0)
6	okay	peki	interj.
	Okay, then we won't touch the hard drive. Peki, madem öyle, sabit diske dokunmayız. Okay, I give up. Peki, vazgeçiyorum. Show More (-1)
7	okay	doğru	adj.
	It's never okay to do this. Bunu yapmak hiçbir zaman doğru olmaz. It's never okay to do this. Bunu yapmak asla doğru değil. Show More (-1)
8	okay	hoş	adj.
	That sounds okay. Kulağa hoş geliyor. Show More (-2)