|
- It's fast enough to circle the Earth seven times in just one second.
- Dünya'nın etrafını bir saniyede yedi kez dönecek kadar hızlıdır.
- It's fast enough to circle the Earth seven times in just one second.
- Bu hız bir saniyede dünyanın etrafını yedi kere turlamaya yeter.
- We're out in two minutes, not one second longer.
- İki dakika içinde çıkıyoruz, bir saniye bile fazla değil.
- It's fast enough to circle the Earth seven times in just one second.
- Sadece bir saniyede Dünya'nın etrafını yedi kez turlayacak hızdadır.
- Give me one second, would you?
- Bana bir saniye ver, olur mu?
- Excuse us for just one second.
- Bize bir saniye izin verin.
- Excuse me for one second.
- Bir saniye izin verin.
- Would you excuse me for one second?
- Bana bir saniye izin verir misiniz?
- Hold on just one second.
- Sadece bir saniye bekle.
- I don't believe for one second that Tom did those things.
- Tom'un bu şeyleri yaptığına bir saniye inanmıyorum.
- Hold on just one second.
- Bekle bir saniye.
- Hold on one second, please.
- Bir saniye bekleyin lütfen.
- Pardon me one second.
- Bir saniye izin verin.
- Would you excuse me for just one second?
- Bana bir saniye izin verir misiniz?
- Hang on one second.
- Bir saniye bekle.
- Would you excuse me for one second?
- Bana bir saniye izin verir misin?
- Wait one second.
- Bir saniye bekle.
- Excuse me for just one second.
- Bana bir saniye izin verin.
- Hold on one second.
- Bir saniye bekle.
- Pardon me one second.
- Bana bir saniye izin verin.
- Excuse me one second.
- Bana bir saniye izin verin.
- Hold on one second, please.
- Bir saniye bekle, lütfen.
- Would you excuse me for just one second?
- Bana sadece bir saniye izin verir misin?
- Excuse me one second.
- Bir saniye müsaade edin.
- Excuse me for one second.
- Bana bir saniye izin verin.
- I don't believe for one second that Tom did those things.
- Tom'un bunları yaptığına bir saniye bile inanmıyorum.
Show More (23)
|
