| 1 |
peanut |
fıstık |
n. |
|
- Who's been eating my peanuts?
- Fıstıklarımı kim yiyor?
- Tom might be allergic to peanuts.
- Tom'un fıstığa alerjisi olabilir.
- They say peanuts are aphrodisiacs.
- Fıstıkların afrodizyak olduğunu söylüyorlar.
- I like almonds, but not peanuts.
- Bademi severim ama fıstığı değil.
- Did Tom know Mary couldn't eat peanuts?
- Tom, Mary'nin fıstık yiyemediğini biliyor muydu?
- Why didn't you tell me you were allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjin olduğunu neden bana söylemedin?
- Peanuts are part of the legume or bean family.
- Fıstık, baklagil veya fasulye ailesinin parçasıdır.
- Lucía looked like a peanut in her first ultrasonography.
- Lucía ilk ultrasonografisinde bir fıstık gibi görünüyordu.
- Would you all like some peanuts?
- Hepiniz biraz fıstık ister misiniz?
- Tom isn't supposed to eat peanuts.
- Tom'un fıstıkları yemesi gerekmiyor.
- Lucía looked like a peanut in her first ultrasonography.
- Lucía ilk ultrasonografisinde fıstığa benziyordu.
- Tom is allergic to peanuts.
- Tom'un fıstığa alerjisi var.
- I know Tom is allergic to peanuts.
- Tom'un fıstığa alerjisi olduğunu biliyorum.
- Many people are allergic to peanuts.
- Birçok kişinin fıstığa alerjisi var.
- I have an allergy to peanuts.
- Fıstığa karşı alerjim var.
- Didn't I tell you that I was allergic to peanuts?
- Sana fıstığa alerjim olduğunu söylememiş miydim?
- I'm very allergic to peanuts.
- Fıstığa çok alerjim var.
- Tom shouldn't eat peanuts.
- Tom fıstık yememeli.
- They say peanuts are aphrodisiacs.
- Fıstıkların afrodizyak olduğunu söylerler.
- Tom probably thought I was allergic to peanuts.
- Tom muhtemelen fıstığa alerjim olduğunu düşünmüştür.
- I'm allergic to peanuts.
- Fıstığa alerjim var.
- Are you sure Tom isn't allergic to peanuts?
- Tom'un fıstığa alerjisi olmadığına emin misin?
- You never told me whether you're allergic to peanuts or not.
- Fıstığa alerjin olup olmadığını bana hiç söylemedin.
- Tom told me he can't eat peanuts.
- Tom bana fıstık yiyemediğini söyledi.
- Tom ate a bag of peanuts.
- Tom bir paket fıstık yedi.
- Many people are allergic to peanuts.
- Birçok insanın fıstığa alerjisi vardır.
- We planted peanuts instead of cotton.
- Pamuk yerine fıstık ektik.
- Aren't you allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjin yok mu?
- I ate some peanuts.
- Biraz fıstık yedim.
- I know both Tom and Mary are allergic to peanuts.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin fıstığa alerjisi olduğunu biliyorum.
- I didn't realize you were allergic to peanuts.
- Fıstığa alerjin olduğunu bilmiyordum.
- Make sure Tom doesn't eat any peanuts.
- Tom'un fıstık yemediğinden emin ol.
- Tom told me that he can't eat peanuts.
- Tom bana fıstık yiyemediğini söyledi.
- Didn't I tell you that I was allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjim olduğunu söylememiş miydim?
- I'm eating roasted peanuts.
- Kavrulmuş fıstık yiyorum.
- Make sure Tom doesn't eat any peanuts.
- Tom'un hiç fıstık yemediğinden emin ol.
- Tom told us he couldn't eat peanuts.
- Tom bize fıstık yiyemediğini söyledi.
- I don't think Tom is allergic to peanuts.
- Tom'un fıstığa alerjisi olduğunu sanmıyorum.
- Are you allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjin var mı?
- I'm severely allergic to peanuts.
- Fıstığa karşı ciddi alerjim var.
- I have an allergy to peanuts.
- Benim fıstıklara alerjim var.
- I like almonds, but not peanuts.
- Bademi severim ama fıstığı sevmem.
- Tom probably thought I was allergic to peanuts.
- Tom muhtemelen fıstığa alerjim olduğunu düşündü.
- I can't eat peanuts.
- Fıstık yiyemem.
- The boy gathered a handful of peanuts and put them in a small box.
- Çocuk bir avuç fıstık topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.
- That's peanuts.
- Fındık fıstık parası.
- I didn't know Tom was allergic to peanuts.
- Tom'un fıstığa alerjisi olduğunu bilmiyordum.
- Aren't you allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjiniz yok mu?
- I know Tom and Mary are both allergic to peanuts.
- Tom ve Mary'nin her ikisinin de fıstığa alerjisi olduğunu biliyorum.
- Tell everybody I'm allergic to peanuts.
- Herkese fıstığa alerjim olduğunu söyle.
- Why didn't you tell us you were allergic to peanuts?
- Fıstığa alerjin olduğunu neden bize söylemedin?
Show More (48)
|
| 2 |
peanut |
yer fıstığı |
n. |
|
- I'm eating roasted peanuts.
- Kavrulmuş yer fıstığı yiyorum.
- I can't remember if you are allergic to peanuts or pistachios.
- Antep fıstığına mı yoksa yer fıstığına mı alerjin olduğunu hatırlayamıyorum.
- Why didn't you tell us you were allergic to peanuts?
- Yer fıstığına alerjin olduğunu neden bize söylemedin?
- I'm allergic to peanuts.
- Yer fıstığına alerjim var.
- Is Tom allergic to peanuts?
- Tom'un yer fıstığına alerjisi var mı?
- Tom told me that he can't eat peanuts.
- Tom bana yer fıstığı yiyemediğini söyledi.
- Tom can eat just about anything but peanuts.
- Tom yer fıstığı dışında her şeyi yiyebilir.
- Are you sure Tom can eat peanuts?
- Tom'un yer fıstığı yiyebileceğinden emin misin?
- If farmers don't make a decent living growing peanuts, they will try growing other crops.
- Eğer çiftçiler yer fıstığı yetiştirerek iyi bir yaşam süremezlerse, başka ürünler yetiştirmeyi deneyeceklerdir.
- I don't think Tom is allergic to peanuts.
- Tom'un yer fıstığına alerjisi olduğunu sanmıyorum.
- Tom ate a bag of peanuts.
- Tom bir paket yer fıstığı yedi.
- Aren't you allergic to peanuts?
- Yer fıstığına alerjik değil misin?
- Senegal, whose main source of foreign income comes from peanuts, relies heavily on the world markets.
- Ana dış gelir kaynağı yer fıstığı olan Senegal, büyük ölçüde dünya pazarlarına güveniyor.
- Are you sure Tom isn't allergic to peanuts?
- Tom'un yer fıstığına alerjisi olmadığından emin misin?
- I'm not supposed to eat peanuts.
- Yer fıstığı yememem gerekiyor.
- You never told me whether you're allergic to peanuts or not.
- Yer fıstığına alerjin olup olmadığını bana asla söylemedin.
- We planted peanuts instead of cotton.
- Pamuk yerine yer fıstığı ektik.
- I know both Tom and Mary are allergic to peanuts.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin yer fıstığına alerjisi olduğunu biliyorum.
- I cannot eat peanuts because I am allergic to them.
- Alerjim olduğu için yer fıstığı yiyemem.
- Tom can't eat peanuts.
- Tom yer fıstığı yiyemez.
- Senegal, whose main source of foreign income comes from peanuts, relies heavily on the world markets.
- Ana dış gelir kaynağı yer fıstığından gelen Senegal, dünya piyasalarına büyük ölçüde güveniyor.
- You can't let Tom eat anything that has peanuts in it.
- Tom'un içinde yer fıstığı olan hiçbir şeyi yemesine izin veremezsin.
- I can't remember if you are allergic to peanuts or pistachios.
- Antep fıstığı veya yer fıstığına alerjin olup olmadığını hatırlayamıyorum.
- Tom told us he couldn't eat peanuts.
- Tom bize yer fıstığı yiyemediğini söyledi.
- Tom couldn't eat peanuts when he was a child.
- Tom çocukken yer fıstığı yiyemezdi.
- Tom told me he can't eat peanuts.
- Tom bana yer fıstığı yiyemediğini söyledi.
- Tell everybody I'm allergic to peanuts.
- Yer fıstığına alerjim olduğunu herkese söyle.
- Tom knows Mary can't eat peanuts.
- Tom, Mary'nin yer fıstığı yiyemediğini biliyor.
- Tom isn't supposed to eat peanuts.
- Tom'un yer fıstığı yememesi gerekiyor.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
- Tom'un fındığa alerjisi var ama yer fıstığına yok.
- Aren't you allergic to peanuts?
- Yer fıstığına alerjiniz yok mu?
- The boy gathered a handful of peanuts and put them in a small box.
- Oğlan bir avuç yer fıstığı topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.
- Is Tom allergic to peanuts?
- Tom'un yer fıstığına alerjisi mi var?
- Who's been eating my peanuts?
- Yer fıstıklarımı kim yiyor?
- I can't eat peanuts.
- Yer fıstığı yiyemem.
- I cannot eat peanuts because I am allergic to them.
- Yer fıstığı yiyemiyorum çünkü alerjim var.
- I'm not supposed to eat peanuts.
- Yer fıstığı yemem gerekmiyor.
- Peanuts are part of the legume or bean family.
- Yer fıstığı, baklagiller veya fasulye ailesinin bir parçasıdır.
- I'm very allergic to peanuts.
- Yer fıstığına çok alerjim var.
Show More (36)
|
| 3 |
peanut |
çerez parası |
n. |
|
- This means that, in comparison, this 1 billion is really peanuts.
- Bu, kıyaslandığında bu 1 milyarın gerçekten çerez parası olduğu anlamına gelmektedir.
- But our tiny black market was peanuts compared to the big operators.
- Ancak bizim küçük karaborsamız büyük operatörlerle kıyaslandığında çerez parasıydı.
- That's peanuts.
- Çerez parası.
Show More (0)
|
| 4 |
peanut |
yerfıstığı |
n. |
|
- Why didn't you tell me you were allergic to peanuts?
- Neden bana yerfıstığına alerjin olduğunu söylemedin?
Show More (-2)
|
