playing - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
playing oynama n.
  • Playing two games at the same time seems a nice idea.
  • Aynı anda iki oyun oynamak iyi bir fikir gibi görünüyor.
  • Playing two games at the same time seems a nice idea.
  • Aynı anda iki oyun oynamak güzel bir fikir gibi görünüyor.
  • Playing in the street is dangerous.
  • Caddede oynamak tehlikeli.
Show More (12)
playing oyun n.
  • These playing cards are marked.
  • Bu oyun kartları işaretli.
  • I love playing cards.
  • Oyun kartlarını severim.
  • Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
  • Tam o sırada parktaki işçiler küçük oyun kartları getirdiler.
Show More (2)