1 |
pluck |
yolmak |
v. |
|
- Tom is plucking a chicken.
- Tom bir tavuğu yoluyor.
- I am plucking the turkey.
- Hindiyi yoluyorum.
- Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old.
- Mary 12 yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı.
- Tom is plucking a chicken.
- Tom piliç yoluyor.
- I want to pluck your facial hair.
- Sakalını yolmak istiyorum.
- Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old.
- Mary on iki yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı.
Show More (3)
|
2 |
pluck |
koparmak |
v. |
|
- Eve plucked fruit from the tree of knowledge.
- Havva, bilgi ağacından meyve kopardı.
- Eve plucked fruit from the tree of knowledge.
- Havva bilgi ağacından meyve kopardı.
- Where did you pluck them?
- Onları nereden kopardın?
Show More (0)
|
3 |
pluck |
toplamak |
v. |
|
- This is not an idea we have plucked out of the air.
- Bu havadan topladığımız bir fikir değildir.
- Where did you pluck them?
- Nereden topladınız?
Show More (-1)
|
4 |
pluck |
tüylerini yolmak |
v. |
|
- Mary is busy plucking the feathers from the chicken.
- Mary tavuğun tüylerini yolmakla meşgul.
- Mary is busy plucking the feathers from the chicken.
- Mary piliçten tüyleri yolmakla meşgul.
Show More (-1)
|
5 |
pluck |
yüreklilik |
n. |
|
- I admire your pluck.
- Senin yürekliliğine hayranım.
Show More (-2)
|
6 |
pluck |
cesaret |
n. |
|
- I admire your pluck.
- Cesaretine hayranım.
Show More (-2)
|