|
- Motherhood, pregnancy and fatherhood must not prevent progress in working life.
- Annelik, hamilelik ve babalık çalışma hayatında ilerlemeyi engellememelidir.
- In no circumstances must pregnancy be a cause for discrimination against women.
- Hamilelik hiçbir koşulda kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına neden olmamalıdır.
- In some countries, it is still completely impossible these days to terminate a pregnancy in a legal and safe manner.
- Bazı ülkelerde hamileliği yasal ve güvenli bir şekilde sonlandırmak bugünlerde hala tamamen imkansızdır.
- I was astonished to find out from my Christian-Democratic counterparts that pregnancy is a purely female issue.
- Hristiyan-Demokrat meslektaşlarımdan hamileliğin tamamen bir kadın meselesi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
- In some countries, it is still completely impossible these days to terminate a pregnancy in a legal and safe manner.
- Bazı ülkelerde, bugünlerde hamileliği yasal ve güvenli bir şekilde sonlandırmak hala tamamen imkansızdır.
- Does anyone dispute the fact that many pregnancies are the result of some sort of violence against women?
- Birçok hamileliğin kadına yönelik bir tür şiddetin sonucu olduğu gerçeğine itiraz eden var mı?
- Reading this report, one is given the morbid impression that any pregnancy is necessarily a crisis.
- Bu rapor okunduğunda her hamileliğin mutlaka bir kriz olduğu gibi hastalıklı bir izlenim edinilmektedir.
- Bad health leads to higher pregnancy rates and condemns families to poverty.
- Kötü sağlık, daha yüksek hamilelik oranlarına yol açmakta ve aileleri yoksulluğa mahkum etmektedir.
- One in six pregnancies in Britain are unplanned.
- İngiltere'de her altı hamilelikten biri planlanmamış.
- Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
- Linda, Dan'i kendisiyle evlenmeye zorlamak için asılsız hamilelik iddialarında bulunmuştur.
- I'm in my fifth month of pregnancy.
- Hamileliğimin beşinci ayındayım.
- In pregnancy, the first three months are the most critical.
- Hamilelikte ilk üç ay en kritik dönemdir.
- Tom didn't tell anyone about Mary's pregnancy.
- Tom, Mary'nin hamileliği konusunda kimseye bir şey söylemedi.
- Today I am very happy with my pregnancy.
- Bugün hamileliğimden dolayı çok mutluyum.
- Tom didn't tell anyone about Mary's pregnancy.
- Tom, Mary'nin hamileliğini kimseye söylemedi.
- Condoms greatly reduce the chances of pregnancy.
- Prezervatifler hamilelik olasılığını büyük ölçüde azaltır.
- They don't use condoms because they are no longer worried about pregnancy.
- Onlar prezervatif kullanmıyorlar çünkü artık hamilelik konusunda endişeli değiller.
- They don't use condoms because they are no longer worried about pregnancy.
- Prezervatif kullanmıyorlar çünkü artık hamilelikten endişe etmiyorlar.
- Almost half of pregnancies in the United States are unplanned.
- Amerika'daki hamileliklerin neredeyse yarısı planlanmamış.
- Have you ever had any complications during past pregnancies?
- Geçmiş hamileliklerinizde hiç komplikasyon yaşadınız mı?
- The news of Mary's pregnancy will soon get around.
- Yakında Mary'nin hamilelik haberi yayılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
- Tipik olarak, insan hamileliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Sami and Layla fought constantly about her pregnancy.
- Sami ve Layla hamileliği yüzünden sürekli kavga ediyorlardı.
- Birth control is cheaper than pregnancy.
- Doğum kontrolü hamilelikten daha ucuzdur.
- This TV show tackles issues of teenage pregnancy and homosexuality.
- Bu TV şovu ergen hamileliği ve eşcinsellik konularını ele alıyor.
- Contraception is cheaper than pregnancy.
- Doğum kontrolü hamilelikten daha ucuzdur.
- Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
- Obstetrik ise hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
- Contraception is cheaper than pregnancy.
- Doğum kontrolü, hamilelikten daha ucuzdur.
- Have you ever had any complications during past pregnancies?
- Önceki hamileliklerinizde hiç komplikasyon yaşamış mıydınız?
- The pregnancy left her with stretch marks.
- Hamilelik çatlaklar bıraktı.
- The news of Layla's pregnancy was met with mixed reactions.
- Layla'nın hamilelik haberi çeşitli tepkilerle karşılandı.
- The news of Mary's pregnancy will soon get around.
- Mary'nin hamilelik haberi yakında yayılacaktır.
- One out of 455 women doesn't realize she's pregnant until the twentieth week of pregnancy.
- 455 kadından biri hamileliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmiyor.
Show More (30)
|
|
- Each year, a third of pregnancies are in fact unwanted or unplanned.
- Her yıl, gebeliklerin üçte biri aslında istenmeyen veya planlanmamış gebeliklerdir.
- Umbilical cord prolapse occurs in approximately one in five hundred pregnancies, and is considered an emergency.
- Kordon sarkması, yaklaşık beş yüz gebelikte bir görülür ve acil durum olarak kabul edilir.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
- Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
- Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
- Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
- Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
- The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
- The news of Layla's pregnancy was met with mixed reactions.
- Leyla'nın gebeliği haberi karışık tepkilerle karşılandı.
- In pregnancy, the first three months are the most critical.
- Gebelikte ilk üç ay en kritik dönemdir.
- Umbilical cord prolapse occurs in approximately one in five hundred pregnancies, and is considered an emergency.
- Göbek kordonu sarkması yaklaşık beş yüz gebelikten birinde görülür ve acil bir durum olarak kabul edilir.
Show More (6)
|