register - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
register kayıt n.
  • The number of consultations of the register is continuing to increase.
  • Kayıtlara ilişkin istişarelerin sayısı artmaya devam etmektedir.
  • How many sensitive documents have been included in the register so far?
  • Şu ana kadar kaç hassas belge kayıtlara dahil edildi?
  • That register will be kept up-to-date and made available online.
  • Bu kayıt güncel tutulacak ve çevrimiçi olarak erişilebilir hale getirilecektir.
Show More (14)
register kaydetmek v.
  • We have the chance to register our views.
  • Görüşlerimizi kaydetme şansımız var.
  • However, I should like to register again my concern that we still need more information.
  • Bununla birlikte hala daha fazla bilgiye ihtiyacımız olduğu yönündeki endişemi tekrar kaydetmek isterim.
  • They should be able to register their product for simple and cost-effective evaluation.
  • Basit ve uygun maliyetli bir değerlendirme için ürünlerini kaydettirebilmeliler.
Show More (13)
register kaydolmak v.
  • Ladies, it takes five minutes to get to that table and register.
  • Hanımlar, şu masaya gidip kaydolmak için beş dakikanız var.
  • Tom registered to vote.
  • Tom oy kullanmak için kaydoldu.
  • I've already registered.
  • Ben çoktan kaydoldum.
Show More (8)
register kayıt olmak v.
  • Where should we register?
  • Nereye kayıt olmalıyız?
  • Let's register for that class.
  • O derse kayıt olalım.
  • Should I register for that class?
  • O sınıfa kayıt olmalı mıyım?
Show More (8)
register kaydını yapmak v.
  • Are we going to register for that class?
  • O derse kayıt yaptıracak mıyız?
  • Should I register for that class?
  • O derse kayıt yaptırmalı mıyım?
  • Where do we register?
  • Nereye kayıt yaptıracağız?
Show More (5)
register sicil n.
  • You told us that RINA was an Italian classification register recognised by the Commission.
  • Bize RINA'nın Komisyon tarafından tanınan bir İtalyan sınıflandırma sicili olduğunu söylediniz.
  • The number of consultations of the register is continuing to increase.
  • Sicile yapılan başvuruların sayısı artmaya devam etmektedir.
  • The Commission should have one register, not several.
  • Komisyonun tek bir sicili olmalı, birden fazla değil.
Show More (4)
register kasa n.
  • We bought a new cash register for our shop.
  • Dükkanımız için yeni bir yazar kasa aldık.
  • Please pay at the register.
  • Lütfen kasaya ödeyin.
  • Sami took all the money from the register.
  • Sami kasadan bütün parayı almıştı.
Show More (3)
register kayıtlı olmak v.
  • Let me remind you that Erika was registered in Valletta.
  • Erika'nın Valletta'da kayıtlı olduğunu hatırlatmak isterim.
  • People who are not registered in the large towns where they work will have to travel home.
  • Çalıştıkları büyük şehirlerde kayıtlı olmayan insanlar evlerine gitmek zorunda kalacaklar.
  • All participants must be registered.
  • Tüm katılımcılar kayıtlı olmalı.
Show More (1)
register tescil ettirmek v.
  • The essential fact is that we have not yet sufficiently registered this.
  • Asıl gerçek, bunu henüz yeterince tescil ettirmemiş olmamızdır.
  • The essential fact is that we have not yet sufficiently registered this.
  • Asıl gerçek ise bunu henüz yeterince tescil ettirememiş olmamızdır.
Show More (-1)
register kayıt defteri n.
  • I think that we should do away with the register.
  • Bence kayıt defterini kaldırmalıyız.
  • Could you please sign the register?
  • Lütfen kayıt defterini imzalar mısınız?
Show More (-1)
register taahhütlü göndermek v.
  • I want to have this letter registered.
  • Bu mektubu taahhütlü göndermek istiyorum.
  • How many days will it take if I send this as registered mail?
  • Bunu iadeli taahhütlü gönderirsem kaç gün sürer?
Show More (-1)
register (posta) taahhütlü göndermek v.
  • I had to register the parcels because they contained important documents.
  • Kolileri taahhütlü göndermek zorunda kaldım çünkü içlerinde önemli belgeler vardı.
Show More (-2)
register (yüzünde) ifadesi olmak v.
  • Her face registered regret when she made her confession.
  • İtirafta bulunduğunda yüzünde pişmanlık ifadesi vardı.
Show More (-2)
register (resmi şikayet vb.) bulunmak v.
  • I went to the police station to register a formal complaint against my neighbor.
  • Komşum hakkında resmi bir şikâyette bulunmak için karakola gittim.
Show More (-2)
register (derece vb.) göstermek v.
  • Today's temperature reached an all-time high according to the number registered on the thermometer.
  • Termometrenin gösterdiği sayıya göre bugünün sıcaklığı tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Show More (-2)
register perde n.
  • Violins play at a higher register than cellos.
  • Kemanlar çellolardan daha yüksek bir perdede çalar.
Show More (-2)
register kayıt yaptırmak v.
  • Make sure that you register before the yoga class.
  • Yoga dersinden önce kayıt yaptırdığınızdan emin olun.
Show More (-2)
register defter n.
  • You need to sign the wedding register when you enter.
  • İçeri girdiğinizde nikah defterini imzalamanız gerekiyor.
Show More (-2)
register fark etmek v.
  • My dad had to tell me his new address three times before it finally registered.
  • Babam yeni adresini bana üç kez söylemek zorunda kaldı, sonunda fark etti.
Show More (-2)
register supap n.
  • The air conditioner is not working properly; I think the register needs adjusting.
  • Klima düzgün çalışmıyor; sanırım supabın ayarlanması gerekiyor.
Show More (-2)
register dil n.
  • It is important to use a formal register when addressing clients.
  • Müşterilere hitap ederken resmi bir dil kullanmak önemlidir.
Show More (-2)
register tescil etmek v.
  • Parliament must be able to verify whether all of these conditions are met before registering a party.
  • Parlamento, bir partiyi tescil etmeden önce tüm bu koşulların yerine getirilip getirilmediğini doğrulayabilmelidir.
Show More (-2)
register kayda almak v.
  • Since 2000, 123 products have been designated as orphan medicinal products and placed on the Community register.
  • 2000 yılından bu yana 123 ürün yetim tıbbi ürün olarak belirlenmiş ve Topluluk kayıtlarına alınmıştır.
Show More (-2)
register göstermek (derece vb) v.
  • The thermometer registered minus ten last night.
  • Termometre dün gece eksi 10'u gösterdi.
Show More (-2)
register kayıt cihazı n.
  • This register is out of commission.
  • Bu kayıt cihazı devre dışı.
Show More (-2)