1 |
related |
akraba |
adj. |
|
- Humans are more closely related to apes than to monkeys.
- İnsanlar kuyruksuz maymunlarla, maymunlarla olduğundan daha yakın akrabadır.
- After talking for an hour, we realized that we were related.
- Bir saat konuştuktan sonra akraba olduğumuzu fark ettik.
- Wait, you're related to a witch doctor?
- Bekle, sen bir büyücü ile akraba mısın?
- Wait, you're related to a witch doctor?
- Bekle, büyücü bir akraban mı var?
- I'm related to her.
- Onunla akrabayım.
- I'm related to him.
- Onunla akrabayım.
- I think we're related.
- Sanırım biz akrabayız.
- Tom and I aren't related.
- Tom ve ben akraba değiliz.
- Aren't you related?
- Siz akraba değil misiniz?
- Believe it or not, peaches and almonds are related.
- İster inanın ister inanmayın, şeftali ve badem akrabadır.
- Tom is related to Mary by marriage.
- Tom evlilik vasıtasıyla Mary ile akrabadır.
- Are you related to us?
- Akrabamız mısınız?
- How are you two related?
- Siz ikiniz nasıl akrabasınız?
- Tom and Mary aren't related to each other.
- Tom ve Mary birbirleriyle akraba değiller.
- I'm not related to him.
- Onunla akraba değilim.
- Are you related to them?
- Onlarla bir akrabalığın var mı?
- Are they related?
- Akraba mı?
- Tom and Mary aren't related.
- Tom ve Mary akraba değil.
- Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadır.
- Tom is related to me.
- Tom benim akrabam.
- Are Tom and Mary related?
- Tom ve Mary akraba mı?
- We're related.
- Biz akrabayız.
- Aren't you two related?
- Siz ikiniz akraba değil misiniz?
- They're related to each other.
- Birbirleriyle akrabalar.
- I'm related to Tom.
- Tom'la akrabayım.
- Are you related to us?
- Bizimle bir akrabalığın var mı?
- Aren't you related?
- Akraba değil misiniz?
- Tom and Mary are related.
- Tom ve Mary akraba.
- A cucumber is related to a watermelon.
- Salatalık karpuzla akrabadır.
- You're not related to me.
- Benimle akraba değilsin.
- Tom and Mary are related to each other.
- Tom ve Mary birbirleriyle akraba.
- Tom isn't related to me.
- Tom bana akraba değil.
- How are you related to Tom?
- Tom'la akrabalığınız nedir?
- How is Tom related to you?
- Tom seninle nasıl akraba?
- We're not related.
- Akraba değiliz.
- Tom and Mary have the same last name, but they aren't related to each other.
- Tom ve Mary'nin soyadları aynı ama birbirleriyle akraba değiller.
- Aren't you related to us?
- Bizimle akraba değil misin?
- Tom and I are related.
- Tom ve ben akrabayız.
- He is related to the family.
- Aile ile akraba.
- I'm not related to you.
- Sizinle akraba değilim.
- She is related to him by marriage.
- Onunla evlilik yoluyla akraba.
- Cucumbers are related to watermelons.
- Salatalıklar karpuzlarla akrabadır.
- We aren't related.
- Biz akraba değiliz.
- She is related to him.
- Onunla akraba.
- The two men were not related.
- İki adam akraba değildi.
- We're all related.
- Hepimiz akrabayız.
- Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadırlar.
- You aren't related to me, are you?
- Benimle akraba değilsin, değil mi?
- Are you related to him?
- Onunla akraba mısınız?
- Tom is related to Mary.
- Tom, Mary ile akraba.
- You're not related to me, are you?
- Benimle akraba değilsin, değil mi?
- They aren't related.
- Onlar akraba değil.
- Are you two related?
- Siz ikiniz akraba mısınız?
- Tom and Mary have the same last name, but they're not related.
- Tom ve Mary'nin soyadı aynı, ama akraba değiller.
- Aren't you and Tom related?
- Sen ve Tom akraba değil misiniz?
- Opossums aren't related to rats.
- Opossumlar sıçanlarla akraba değildir.
- I'm related to them.
- Onlarla akrabayım.
- Philip and Tom are related to each other.
- Philip ve Tom birbirleriyle akraba.
- How are you related to Tom?
- Tom'la akrabalığın ne?
- Tom is related to me.
- Tom benimle akraba.
- Are you related to the Nagashimas?
- Nagashima'larla bir akrabalığınız var mı?
- Are you guys really related?
- Siz gerçekten akraba mısınız beyler?
- Tom is related to Mary.
- Tom Mary ile akrabadır.
- Tom and Mary have the same last name, but they aren't related to each other.
- Tom ve Mary'nin soyadı aynı, ama birbirleriyle akraba değiller.
- He is related to me by marriage.
- O, evlilik vasıtasıyla benimle akrabadır.
- Tom and Mary have the same last name, but they're not related.
- Tom ve Mary'nin soyisimleri aynı ama akrabalıkları yok.
- Is Tom related to Mary?
- Tom, Mary'nin akrabası mı?
- I'm not related to you.
- Seninle akraba değilim.
- Are you related to me?
- Benimle akraba mısınız?
- Tom isn't related to me.
- Tom benimle akraba değil.
- Tom is related to me by marriage.
- Tom benimle evlilik yoluyla akraba.
- They aren't related.
- Akraba değiller.
- Are you related to her?
- Onunla bir akrabalığın var mı?
- Tom is related to Mary by marriage.
- Tom, Mary ile evlilik yoluyla akraba.
- I'm not related to Tom.
- Tom'la bir akrabalığım yok.
- Tom and Mary are related.
- Tom ve Mary akrabadır.
- Are you related to Tom?
- Tom'la akraba mısınız?
- Are you related?
- Sen akraba mısın?
- Layla and Sami were closely related.
- Leyla ve Sami yakından akrabaydılar.
- Aren't you related to us?
- Bize akraba değil misin?
- We're related.
- Akrabayız.
- Are you related?
- Akraba mısınız?
- Tom and Mary have the same last name, but they aren't related.
- Tom ve Mary aynı soyada sahip ama akraba değiller.
- Is Tom related to Mary?
- Tom, Mary ile akraba mı?
- I'm not related to her.
- Onunla akraba değilim.
- Rabbits are related to beavers and squirrels.
- Tavşanlar kunduzlar ve sincaplarla akrabadır.
- I'm related to you.
- Seninle akrabayım.
- He is related to her by marriage.
- Onunla evlilik yoluyla akraba.
- I think we're related.
- Bence akrabayız.
- Aren't you related to me?
- Benimle akraba değil misin?
- They're not related.
- Onlar akraba değil.
- He is related to me by marriage.
- Benimle evlilik yoluyla akraba.
- Aren't you related to me?
- Benim akrabam değil misin?
- I'm not related to Tom.
- Tom'la akraba değilim.
- Are they related?
- Onlar akraba mı?
- Aren't you related to Tom?
- Tom'la akraba değil misiniz?
- Are you related to me?
- Benimle bir akrabalığın var mı?
- Tom and Mary aren't related.
- Tom ve Mary akraba değiller.
- Are you related to her?
- Sen onunla akraba mısın?
- Rabbits are related to beavers and squirrels.
- Tavşanlar kunduz ve sincaplarla akrabadır.
- English and German are two related languages.
- İngilizce ve Almanca akraba iki dildir.
- Tom is related to me by marriage.
- Tom evlilikle bana akraba.
- Are you related to them?
- Onlarla akraba mısınız?
- I'm not related to them.
- Onlarla akraba değilim.
- Tom and Mary have the same last name, but they aren't related.
- Tom ve Mary'nin soyadları aynı ama akraba değiller.
- How are you related?
- Akrabalığınız nedir?
- We're related by marriage.
- Evlilik yoluyla akrabayız.
- Aren't you related to Tom?
- Tom'la akraba değil misin?
- Almost everyone in our village is related to one another.
- Köyümüzde neredeyse herkes birbiriyle akraba.
- They're not related.
- Akraba değiller.
- I don't want to be related to you!
- Seninle akraba olmak istemiyorum!
- Are you two related?
- İkiniz akraba mısınız?
- Maybe we're related.
- Belki de akrabayızdır.
- Are you related to her?
- Onunla akraba mısınız?
Show More (111)
|
2 |
related |
ilgili |
adj. |
|
- Indeed, in addition to aviation, there are all kinds of related industries, including tourism, that have been hit hard.
- Aslında, havacılığın yanı sıra, turizm de dahil olmak üzere her türlü ilgili sektör de ağır darbe almıştır.
- The second point raised relates to what our objective is in relation to social security.
- Gündeme getirilen ikinci husus ise sosyal güvenlikle ilgili hedefimizin ne olduğuyla ilgilidir.
- Secondly, another matter related to enlargement is the reform of the common agricultural policy.
- İkinci olarak, genişlemeyle ilgili bir diğer konu da ortak tarım politikası reformudur.
- Today, a number of the Member States have problems related to asylum and immigration policy.
- Bugün, bazı Üye Devletlerin sığınma ve göç politikasıyla ilgili sorunları var.
- Furthermore, we need special taxes on external environmental costs related to products and product prices.
- Ayrıca, ürünler ve ürün fiyatlarıyla ilgili dış çevresel maliyetler için özel vergilere ihtiyacımız var.
- What we are now discussing is not related to heat-treated products.
- Şu anda tartıştığımız konu ısıl işlem görmüş ürünlerle ilgili değil.
- The main objective of the meeting was to debate on issues related to atmospheric pollution.
- Toplantının ana hedefi atmosferik kirlilikle ilgili konuların tartışılmasıydı.
- We also agreed on provisions to address questions related to illegal immigration.
- Ayrıca yasadışı göçle ilgili soruları ele alacak hükümler üzerinde de mutabık kaldık.
- The area most affected by enlargement within the institution will be staff and the building costs related to languages.
- Kurum içindeki genişlemeden en çok etkilenecek alan personel ve dillerle ilgili bina maliyetleri olacaktır.
- All other existing committees dealing with related matters will be disbanded.
- İlgili konularla ilgilenen diğer tüm mevcut komiteler lağvedilecektir.
- The Commission continues to raise these and other related human rights issues with the Russian authorities.
- Komisyon bu ve diğer ilgili insan hakları konularını Rus makamları nezdinde gündeme getirmeye devam etmektedir.
- A first group of amendments impinges upon matters related with civil, police or judicial legislation.
- Değişikliklerin ilk grubu medeni, polis ve adli mevzuatla ilgili konuları kapsamaktadır.
- Indeed, it is related to that text.
- Aslında bu metinle ilgilidir.
- Beyond rural development, the report also addresses issues related to EU trade and agricultural policy.
- Rapor, kırsal kalkınmanın ötesinde AB ticaret ve tarım politikasıyla ilgili konuları da ele almaktadır.
- I know that flower pots, self-adhesive labels and related issues are important for the industries concerned.
- Çiçek saksıları, kendinden yapışkanlı etiketler ve ilgili konuların ilgili sektörler için önemli olduğunu biliyorum.
- The third question related to whether Belgium and Germany have been treated unequally.
- Üçüncü soru Belçika ve Almanya'ya eşit muamele yapılıp yapılmadığıyla ilgiliydi.
- The Spanish Presidency also seriously addressed the related matter of equipment and took the relevant initiatives.
- İspanya Dönem Başkanlığı da ekipman konusunu ciddi bir şekilde ele almış ve ilgili girişimlerde bulunmuştur.
- Out of the total increase related to medicinal products, 47% was spent on advertising 50 medicinal products.
- Tıbbi ürünlerle ilgili toplam artışın %47'si 50 tıbbi ürünün reklamına harcanmıştır.
- We need to act by pushing ahead on so-called non-trade related concerns during WTO negotiations.
- DTÖ müzakereleri sırasında sözde ticaretle ilgili olmayan kaygılar konusunda ilerleme kaydederek hareket etmeliyiz.
- These related in particular to mechanisms for clean development, reporting, and review procedures.
- Bunlar özellikle temiz geliştirme, raporlama ve inceleme prosedürlerine yönelik mekanizmalarla ilgilidir.
- It is complementary to development cooperation and related to European trade policy.
- Bu, kalkınma işbirliğinin tamamlayıcısıdır ve Avrupa ticaret politikasıyla ilgilidir.
- The proposed general scope is no longer related to combating terrorism.
- Önerilen genel kapsam artık terörle mücadeleyle ilgili değildir.
- They know perfectly well that any arrangements with us will involve a dialogue on human rights and related matters.
- Bizimle yapılacak herhangi bir anlaşmanın insan hakları ve ilgili konularda bir diyalog içereceğini çok iyi biliyorlar.
- It is related to immigration, the fight against illegal immigration, the fight against crime, and asylum seekers.
- Bu konu göç, yasadışı göçle mücadele, suçla mücadele ve sığınmacılarla ilgilidir.
- Our main concern is actually related to the proposals of the European Commission itself.
- Bizim asıl endişemiz aslında Avrupa Komisyonu'nun kendi teklifleriyle ilgilidir.
- Scientific, technological and related research, education and training are therefore non-negotiable.
- Bu nedenle bilimsel, teknolojik ve ilgili araştırma, eğitim ve öğretim tartışılamaz.
- This change is directly related to the Council's availability.
- Bu değişiklik doğrudan Konsey'in müsait olmasıyla ilgilidir.
- Our food programmes are directly related to structural reforms in agriculture as well as poverty alleviation.
- Gıda programlarımız, yoksulluğun azaltılmasının yanı sıra tarımdaki yapısal reformlarla da doğrudan ilgilidir.
- The main objective of the meeting was to debate on issues related to atmospheric pollution.
- Toplantının temel amacı atmosferik kirlilikle ilgili konuları tartışmaktı.
- A positive step was the conclusion of the ratification process of the Energy Charter treaty and related instruments.
- Enerji Şartı antlaşması ve ilgili belgelerin onay sürecinin sonuçlanması olumlu bir adım olmuştur.
- What we are now discussing is not related to heat-treated products.
- Şu anda tartışmakta olduğumuz konu ısıl işlem görmüş ürünlerle ilgili değildir.
- But this is, of course, not really related to these issues.
- Ancak bunun elbette bu konularla pek bir ilgisi yok.
- The amendment related to Budget line A-3015 which is used to finance the European Bureau of Lesser Used Languages.
- Değişiklik, Avrupa Az Kullanılan Diller Bürosu'nun finansmanı için kullanılan A-3015 bütçe kalemiyle ilgilidir.
- I would like to ask you a question related to that.
- Size bununla ilgili bir soru sormak istiyorum.
- This excludes extraordinary earthquake related fiscal expenditures, amounting to about 1%% of GDP.
- GSYH’nin yaklaşık %1%’si tutarında olan, depremle ilgili olağanüstü bütçe harcamaları buna dahil değildir.
- Most of the comments received related to the past situation, before the introduction of the FSMA 2000.
- Alınan yorumların çoğu, FSMA 2000'in yürürlüğe girmesinden önceki geçmiş durumla ilgiliydi.
- Effective alignment in internal market- related areas will depend in particular on progress with company law.
- İç pazarla ilgili alanlarda etkin uyumlulaşma, özellikle, şirketler hukukundaki ilerlemeye bağlı olacaktır.
- And this is closely related to the proposals we are making in our broad guidelines.
- Ve bu, geniş kılavuz ilkelerimizde yaptığımız önerilerle yakından ilgilidir.
- However, the Commission and the Council have already accepted related amendments presented in the first reading.
- Bununla birlikte, Komisyon ve Konsey ilk okumada sunulan ilgili değişiklikleri zaten kabul etmiştir.
- The RAL are obviously related to the issue of providing aid to refugees, of providing humanitarian aid.
- RAL açıkça mültecilere yardım sağlanması, insani yardım sağlanması konusuyla ilgilidir.
- In fact, most of these diseases are diseases related to poverty, even to malnutrition.
- Aslında bu hastalıkların çoğu yoksullukla hatta yetersiz beslenmeyle ilgili hastalıklardır.
- This is closely related to the subject of the debate we are dealing with here.
- Bu, burada ele aldığımız tartışma konusuyla yakından ilgilidir.
- Then we have to give a common response to the international challenges related to security, freedom and justice.
- Ardından güvenlik, özgürlük ve adaletle ilgili uluslararası zorluklara ortak bir yanıt vermeliyiz.
- It is complementary to development cooperation and related to European trade policy.
- Bu, kalkınma iş birliğinin tamamlayıcısıdır ve Avrupa ticaret politikasıyla ilgilidir.
- I think that, on issues related to asylum and immigration, the Union currently has two options.
- İltica ve göçle ilgili konularda Birliğin şu anda iki seçeneği olduğunu düşünüyorum.
- We also covered quite a number of topics related to marketing your website and driving more traffic.
- Ayrıca web sitenizi pazarlamak ve daha fazla trafik çekmekle ilgili pek çok konuyu da ele aldık.
- We also covered quite a number of topics related to marketing your website and driving more traffic.
- Web sitenizi pazarlamak ve daha fazla trafik çekmekle ilgili pek çok konuyu da ele aldık.
- On the other hand, that question is directly related to our understanding of man, the world, and the universe.
- Öte yandan bu soru doğrudan insanı, dünyayı ve evreni anlamamızla ilgilidir.
- I do work related to computers.
- Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
- I do work related to computers.
- Bilgisayarlarla ilgili bir iş yapıyorum.
- It is said that global warming is directly related to carbon dioxide emissions.
- Küresel ısınmanın karbondioksit emisyonu ile doğrudan ilgili olduğu söyleniyor.
- Please place all articles not related to the lesson inside your bag.
- Lütfen dersle ilgili olmayan tüm eşyaları çantanıza koyun.
- I hate the English language and everything related to it.
- İngilizce dilinden ve onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum.
- I hate the English language and everything related to it.
- İngilizceden ve onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum.
- The police have uncovered new evidence related to the case.
- Polis davayla ilgili yeni kanıtlar ortaya çıkardı.
- How is Tom related to you?
- Tom'un seninle ne ilgisi var?
- Firstly, happiness is related to money.
- Birincisi, mutluluk parayla ilgilidir.
- Several studies, related to the temperature increase in the city, have already been published.
- Şehirdeki sıcaklık artışıyla ilgili çeşitli çalışmalar halihazırda yayınlanmıştır.
- Please put everything not related to this class in your bags.
- Lütfen bu dersle ilgili olmayan her şeyi çantanıza koyun.
- Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.
- Yanlış anlamayın ama neyle ilgili olduğunuzun bir önemi yok.
- It is said that global warming is directly related to carbon dioxide emissions.
- Küresel ısınmanın doğrudan karbondioksit emisyonlarıyla ilgili olduğu söyleniyor.
- Physical changes are directly related to aging.
- Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- The identity is related to the place.
- Kimlik mekanla ilgilidir.
- Crime has often been related to poverty.
- Suç çoğu kez yoksullukla ilgilidir.
- None of us are related to the problem.
- Hiçbirimizin sorunla ilgisi yok.
Show More (62)
|
3 |
related |
ilişkili |
adj. |
|
- Only in limited cases is this related to supply controls.
- Sadece sınırlı durumlarda bu durum tedarik kontrolleriyle ilişkilidir.
- We are, therefore, facing three independent but closely related procedures.
- Dolayısıyla birbirinden bağımsız ancak birbiriyle yakından ilişkili üç süreçle karşı karşıyayız.
- It is closely related to aspects such as access to work, chances of promotion, a combination of work and care, etc.
- İşe erişim, terfi şansı, iş ve bakımın bir arada olması gibi hususlarla yakından ilişkilidir.
- The two things are very closely related.
- İki şey birbiriyle çok yakından ilişkilidir.
- The second challenge that we must face is directly related to what I have just said.
- Karşılaşmamız gereken ikinci zorluk ise az önce söylediklerimle doğrudan ilişkilidir.
- One is related to industry and one is independent.
- Biri endüstri ile ilişkili, diğeri bağımsızdır.
- Secondly, we ask how we are related to these things.
- İkincisi, biz bu şeylerle nasıl ilişkiliyiz diye soruyoruz.
- They are all related and they work in concert with one another.
- Hepsi birbiriyle ilişkilidir ve birbirleriyle uyum içinde çalışırlar.
- What we ultimately want is to explain why conscious experiences are related to brain activity.
- Nihayetinde istediğimiz şey, bilinçli deneyimlerin neden beyin aktivitesiyle ilişkili olduğunu açıklamaktır.
- Crime has often been related to poverty.
- Suç genellikle yoksullukla ilişkilidir.
- Both things are closely related.
- İkisi de birbiriyle yakından ilişkili.
- Welsh, Cornish and Breton are all closely related.
- Galce, Cornish ve Breton dilleri birbiriyle yakından ilişkilidir.
- The two robberies were related.
- İki soygun ilişkiliydi.
- Music and sound are very related.
- Müzik ve ses çok ilişkilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
- Fiziksel değişiklikler yaşlanmayla doğrudan ilişkilidir.
- Welsh, Cornish and Breton are all closely related.
- Galce, Kornişce ve Bretonca'nın hepsi yakından ilişkilidir.
- Are all languages related?
- Bütün diller ilişkili mi?
- Both things are closely related.
- Her iki şey de yakından ilişkilidir.
- Are all languages related?
- Bütün diller birbiriyle ilişkili midir?
- Layla and Sami were closely related.
- Leyla ve Sami yakından ilişkiliydi.
Show More (17)
|
4 |
related |
bağlantılı |
adj. |
|
- I believe all these murders are related because the victims look alike.
- Tüm bu cinayetlerin birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyorum çünkü kurbanlar birbirine benziyor.
- It is very important, everything is related, and you are our border with that region.
- Bu çok önemli, her şey birbiriyle bağlantılı ve siz bizim o bölgeyle sınırımızsınız.
- The second point, which is related to this amendment, is that of sanctions.
- Bu değişiklikle bağlantılı olan ikinci husus ise yaptırımlarla ilgilidir.
- Let us focus on the diseases related to poverty, on malaria and tuberculosis.
- Yoksullukla bağlantılı hastalıklara, sıtma ve tüberküloza odaklanalım.
- I will respond very briefly to the three related questions.
- Birbiriyle bağlantılı üç soruya çok kısa yanıt vereceğim.
- Our second concern is the related issue of lack of balance.
- İkinci endişemiz ise bununla bağlantılı olan denge eksikliği meselesidir.
- The two robberies were related.
- İki soygun birbiriyle bağlantılıydı.
Show More (4)
|
5 |
related |
alakalı |
adj. |
|
- Those two things aren't related.
- Bu iki şey birbiriyle alakalı değil.
- Those two things aren't related.
- Bu iki şey alakalı değil.
Show More (-1)
|
6 |
related |
ilişkin |
adj. |
|
- However, the draft of the future treaty contains no separate provisions relating specifically to the CFP.
- Bununla birlikte, gelecekteki anlaşmanın taslağı özellikle OBP'ye ilişkin ayrı hükümler içermemektedir.
Show More (-2)
|
7 |
related |
bağlı |
adj. |
|
- Acute drug related deaths have doubled since 1985.
- Uyuşturucuya bağlı akut ölümler 1985'ten bu yana iki katına çıkmıştır.
Show More (-2)
|