relatively small - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
relatively small nispeten küçük adj.
  • Of course, the framework to be set in the budget for the Committee on Petitions is relatively small.
  • Dilekçe Komisyonu için bütçede belirlenecek çerçeve elbette nispeten küçüktür.
  • Audio-visual services form a relatively small part of the offer.
  • Görsel-işitsel hizmetler teklifin nispeten küçük bir bölümünü oluşturuyor.
  • Despite its relatively small size, Macao has an extraordinary bridging function.
  • Nispeten küçük boyutuna rağmen Macao olağanüstü bir köprü işlevine sahiptir.
Show More (9)