Tureng - respectable - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	respectable	saygıdeğer	adj.
	The results are actually quite respectable. Sonuçlar aslında oldukça saygıdeğer. This would appear to be a very respectable position on the matter, taking a specific point of view. Bu, konuya özel bir bakış açısıyla yaklaşıldığında son derece saygıdeğer bir tutum olarak görünmektedir. Seen against this backdrop, I therefore think that the Committee on Budgets has achieved a very respectable result. Bu çerçeveden bakıldığında, Bütçe Komitesi'nin çok saygıdeğer bir sonuç elde ettiğini düşünüyorum. Only then will our respectable counterparts in Bangladesh be taken seriously at international level. Ancak o zaman Bangladeş'teki saygıdeğer meslektaşlarımız uluslararası düzeyde ciddiye alınacaktır. That is, I admit, a respectable achievement, indeed a transparent one. Bu, kabul ediyorum, saygıdeğer bir başarı, hatta şeffaf bir başarı. Only then will our respectable counterparts in Bangladesh be taken seriously at international level. Ancak o zaman Bangladeş'teki saygıdeğer muhataplarımız uluslararası düzeyde ciddiye alınacaktır. That is, I admit, a respectable achievement, indeed a transparent one. Bunun saygıdeğer bir başarı, hatta şeffaf bir başarı olduğunu kabul ediyorum. We shall then be able to achieve an environmentally respectable result. Böylece çevre açısından saygıdeğer bir sonuç elde edebileceğiz. Being respectable and courteous is never hard to do. Saygıdeğer ve kibar olmak asla zor bir şey değildir. I'm going to my house, where I live like a respectable human being. Saygıdeğer bir insan gibi yaşadığım evime gidiyorum. Tom looks respectable. Tom saygıdeğer görünüyor. I think I look respectable. Bence saygıdeğer görünüyorum. That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational. Saygıdeğer bir performanstı ama kesinlikle sansasyonel değildi. Tom is a respectable businessman. Tom saygıdeğer bir iş adamıdır. Show More (11)
2	respectable	saygın	adj.
	The profession of lorry driver should be made more attractive and also respectable. TIR şoförlüğü mesleği daha cazip ve saygın hale getirilmelidir. I would ask whether they will then have to become a state to gain a respectable place in the European Union? O zaman Avrupa Birliği'nde saygın bir yer edinmek için devlet olmak zorunda kalıp kalmayacaklarını sormak isterim. This is the respectable culture that is represented here. Burada temsil edilen saygın kültür budur. I would ask whether they will then have to become a state to gain a respectable place in the European Union? Avrupa Birliği'nde saygın bir yer edinmek için devlet olmaları gerekecek mi diye sormak istiyorum? Being respectable and courteous is never hard to do. Saygın ve nazik olmak hiçbir zaman zor değildir. That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational. Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi. He seems like a respectable businessman, but he's really part of the Mafia. Saygın bir işadamı gibi görünüyor ama aslında mafyanın bir parçası. Tom is a respectable businessman. Tom saygın bir işadamıdır. I think I look respectable. Sanırım ben saygın görünüyorum. I'm a respectable businessman. Ben saygın bir iş adamıyım. Show More (7)