| 1 |
respected |
saygın |
adj. |
|
- ECHO is today, for good reason, a respected player in the game of international humanitarian aid.
- ECHO bugün, iyi bir nedenle, uluslararası insani yardım oyununda saygın bir oyuncudur.
- The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
- Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.
- Many respected newspapers have also given their pages over to this.
- Birçok saygın gazete de sayfalarını bu konuya ayırmıştır.
- The facts have been presented by respected international bodies such as UNICEF.
- Bu gerçekler UNICEF gibi saygın uluslararası kuruluşlar tarafından da ortaya konmuştur.
- He is a respected professor of physics.
- Saygın bir fizik profesörüdür.
- At this trial, the judge is very respected.
- Bu davada yargıç çok saygındır.
- Dan was a highly respected police officer.
- Dan oldukça saygın bir polis memuruydu.
- Tom is a respected educational psychologist.
- Tom saygın bir eğitim psikoloğudur.
- This laboratory belongs to a respected pharmaceutical company.
- Bu laboratuvar saygın bir ilaç şirketine ait.
- Tom is very well respected.
- Tom çok saygındır.
- Sami was a respected leader in the community.
- Sami toplumda saygın bir liderdi.
- He is a respected professor of physics.
- Kendisi saygın bir fizik profesörüdür.
Show More (9)
|
| 2 |
respected |
saygı duyulan |
adj. |
|
- This is something that was respected, even by President Putin.
- Bu, Başkan Putin tarafından bile saygı duyulan bir şeydir.
- This must also lead to a permanent ceasefire on both sides, which is respected by everyone.
- Bu aynı zamanda her iki tarafta da herkes tarafından saygı duyulan kalıcı bir ateşkese yol açmalıdır.
- Tom is well respected in the community.
- Tom toplumda saygı duyulan biri.
- Tom is respected by everyone.
- Tom herkes tarafından saygı duyulan biri.
- Tom was well-known and respected in the community.
- Tom toplumda tanınan ve saygı duyulan biriydi.
- He's well respected for his management skills.
- Yönetim becerilerinden ötürü saygı duyulan biri.
- Dan was a highly respected police officer.
- Dan çok saygı duyulan bir polis memuruydu.
- Tom is well respected in Boston.
- Tom Boston'da saygı duyulan biri.
- Sami was a respected leader in the community.
- Sami toplumda saygı duyulan bir liderdi.
- He is a scientist who is respected by everybody.
- Herkes tarafından saygı duyulan bir bilim adamıdır.
- Tom is well respected in his community.
- Tom kendi toplumunda saygı duyulan biri.
Show More (8)
|
| 3 |
respected |
saygıdeğer |
adj. |
|
- It could be much stronger, but it has a role and its opinion is necessary and respected.
- Çok daha güçlü olabilirdi, ancak bir rolü vardır ve görüşleri gerekli ve saygıdeğerdir.
- I feel really respected.
- Kendimi gerçekten saygıdeğer hissediyorum.
Show More (-1)
|
| 4 |
respected |
itibarlı |
adj. |
|
- Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
Show More (-2)
|
