|
- It turned out that the rumor was false.
- Söylentinin yanlış olduğu ortaya çıktı.
- The rumor must be true.
- Söylenti doğru olmalı.
- Unfortunately, that rumor is true.
- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Tom doesn't know who started the rumor.
- Tom söylentiyi kimin başlattığını bilmiyor.
- The rumor may or may not be true.
- Söylenti doğru olabilir de olmayabilir de.
- Mayuko denied the rumor.
- Mayuko söylentiyi yalanladı.
- Unfortunately, that rumor is true.
- Maalesef söylentiler doğru.
- There's a rumor that Tom and Mary are going to get married.
- Tom ve Mary'nin evleneceğine dair bir söylenti var.
- I wonder who started that rumor.
- O söylentiyi kimin başlattığını merak ediyorum.
- Unfortunately, that rumor is true.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.
- The rumor may be true.
- Söylenti doğru olabilir.
- The rumor turned out to be true.
- Söylentinin gerçek olduğu çıktı.
- As far as I know, the rumor is not true.
- Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değil.
- The rumor is true to some extent.
- Söylenti, bir dereceye kadar doğrudur.
- There's a rumor going around that you two are dating.
- Ortada ikinizin çıktığına dair dolaşan bir söylenti var.
- I don't know who started that rumor.
- Söylentiyi kimin başlattığını bilmiyorum.
- I think the rumor is true.
- Sanırım söylenti gerçek.
- As far as I know, the rumor is not true.
- Bildiğim kadarıyla söylentiler doğru değil.
- There is a rumor that John and Sue will get married.
- John ve Sue'nun evleneceğine dair bir söylenti var.
- There is a rumor that he has resigned.
- İstifa ettiğine dair bir söylenti var.
- Tom heard a rumor that Mary had been arrested.
- Tom Mary'nin tutuklandığına dair bir söylenti duydu.
- I wonder if this rumor is true.
- Bu söylentinin doğru olup olmadığını merak ediyorum.
- I want to stop this rumor before it goes any further.
- Daha ileri gitmeden önce bu söylentiyi durdurmak istiyorum.
- The rumor had no foundation in fact.
- Söylenti, gerçeklere dayalı değildi.
- That's just a rumor.
- Bu sadece bir söylenti.
- The rumor spread all over the town.
- Söylenti, şehrin her yerine yayıldı.
- There's a rumor that Tom and Mary are going to get married.
- Tom ve Mary'nin evleneceği yönünde bir söylenti var.
- I wonder who started that rumor.
- Bu söylentiyi kimin çıkardığını merak ediyorum.
- The rumor spread throughout the country.
- Söylenti, ülke geneline yayıldı.
- Can the rumor be true?
- Söylenti doğru olabilir mi?
- The rumor that they would get married spread at once.
- Onların evleneceği söylentisi hemen yayıldı.
- Tom didn't believe the rumor.
- Tom söylentiye inanmadı.
- Unfortunately, that rumor is true.
- Maalesef bu söylenti doğru.
- There is a rumor about that he is going to resign.
- Onun istifa edeceği hakkında bir söylenti var.
- I know better than to be believe such a rumor.
- Böyle bir söylentiye inanılmaması gerektiğini çok iyi biliyorum.
- It's a rumor.
- Bu bir söylenti.
- I think the rumor is true.
- Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
- Actually, it was only a rumor.
- Aslında, sadece bir söylentiydi.
- He denied the rumor.
- O söylentiyi yalanladı.
- Actually it was only a rumor.
- Aslında bu sadece bir söylentiydi.
- The rumor may well be true.
- Söylenti doğru olabilir.
- The rumor spread throughout the country.
- Söylenti tüm ülkeye yayıldı.
- Who did you hear that rumor from?
- O söylentiyi kimden duydun?
- There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Firmanın iflas edeceğine dair bir söylenti var.
- I heard an interesting rumor.
- İlginç bir söylenti duydum.
- Tom didn't believe the rumor about Mary and John.
- Tom, Mary ve John hakkındaki söylentilere inanmıyordu.
- She tried to prevent the rumor from spreading.
- O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
- Tom denied the rumor.
- Tom söylentiyi yalanladı.
- Actually it was only a rumor.
- Aslında o sadece bir söylentiydi.
- Almost all the students believed the rumor.
- Hemen hemen tüm öğrenciler söylentiye inandı.
- Have you heard the rumor about the new transfer student?
- Yeni transfer öğrenci hakkındaki söylentiyi duydun mu?
- Tom didn't want to believe the rumor about Mary and John.
- Tom, Mary ve John hakkındaki söylentiye inanmak istemedi.
- There is absolutely no truth to this rumor.
- Bu söylenti için kesinlikle hiçbir gerçek yok.
- It's probably just a rumor.
- Muhtemelen sadece bir söylenti.
- Tom denied the rumor.
- Tom söylentiyi reddetti.
- The fact is that the rumor is groundless.
- Gerçek şu ki, söylentiler asılsız.
- The rumor is true.
- Söylenti doğru.
- There is a rumor that she got married.
- Onun evlendiğine dair bir söylenti var.
- The rumor spread far and wide.
- Söylenti her tarafta yayıldı.
- She tried to prevent the rumor from spreading.
- Söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
- The rumor proved true.
- Söylenti doğru çıktı.
- The rumor spread quickly.
- Söylenti hızla yayıldı.
- The rumor of her death turned out false.
- Öldüğü söylentisi yalanmış.
- The rumor proved to be an absolute lie.
- Söylentinin tamamen yalan olduğu kanıtlandı.
- The rumor of her death turned out false.
- Ölüm söylentisi yalan çıktı.
- The rumor is true.
- Söylenti doğrudur.
- The rumor cannot be true.
- Söylenti doğru olamaz.
- There's a rumor going around that she got a new job.
- Etrafta yeni bir iş bulduğuna dair söylentiler dolaşıyor.
- I know better than to be believe such a rumor.
- Böyle bir söylentiye inanmayacak kadar akıllıyım.
- There is a rumor that gold has been found in the valley.
- Vadide altın bulunduğuna dair bir söylenti var.
- That rumor soon spread.
- O söylenti kısa sürede yayıldı.
- There's a rumor going around.
- Bir söylenti dolaşıyor.
- The rumor cannot have been true.
- Söylenti doğru olamaz.
- It was just a rumor.
- Sadece bir söylentiydi.
- The rumor that she's getting married is spreading around town.
- Onun evleniyor söylentisi kasabanın etrafında yayılıyor.
- You must not base your estimation of a person on rumor alone.
- Bir insana dair tahminlerinizi sadece söylentilere dayandırmamalısınız.
- The rumor is true to some extent.
- Söylenti, bir dereceye kadar doğru.
- I think that rumor is true.
- Bence o söylenti gerçek.
- I think the rumor is true.
- Bence söylenti doğru.
- The rumor had no foundation in fact.
- Söylentinin hiçbir temeli yoktu.
- It was a rumor.
- Bu bir söylentiydi.
- I've heard the rumor.
- Söylentiyi duydum.
- The rumor is that they're going to Australia.
- Söylentilere göre Avustralya'ya gidiyorlarmış.
- The rumor is not true as far as I know.
- Bildiğim kadarıyla söylenti doğru değil.
- Rumor says that she is a pickpocket.
- Söylentiye göre o bir yankesici.
- She didn't believe the rumor.
- Söylentiye inanmadı.
- A rumor circulated through the city.
- Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- I'm afraid the rumor is true.
- Korkarım söylenti doğru.
- Is there any truth to that rumor?
- Bu söylentide doğruluk payı var mı?
- Nobody will believe that rumor.
- Bu söylentiye kimse inanmaz.
- The rumor was without foundation.
- Söylenti temelsizdi.
- I've just heard a disturbing rumor.
- Rahatsız edici bir söylenti duydum.
- I want to find out the source of this irresponsible rumor.
- Bu sorumsuzca söylentinin kaynağını bulmak istiyorum.
- Tom didn't want to believe the rumor about Mary and John.
- Tom, Mary ve John hakkındaki söylentilere inanmak istemiyordu.
- The rumor isn't true.
- Söylenti doğru değil.
- I'm afraid the rumor is true.
- Ne yazık ki söylenti doğru.
- It's probably just a rumor.
- Bu muhtemelen sadece bir söylenti.
- Tom didn't believe the rumor about Mary and John.
- Tom, Mary ve John hakkındaki söylentiye inanmadı.
- The rumor turned out true.
- Söylenti doğru çıktı.
- There is a rumor that she got married.
- Evlendiğine dair bir söylenti var.
- To the best of my knowledge, the rumor isn't true.
- Bildiğim kadarıyla söylenti doğru değil.
- That's a completely unfounded rumor.
- Bu tamamen asılsız bir söylenti.
- To the best of my knowledge, the rumor isn't true.
- Bildiğim kadarıyla bu söylenti doğru değil.
- Who did you hear that rumor from?
- Bu söylentiyi kimden duydun?
- The rumor was completely without foundation.
- Söylenti tamamen temelsizdi.
- I think I know who started the rumor.
- Sanırım söylentiyi kimin başlattığını biliyorum.
- There is a rumor that he has resigned.
- Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.
- The rumor isn't true.
- Söylenti doğru değildir.
- It's just a stupid rumor.
- Bu sadece aptalca bir söylenti.
- The rumor spread far and wide.
- Söylenti her yere yayıldı.
- Have you heard the rumor about Tom?
- Tom hakkındaki söylentiyi duydun mu?
- I think the rumor is true.
- Sanırım söylenti doğru.
- Who could have spread that rumor?
- Bu söylentiyi kim yaymış olabilir?
- There is no truth to the rumor.
- Söylenti doğru değildir.
- Almost all the students believed the rumor.
- Neredeyse tüm öğrenciler söylentiye inandı.
- This rumor is completely unfounded.
- Bu söylenti tamamen asılsız.
- It proved the truth of the rumor.
- Söylentinin doğruluğu kanıtlandı.
- There's another rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Firmanın iflas edeceğine dair başka bir söylenti var.
- That's a completely unfounded rumor.
- O tamamen asılsız bir söylenti.
- There's a rumor that Tom is gay.
- Tom'un eşcinsel olduğuna dair bir söylenti var.
- There is absolutely no truth to this rumor.
- Bu söylentinin kesinlikle doğruluk payı yok.
- There's a reason the rumor exploded.
- Söylentinin patlamasının bir nedeni var.
- I've just heard a disturbing rumor.
- Az önce rahatsız edici bir söylenti duydum.
- The rumor can't be true.
- Söylenti gerçek olamaz.
- I know who started the rumor.
- Söylentiyi kimin başlattığını biliyorum.
- It was a silly rumor.
- Aptalca bir söylentiydi.
- I think that rumor is true.
- Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
- The rumor proved to be an absolute lie.
- Söylentinin kesin bir yalan olduğunu kanıtlandı.
- Tom heard a rumor that Mary had been arrested.
- Tom, Mary'nin tutuklandığına dair bir söylenti duymuş.
- Did you know that there's a rumor going around that you two are dating?
- İkinizin çıktığına dair bir söylenti olduğunu biliyor muydun?
- The rumor's all over town.
- Söylentiler tüm kasabayı sardı.
- The rumor can't be true.
- Söylenti doğru olamaz.
- The rumor is believed to be true.
- Söylentinin doğru olduğuna inanılıyor.
- The rumor soon went about.
- Söylenti kısa sürede yayıldı.
- It's just a rumor.
- Bu sadece bir söylenti.
- I know better than to be believe such a rumor.
- Böyle bir söylentiye inanacak kadar aptal değilim.
- It proved the truth of the rumor.
- O, söylentinin doğruluğunu kanıtladı.
- Actually, it was only a rumor.
- Aslında, o sadece bir söylentiydi.
- The rumor spread all over the town.
- Söylenti tüm kasabaya yayıldı.
- It was a silly rumor.
- O aptalca bir söylentiydi.
- The rumor spread far and wide.
- Söylenti her yerde yayıldı.
- Tom denied the rumor.
- Tom söylentiyi inkar etti.
- I don't know the origin of the rumor.
- Ben, söylentinin kaynağını bilmiyorum.
- He denied the rumor.
- Söylentiyi yalanladı.
- Did you know that there's a rumor going around that you two are dating?
- Ortada ikinizin çıktığına dair bir söylenti dolaştığını biliyor muydun?
- The rumor may or may not be true.
- Söylenti doğru olabilir veya olmayabilir.
- There is a rumor about that he is going to resign.
- İstifa edeceğine dair bir söylenti var.
- The rumor's all over town.
- Söylenti kasabanın her yerinde.
- There is no truth to the rumor.
- Söylentinin aslı yok.
- The rumor turned out false.
- Söylenti yanlış çıktı.
- There's a rumor going around.
- Etrafta bir söylenti dolaşıyor.
- I think that rumor is true.
- Bence o söylenti doğru.
- There's a rumor going around that Tom likes Mary.
- Tom'un Mary'den hoşlandığına dair bir söylenti dolaşıyor.
- I want to stop this rumor before it goes any further.
- Daha fazla ilerlemeden bu söylentiyi durdurmak istiyorum.
- Nobody will believe that rumor.
- Kimse bu söylentiye inanmayacaktır.
- This is just a rumor.
- Bu sadece bir söylenti.
- There's some truth in every rumor.
- Her söylentide bazı gerçekler vardır.
- You must not base your estimation of a person on rumor alone.
- Bir kişi hakkındaki tahmininizi sadece söylentilere dayandırmamalısınız.
- I don't know who started that rumor.
- O söylentiyi kimin başlattığını bilmiyorum.
- That rumor spread quickly.
- Bu söylenti hızla yayıldı.
- The rumor proved to be true.
- Söylentinin doğru olduğu kanıtlandı.
- The rumor turned out true.
- Söylenti gerçek çıktı.
- The rumor is going around that the actress is going to get a divorce.
- Aktrisin boşanacağı söylentileri dolaşıyor.
- There's some truth in every rumor.
- Her söylentide bir gerçeklik payı vardır.
- It was a rumor.
- O bir söylentiydi.
- There's a rumor going around that you two are dating.
- İkinizin çıktığına dair bir söylenti dolaşıyor.
- The rumor turned out to be true.
- Söylentiler doğru çıktı.
Show More (164)
|
