|
- The rumour machine says a great deal about the true relationship between civilian and military authorities.
- Söylenti makinesi, sivil ve askeri yetkililer arasındaki gerçek ilişki hakkında çok şey söylüyor.
- This rumour was put about by the FSB and the Russian counter-intelligence service.
- Bu söylenti FSB ve Rus karşı istihbarat servisi tarafından ortaya atıldı.
- Look, kid, I told you, it is a rumour.
- Bak evlat, sana söyledim, bu bir söylenti.
- Look, kid, I told you, it is a rumour.
- Bak ufaklık, sana söylüyorum, bu bir söylenti.
- The rumour quickly spread.
- Söylenti hızla yayıldı.
- The rumour should be taken with a pinch of salt.
- Bu söylentiye şüpheyle yaklaşmakta yarar var.
- The rumour has already spread.
- Söylenti çoktan yayıldı.
- That rumour is not true, is it?
- O söylenti doğru değil, değil mi?
Show More (5)
|