|
- He is the fastest runner in his class.
- O sınıfındaki en hızlı koşucu.
- Though Jane is not a good runner, she can swim very fast.
- Jane iyi bir koşucu olmasa da çok hızlı yüzebilir.
- I'm not a good runner.
- İyi bir koşucu değilim.
- He is the fastest runner in the world.
- O, dünyanın en hızlı koşucusu.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom sınıfımızdaki en hızlı koşucu.
- Tom is a fast runner, isn't he?
- Tom hızlı bir koşucu, değil mi?
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Tom is a fast runner.
- Tom hızlı bir koşucu.
- You're a fast runner.
- Sen hızlı bir koşucusun.
- You're a very fast runner.
- Çok hızlı bir koşucusun.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şu ana kadar sınıftaki en hızlı koşucu oldu.
- He is the fastest runner in the world.
- O, dünyadaki en hızlı koşucudur.
- Tom and Mary are fast runners.
- Tom ve Mary hızlı koşuculardır.
- Lions are fast runners.
- Aslanlar hızlı koşuculardır.
- Five runners reached the finals.
- Beş koşucu finale kaldı.
- She is a runner.
- O bir koşucu.
- I'm the fastest runner in the world.
- Ben dünyadaki en hızlı koşucuyum.
- The runner was gasping for breath.
- Koşucu nefes nefese kalmıştı.
- He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.
- Elinden gelenin en iyisini yaptı ama çok geçmeden bu kadar hızlı bir koşucuyla yarışamayacağını gördü.
- We Africans are excellent athletes and runners.
- Biz Afrikalılar mükemmel atletler ve koşucularız.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, sınıfımızdaki en hızlı koşucu benim.
- I'm a runner.
- Ben bir koşucuyum.
- Tom is much a much faster runner than I ever was.
- Tom benden çok daha hızlı bir koşucu.
- Tom is a very talented runner.
- Tom çok yetenekli bir koşucudur.
- Tom is a very good runner.
- Tom çok iyi bir koşucudur.
- These birds don’t fly well but they are excellent runners.
- Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
- Generally speaking, distance runners are less flexible than sprinters.
- Genel olarak konuşursak, mesafe koşucuları sprinterlerden daha az esnektir.
- Tom and Mary are fast runners.
- Tom ve Mary hızlı koşucular.
- He is a fast runner.
- O hızlı koşucu.
- Five runners reached the finals.
- Beş koşucu finale ulaştı.
- The runners poured water over their heads.
- Koşucular başlarından aşağı su döktüler.
- Before the race, the runners have to warm up.
- Yarıştan önce, koşucuların ısınması gerekir.
- Tom is a very good runner.
- Tom çok iyi bir koşucu.
- I'm not a good runner.
- Ben iyi bir koşucu değilim.
- We Africans are excellent athletes and runners.
- Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız.
- Tom is much a much faster runner than I ever was.
- Tom şimdiye kadar olduğumdan çok daha hızlı bir koşucu.
- Naoko is a fast runner.
- Naoko hızlı bir koşucudur.
- How do you know someone is a runner?
- Birinin koşucu olduğunu nereden biliyorsun?
- How do you know someone is a runner?
- Birinin koşucu olduğunu nasıl bilirsin?
- She was a strong, fast runner then.
- O zamanlar güçlü ve hızlı bir koşucuydu.
- Tom is a fast runner.
- Tom hızlı bir koşucudur.
- Tom is the best runner.
- Tom en iyi koşucudur.
- He is a fast runner.
- Hızlı bir koşucu.
- He is the best runner.
- En iyi koşucu o.
- Tom is the fastest runner on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucu.
- He is the fastest runner in the world.
- O dünyanın en hızlı koşucusu.
- The fastest runner can't run 100 meters in 9 seconds.
- En hızlı koşucu bile 9 saniyede 100 metre koşamaz.
- They're fast runners.
- Onlar hızlı koşucular.
- Sami is not a very fast runner.
- Sami çok hızlı bir koşucu değil.
- Miss Kanda is a very fast runner.
- Bayan Kanda çok hızlı bir koşucudur.
- He ranked fourth on a total of 56 runners.
- O, toplam 56 koşucu arasında dördüncü sırada yer aldı.
- Before the race, the runners have to warm up.
- Yarıştan önce, koşucular ısınmak zorundadır.
- Though Jane is not a good runner, she can swim very fast.
- Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir.
- I'm the fastest runner in the world.
- Ben dünyanın en hızlı koşucusuyum.
- Tom is a fast runner, isn't he?
- Tom hızlı koşucu, değil mi?
- The runner is running on the track.
- Koşucu pistte koşuyor.
- Many runners passed out in the heat.
- Birçok koşucu sıcakta bayıldı.
- Tom is a good runner.
- Tom iyi bir koşucudur.
- Tom is a good runner.
- Tom iyi bir koşucu.
- The runners poured water over their heads.
- Koşucular suyu kafalarına döktü.
- Tony is a fast runner.
- Tony hızlı bir koşucudur.
- He ranked fourth on a total of 56 runners.
- Toplam 56 koşucu arasında dördüncü sırada yer aldı.
- Tom is a very talented runner.
- Tom çok yetenekli bir koşucu.
- Some famous foreign runners entered that race.
- Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa katıldı.
- Tom is the fastest runner on our team.
- Tom takımımızdaki en hızlı koşucudur.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanısıra sınıfımızın en hızlı koşucusu benim.
- Many runners passed out in the heat.
- Birçok koşucu sıcaktan bayıldı.
- The fastest runner can't run 100 meters in 9 seconds.
- En hızlı koşucu 100 metreyi 9 saniyede koşamaz.
- The runner jumped over the hole in the ground.
- Koşucu yerdeki çukurun üzerinden atladı.
- Tom is the fastest runner in his class.
- Tom sınıfındaki en hızlı koşucu.
- He is a fast runner.
- O hızlı bir koşucu.
- Some famous foreign runners entered that race.
- Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa girdi.
- These birds don’t fly well but they are excellent runners.
- Bu kuşlar iyi uçamazlar ama mükemmel koşuculardır.
- He is the fastest runner in his class.
- Sınıfının en hızlı koşucusu.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom bizim sınıfta en hızlı koşucu.
- Are you the runner who escaped the underground city?
- Yeraltı şehrinden kaçan koşucu sen misin?
- Sami is not a very fast runner.
- Sami çok hızlı bir koşucu değildir.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şimdiye kadar sınıfın en hızlı koşucusu oldu.
- Tony is a fast runner.
- Tony, hızlı bir koşucu.
- She is a slow runner.
- O, yavaş bir koşucu.
- Some runners drink water as they are running.
- Bazı koşucular koşarken su içerler.
- He is the best runner.
- O en iyi koşucu.
- Tom might be a really good runner.
- Tom gerçekten iyi bir koşucu olabilir.
Show More (81)
|
