sabotage - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
sabotage sabotaj n.
  • If these engines fail as a result of technical problems or deliberate sabotage, then the aircraft will crash.
  • Bu motorlar teknik sorunlar ya da kasıtlı sabotaj sonucu arızalanırsa, uçak düşecektir.
  • The forces based in Iraq are sadly contending with daily acts of sabotage and loss of life.
  • Irak'ta bulunan güçler ne yazık ki her gün sabotaj eylemleri ve can kayıplarıyla mücadele etmektedir.
  • The Commission proposal looks reassuring, but is not proof against deliberate sabotage.
  • Komisyon teklifi güven verici görünmekle birlikte kasıtlı sabotajlara karşı bir kanıt değildir.
Show More (10)
sabotage sabote etmek v.
  • The Ombudsman's right to gather uncensored information is sabotaged outright by the Commission.
  • Ombudsman'ın sansürsüz bilgi toplama hakkı Komisyon tarafından düpedüz sabote edilmektedir.
  • They are thereby sabotaging constructive dialogue between governments and voluntary organisations.
  • Böylece hükümetler ve gönüllü kuruluşlar arasındaki yapıcı diyaloğu sabote ediyorlar.
  • They were accused of involvement in an attack using explosives and of sabotaging national unity.
  • Patlayıcıların kullanıldığı bir saldırıya karışmakla ve ulusal birliği sabote etmekle suçlandılar.
Show More (8)