|
- They do it in their spare time and do not get paid a penny more.
- Bunu boş zamanlarında yapıyorlar ve bir kuruş fazla para almıyorlar.
- In his spare time, Tom loves to play soccer, hang out with his friends, and listen to music.
- Tom boş zamanlarında futbol oynamayı, arkadaşlarıyla takılmayı ve müzik dinlemeyi seviyor.
- Why do you spend most of your spare time with Tatoeba?
- Neden boş zamanlarınızın çoğunu Tatoeba ile geçiriyorsunuz?
- Tom built this app in his spare time.
- Tom bu uygulamayı boş zamanlarında yaptı.
- Sami had plenty of spare time.
- Sami'nin bolca boş zamanı vardı.
- Father would often read detective stories in his spare time.
- Babam boş zamanlarında sık sık dedektif hikayeleri okurdu.
- Tom likes to solve arrowword puzzles in his spare time.
- Tom boş zamanlarında çengel bulmaca çözmeyi sever.
- What do you do in your spare time?
- Boş zamanında ne yaparsın?
- In his spare time, Tom loves to play soccer, hang out with his friends, and listen to music.
- Tom boş zamanlarında futbol oynamayı, arkadaşlarıyla takılmayı ve müzik dinlemeyi sever.
- What do you do in your spare time?
- Boş zamanlarında ne yapıyorsun?
- Tom spends most of his spare time practicing the guitar.
- Tom boş zamanlarının çoğunu gitar çalışarak geçirir.
- Tom spends most of his spare time practising the guitar.
- Tom boş zamanlarının çoğunu gitar çalışarak geçirir.
- This is what I do in my spare time.
- Boş zamanlarımda yaptığım şey bu.
- Do you know what Tom does in his spare time?
- Tom'un boş zamanlarında ne yaptığını biliyor musun?
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko, boş zamanlarında çiçek aranjmanı yapıyor..
- Father would often read detective stories in his spare time.
- Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.
- Sami had plenty of spare time.
- Sami'nin bol boş zamanı vardı.
- I play the guitar in my spare time.
- Boş zamanımda gitar çalarım.
- I think I can do it in my spare time.
- Sanırım boş zamanlarımda yapabilirim.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko, boş zamanında çiçek aranjmanı yapar.
- I translate books in my spare time.
- Boş zamanımda kitapları tercüme ederim.
- I translate sentences on Tatoeba in my spare time.
- Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.
- What do you like to do in your spare time?
- Boş zamanlarında ne yapmayı seversin?
- How do you relax in your spare time?
- Boş zamanlarında nasıl dinleniyorsun?
- In my spare time, I write articles for my blog.
- Boş zamanlarımda blogum için yazılar yazıyorum.
- What do you like to do in your spare time?
- Boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız?
- I often read comic books in my spare time at work.
- İşteki boş zamanlarımda sık sık çizgi roman okurum.
- She devoted all her spare time to fishing.
- Tüm boş zamanını balık tutmaya ayırıyor.
- I translate sentences on Tatoeba in my spare time.
- Boş zamanlarımda Tatoeba'da cümleleri çeviriyorum.
- Tom built this app in his spare time.
- Tom boş zamanında bu uygulamayı yarattı.
- I think I can do it in my spare time.
- Sanırım boş zamanlarımda bunu yapabilirim.
- Tom likes to solve arrowword puzzles in his spare time.
- Tom boş zamanlarında arrowword bulmacaları çözmeyi seviyor.
- I play the guitar in my spare time.
- Boş zamanlarımda gitar çalarım.
- In my spare time, I write articles for my blog.
- Boş zamanlarımda bloğum için makaleler yazarım.
- I translate books in my spare time.
- Boş zamanlarımda kitaplar çeviriyorum.
Show More (32)
|