| 1 |
spray |
sprey |
n. |
|
- The crop spray is called Roundup and is manufactured by Monsanto.
- Ürün spreyinin adı Roundup'tır ve Monsanto tarafından üretilmektedir.
- Buy some bear spray.
- Bir ayı spreyi satın al.
- I only use environmentally friendly sprays.
- Ben sadece çevre dostu spreyler kullanırım.
- Tom drove to the store and bought three cans of insect spray.
- Tom arabayla mağazaya gitti ve üç kutu böcek spreyi satın aldı.
- I should bring some bear spray.
- Biraz ayı spreyi getirmeliyim.
- How does bear spray work?
- Ayı spreyi nasıl çalışır?
- Does bear spray work?
- Ayı spreyi işe yarıyor mu?
- How do you use bear spray?
- Ayı spreyini nasıl kullanıyorsunuz?
- Buy some bear spray.
- Ayı spreyi al.
- I've got to buy some bear spray.
- Bir ayı spreyi satın almak zorundayım.
- How do you use bear spray?
- Ayı spreyini nasıl kullanırsın?
- Does bear spray work?
- Ayı spreyi işe yarar mı?
- I only use sprays that are friendly to the environment.
- Ben sadece çevre dostu olan spreyleri kullanırım.
- I only use sprays that are friendly to the environment.
- Sadece çevre dostu spreyler kullanırım.
- You should bring some bear spray.
- Biraz ayı spreyi getirmelisin.
- Bring some bear spray.
- Biraz ayı spreyi getirin.
- Tom drove to the store and bought three cans of insect spray.
- Tom arabayla markete gitti ve üç kutu böcek spreyi aldı.
- Don't forget to bring bug spray.
- Böcek spreyi getirmeyi unutmayın.
- We should bring some bear spray.
- Biraz ayı spreyi getirmeliyiz.
- How much does bear spray cost?
- Ayı spreyinin fiyatı ne kadar?
- I've got to buy some bear spray.
- Ayı spreyi almalıyım.
- Did you bring the bear spray?
- Ayı spreyini getirdin mi?
Show More (19)
|
| 2 |
spray |
püskürtmek |
v. |
|
- They are spraying the fruit trees.
- Onlar meyve ağaçlarına ilaç püskürtüyorlar.
- Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
- Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
Show More (-1)
|
| 3 |
spray |
sıkmak |
v. |
|
- Dan sprayed gasoline on himself and threatened to set himself on fire.
- Dan kendi üzerine benzin sıktı ve kendini yakmakla tehdit etti.
Show More (-2)
|
| 4 |
spray |
fışkırtmak |
v. |
|
- Dan sprayed gasoline on himself and threatened to set himself on fire.
- Dan kendine benzin fışkırttı ve kendini yakmakla tehdit etti.
Show More (-2)
|
