Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
stranglehold
mutlak hakimiyet
n.
The monopoly had a
stranglehold
on the market.
Tekelin piyasa üzerinde
mutlak
bir
hakimiyeti
vardı.
Show More (-2)
2
stranglehold
boğaz tutuşu
n.
The wrestler applied a tight
stranglehold
on his opponent.
Güreşçi rakibine sıkı bir
boğaz tutuşu
uyguladı.
Show More (-2)