Tureng - take over - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	take over	devralmak	v.
	I agree that President Musharraf took over in a coup. Başkan Müşerref'in görevi bir darbe ile devraldığına katılıyorum. In this way, preparation has been made for taking over the policing mission in Bosnia-Herzegovina. Bu şekilde Bosna-Hersek'te polislik görevinin devralınması için hazırlık yapılmıştır. The regulation takes over the existing provisions of the Dublin Convention and improves upon them. Tüzük, Dublin Sözleşmesi'nin mevcut hükümlerini devralmakta ve bunları geliştirmektedir. Two are to take over for the remaining four years of the term from their predecessors, who have left office early. İkisi, görevi erken bırakan seleflerinden kalan dört yıllık dönem için görevi devralacak. If high land prices mean that young farmers are then unable to take over businesses, we have overshot the mark. Eğer yüksek arazi fiyatları, genç çiftçilerin işletmeleri devralamayacağı anlamına geliyorsa, hedefi aşmışız demektir. The result of this directive will be that in future protected companies will be able to take over unprotected companies. Bu direktifin sonucu, gelecekte korunan şirketlerin korunmayan şirketleri devralabilmesi olacaktır. In that context, the Commission will take over the WEU police mission in Albania. Bu bağlamda Komisyon Arnavutluk'taki BAB polis misyonunu devralacaktır. Next year, we may well be taking over the SFOR mission from NATO. Gelecek yıl SFOR misyonunu NATO'dan devralıyor olabiliriz. We even have the courage to assume certain tasks ourselves and to take over certain tasks from the Americans. Hatta bazı görevleri kendimiz üstlenecek ve bazı görevleri Amerikalılardan devralacak cesarete sahibiz. I should like to take over the baton from the previous speaker. Bir önceki konuşmacıdan bayrağı devralmak istiyorum. If high land prices mean that young farmers are then unable to take over businesses, we have overshot the mark. Eğer yüksek arazi fiyatları genç çiftçilerin işletmeleri devralamamasına neden oluyorsa, hedefi aşmışız demektir. The candidate countries have worked hard to take over the acquis. Aday ülkeler mevzuatı devralmak için çok çalışmışlardır. The candidate countries have worked hard to take over the acquis. Aday ülkeler müktesebatı devralmak için çok çalıştılar. He will take over the business when his father retires. Babası emekli olunca işi o devralacak. He took over the business after his father died. Babası öldükten sonra işi devraldı. I'll take over your duties. Görevlerini devralacağım. Can you take over here? Burayı devralabilir misin? When John retired, his son took over his business. John emekli olunca, oğlu onun işini devraldı. She took over her sister's identity. Kız kardeşinin kimliğini devraldı. I am to take over my father's business. Babamın işini ben devralacağım. When he retired, his son took over his business. Emekli olduğunda, oğlu işini devraldı. He took over the business from his father. İşi babasından devraldı. He will take over the business when his father retires. O, babası emekli olduğunda işi devralacak. Can you take over driving for a while? Arabayı sürmeyi bir süre devralabilir misin? Tom moved back to Boston to take over his father's business. Tom, babasının işini devralmak için Boston'a geri taşındı. My son will take over the job. Oğlum işi devralacak. I'll take over from here. Bundan sonrasını ben devralırım. Tom is too young to take over yet. Tom henüz yönetimi devralmak için çok genç. I need you to take over. İşi devralmanı istiyorum. Tom took over the family business. Tom aile şirketini devraldı. I don't want her to take over. Onun idareyi devralmasını istemiyorum. Tom took over his father's store. Tom babasının dükkanını devraldı. Who do you think will take over the company? Şirketi kimin devralacağını düşünüyorsun? She took over the business after her husband died. Kocası öldükten sonra işi o devraldı. Here, I'll take over for a while. Burada, yönetimi bir süre devralacağım. Can you take over? Devralabilir misin? I'll take over now. Şimdi devralıyorum. Tom is going to take over after Mary retires. Mary emekli olduktan sonra Tom devralacak. Tom took over the business after his father's death. Tom, babasının ölümünden sonra işi devraldı. He took over the business. İşi devraldı. It's my dream to have a son who'll take over my business when I retire. Benim hayalim ben emekli olduğumda işimi devralacak bir erkek evlada sahip olmaktır. When John retired, his son took over his business. John emekli olduğunda, oğlu onun işini devraldı. I don't want him to take over. Onun idareyi devralmasını istemiyorum. He took over responsibility for his father's project. Babasının projesinin sorumluluğunu devraldı. Tom is still too young to take over. Tom yönetimi devralmak için hala çok genç. Why don't you take over? Neden sen devralmıyorsun? On his father's retirement he took over the business. Babasının emekliliği üzerine işi devraldı. She took over the business after her husband died. O, kocasının ölümünden sonra işi devraldı. I'll take over. Yönetimi devralacağım. On his father's retirement he took over the business. Babası emekli olduktan sonra işi o devraldı. He took over his father's business. O babasının işini devraldı. Tom took over after I left. Tom ben ayrıldıktan sonra devraldı. Tom, can you take over? Tom, sen devralabilir misin? When he retired, his son took over his business. Emekli olduğunda onun işini oğlu devraldı. Sami expected to take over his father's job. Sami babasının işini devralmayı bekliyordu. Tom took over his father's store. Tom babasının mağazasını devraldı. I took over the business from my father. İşi babamdan devraldım. Take over. Devral. I took over the business from Father. İşi babamdan devraldım. I'll take over. Ben devralacağım. Lyndon Johnson took over presidency when John Kennedy was assassinated. Lyndon Johnson, John Kennedy öldürüldüğü zaman başkanlığı devraldı. Sami assumed that one day, he would take over his father's company. Sami bir gün babasının şirketini devralacağını varsayıyordu. I'll have to take over my father's business in the future. İleride babamın işini devralmak zorunda kalacağım. I'm taking over. Ben devralıyorum. Tom didn't want to take over the family business. Tom aile işini devralmak istemedi. Perhaps I should take over. Belki de ben devralmalıyım. He was groomed from a young age to take over the family business. Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi. Who'll take over Cynthia's job when she retires? O emekli olduğunda Cynthia'nın işini kim devralacak? Can you take over? Sen devralabilir misin? Shun will take over my job while I'm away. Ben yokken işimi Shun devralacak. We're taking over. Biz devralıyoruz. Tom is taking over. Tom devralıyor. Can you take over driving for a while? Bir süreliğine şoförlüğü devralabilir misin? The army took over the government. Ordu hükümeti devraldı. One day our children will take over our paddy planting. Bir gün çocuklarımız çeltik ekimini devralacak. Shun will take over my job while I'm away. Ben yokken Shun işimi devralacak. Can you take over? Devralır mısın? Can you take over the driving for a while? Bir süre için sürmeyi devralabilir misin? Tom was sent here to take over. Tom buraya görevi devralması için gönderildi. Tom took over. Tom devraldı. Tom took over in 2013. Tom 2013'te görevi devraldı. Take over, will you? Devral, tamam mı? She took over the business after the death of her husband. Kocasının ölümünden sonra işi o devraldı. Who do you think will take over the company? Sizce şirketi kim devralacak? I am to take over my father's business. Babamın işini devralacağım. You can take over now. Şimdi yönetimi devralabilirsin. Tom is going to take over after Mary retires. Mary emekli olduktan sonra Tom yönetimi devralacak. Who'll take over Cynthia's job when she retires? Emekli olduğunda Cynthia'nın işini kim devralacak? I'll take over your job. Ben senin işini devralacağım. I'll have to take over my father's business in the future. Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım. Tom asked me to take over. Tom benden devralmamı istedi. Let me take over. Bırak ben devralayım. Show More (89)
2	take over	yönetimi ele geçirmek	v.
	The general took over in a coup. General bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. I don't want them to take over. Yönetimi ele geçirmelerini istemiyorum. I don't want them to take over. Onların yönetimi ele geçirmesini istemiyorum. The army took over the government. Ordu yönetimi ele geçirdi. You're taking over. Yönetimi ele geçiriyorsun. Show More (2)
3	take over	yönetimi üstlenmek	v.
	Tom, can you take over? Tom, yönetimi üstlenebilir misin? I don't want him to take over. Onun yönetimi üstlenmesini istemiyorum. Show More (-1)
4	take over	üstlenmek	v.
	This committee should take over responsibility for the full range of tasks relating to herbal medicinal products. Bu komite, bitkisel tıbbi ürünlerle ilgili tüm görevlerin sorumluluğunu üstlenmelidir. Show More (-2)