unconventional - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
unconventional alışılmadık adj.
  • We need have no qualms about making these proposals unconventional and bold.
  • Bu önerileri alışılmadık ve cesur bir şekilde yapmaktan çekinmemeliyiz.
  • Donald Trump's unconventional campaign for president powerfully evokes Dostoevsky's novel.
  • Donald Trump'ın alışılmadık başkanlık kampanyası güçlü bir şekilde Dostoyevski'nin romanını çağrıştırıyor.
  • Donald Trump's unconventional campaign for president powerfully evokes Dostoevsky's novel.
  • Donald Trump'ın cumhurbaşkanlığı için yürüttüğü alışılmadık kampanyası, Dostoyevski'nin romanını şiddetle çağrıştırıyor.
Show More (4)
unconventional alışılmamış adj.
  • We did some unconventional things.
  • Bazı alışılmamış şeyler yaptık.
Show More (-2)