1 |
unequal |
eşit olamayan |
adj. |
|
- Mr Staes goes back to the point about Belgium and unequal treatment.
- Bay Staes, Belçika ve eşit olmayan muamele konusuna geri dönüyor.
- They did not die from discrimination or unequal treatment, they died from dehydration.
- Ayrımcılıktan ya da eşit olmayan muameleden ölmediler, susuzluktan öldüler.
- Mr Staes goes back to the point about Belgium and unequal treatment.
- Bay Staes Belçika ve eşit olmayan muamele konusuna geri dönüyor.
- Moreover, the funds are to some extent granted on the basis of unequal criteria.
- Dahası, fonlar bir dereceye kadar eşit olmayan kriterler temelinde verilmektedir.
Show More (1)
|
2 |
unequal |
eşitsiz |
adj. |
|
- Kyoto unduly favours the mechanisms of an unequal market.
- Kyoto, eşitsiz bir piyasanın mekanizmalarını haksız yere desteklemektedir.
- The framework of preparations presents a situation which I would call unequal.
- Hazırlıklar çerçevesi, eşitsiz diyebileceğim bir durum ortaya koymaktadır.
- Latin America is one of the world's most unequal regions.
- Latin Amerika dünyanın en eşitsiz bölgelerinden biri.
- The United States is a very unequal country.
- Birleşik Devletler çok eşitsiz bir ülke.
Show More (1)
|
3 |
unequal |
farklı |
adj. |
|
- The United States is a very unequal country.
- Amerika Birleşik Devletleri çok farklı bir ülke.
Show More (-2)
|