Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
versed
deneyimli
adj.
That politician is well
versed
in internal and external conditions.
O politikacı, iç ve dış koşullarda
deneyimlidir.
He is well
versed
in foreign affairs.
O dışişlerinde iyi
deneyimlidir.
Show More (-1)
2
versed
bilgili
adj.
The theories of relativity can seem recondite even for people who are well
versed
in the sciences.
İzafiyet teorileri, fen bilimlerinde
bilgili
olan insanlar için bile anlaşılmaz görünebilir.
He is well
versed
in foreign affairs.
Dış ilişkiler konusunda çok
bilgilidir.
Show More (-1)