waive - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
waive feragat etmek v.
  • Parliament has given it its full backing and has even waived its codecision powers in order to save time.
  • Parlamento buna tam destek vermiş ve hatta zaman kazanmak için kodifikasyon yetkilerinden feragat etmiştir.
  • Parliament asked the Commission to waive its excessive privileges.
  • Parlamento, Komisyon'dan aşırı ayrıcalıklarından feragat etmesini istemiştir.
  • A sale implies that all rights and duties are waived, and that is what the financial compensation is for.
  • Satış, tüm hak ve yükümlülüklerden feragat edildiği anlamına gelir ve mali tazminat da bunun içindir.
Show More (1)
waive hakkından feragat etmek v.
  • Tom waived his rights.
  • Tom haklarından feragat etti.
  • Tom does not want to waive his right to a jury trial.
  • Tom jürili duruşma hakkından feragat etmek istemiyor.
  • Tom does not want to waive his right to a jury trial.
  • Tom, jüride yargılanma hakkından feragat etmek istemiyor.
Show More (0)