Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
i'm glad you asked
equal opportunities policy
alga parecida al fuco
mean high water mark
leaching
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
well-mannered
terbiyeli
adj.
Tom is a
well-mannered
young man.
Tom
terbiyeli
genç bir adam.
Tom is a
well-mannered
young man.
Tom
terbiyeli
bir genç adam.
The ideal woman for me would be
well-mannered,
intelligent and a polyglot.
Benim için ideal kadın
terbiyeli,
zeki ve çok dil bilen biri olmalı.
Show More (0)
2
well-mannered
iyi huylu
adj.
She is a
well-mannered
girl.
O
iyi huylu
bir kız.
She is a
well-mannered
girl.
O
iyi huylu
bir kızdır.
Show More (-1)