1 |
winner |
kazanan |
n. |
|
- The winner does not take all; it must not want to, nor must it be able to.
- Kazanan her şeyi alamaz; bunu ne istemeli ne de yapabilmelidir.
- Tom was clearly the winner.
- Tom açıkça kazanandı.
- Everyone loves a winner.
- Herkes kazananı sever.
- I want to be the winner.
- Kazanan olmak istiyorum.
- We will vote to decide the winner.
- Kazananı belirlemek için oylama yapacağız.
- I'm the winner.
- Kazanan benim.
- La La Land' was mistakenly announced as the winner.
- La La Land' yanlışlıkla kazanan olarak açıklandı.
- They will announce the winner tomorrow.
- Kazananı yarın açıklayacaklar.
- Tom was the winner.
- Kazanan Tom'du.
- I knew she would be the winner.
- Onun kazanacağını biliyordum.
- One of us could be the winner.
- Bizden biri kazanan olabilir.
- You're a winner.
- Kazanan sensin.
- What does the winner get?
- Kazanan ne alıyor?
- What does the winner get?
- Kazanan ne alacak?
- Everybody loves a winner.
- Kazanan birini herkes sever.
- Everybody loves a winner.
- Herkes kazananları sever.
- They'll announce the winner tomorrow.
- Kazananı yarın açıklayacaklar.
- They will announce the winner tomorrow.
- Onlar kazananı yarın duyuracaklar.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının kazananına genellikle dünyanın en hızlı adamı denir.
- Tom will be the winner.
- Tom kazanacak.
- It looks like we have a winner.
- Görünüşe göre bir kazananımız var.
- Our random selection has chosen you as a possible winner!
- Rastgele seçimimiz sizi olası bir kazanan olarak seçti!
- I'm the winner.
- Ben kazandım.
- I was the winner.
- Kazanan bendim.
- It's better to be a winner than a loser.
- Kaybeden olmaktansa kazanan olmak daha iyidir.
- It is good to be a winner.
- Kazanan olmak güzeldir.
- I knew Tom would be the winner.
- Tom'un kazanacağını biliyordum.
- It's better to be a winner than a loser.
- Bir kazanan olmak bir kaybeden olmaktan daha iyidir.
- Tom will be the winner.
- Tom kazanan olacak.
- Do you know what the name of last year's beauty pageant winner is?
- Geçen yılki güzellik yarışmasında kazananın adının ne olduğunu biliyor musunuz?
- There was a winner.
- Bir kazanan vardı.
- You're a winner.
- Sen bir kazanansın.
- I want to be the winner.
- Kazanan ben olmak istiyorum.
- Layla wanted to be a winner, just like Dad.
- Leyla tıpkı babam gibi kazanan olmak istiyordu.
- Tom is the winner.
- Tom kazanandır.
- There can only be one winner.
- Sadece bir kazanan olabilir.
- What's the difference between a winner and a loser?
- Bir kazananla bir kaybeden arasındaki fark nedir?
- The winner was Tom.
- Kazanan Tom'du.
- Tom wants to be a winner.
- Tom kazanan olmak istiyor.
- Tom is the real winner.
- Asıl kazanan Tom.
- The crowd gave the winner a big hand.
- Kalabalık, kazananı coşkuyla alkışladı.
- Tom wants to be the winner.
- Tom kazanan olmak istiyor.
- I think Tom is a winner.
- Sanırım Tom bir kazanan.
- Tom wasn't the winner.
- Kazanan Tom değildi.
- Who was the winner?
- Kazanan kimdi?
- I think we have a winner.
- Sanırım bir kazananımız var.
- Layla wanted to be a winner, just like Dad.
- Layla tıpkı babası gibi kazanan olmak istiyordu.
- Tom is clearly the winner.
- Tom açıkça kazanan.
- La La Land' was mistakenly announced as the winner.
- La La Land' yanlışlıkla kazanan olarak anons edildi.
- Tom is a winner.
- Tom bir kazanan.
- Everyone can't be a winner.
- Herkes kazanan olamaz.
- The winner hasn't yet been announced.
- Kazanan henüz açıklanmadı.
- Tom's pumpkin was the winner!
- Tom'un balkabağı kazandı!
- Let's pick a winner.
- Bir kazanan seçelim.
- The crowd hailed the winner.
- Kalabalık, kazananı alkışladı.
- Tom wasn't the winner.
- Tom kazanan değildi.
- What's the difference between a winner and a loser?
- Kazananla kaybeden arasındaki fark nedir?
- One of us could be the winner.
- Birimiz kazanan olabilir.
- Tom wanted to be the winner.
- Tom kazanan olmak istiyordu.
- Tom wanted to be the winner.
- Tom kazanan olmak istedi.
- The crowd hailed the winner.
- Kalabalık, kazananı selamladı.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
- They'll announce the winner tomorrow.
- Onlar kazananı yarın duyuracaklar.
- Tom is the winner.
- Tom kazandı.
- He called out the name of the winner.
- Kazananın adını söyledi.
- Everyone's a winner.
- Herkes kazanır.
- He called out the name of the winner.
- Kazananın adını bağırarak söyledi.
Show More (64)
|
2 |
winner |
galip |
n. |
|
- France is the winner of the 1998 World Cup.
- Fransa, 1998 Dünya Kupası'nın galibidir.
- We're winners.
- Biz galibiz.
- France is the winner of the 1998 World Cup.
- Fransa 1998 Dünya Kupası'nın galibi.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Mağlup gülümserse galip zafer heyecanını kaybeder.
- We're all winners.
- Biz hepimiz galibiz.
- Spain is the winner of the 2010 FIFA World Cup.
- İspanya 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi.
- Spain is the winner of the 2010 FIFA World Cup.
- İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibidir.
- Tom is clearly the winner.
- Tom açıkça galiptir.
- The gold cup was given to the winner of the final match.
- Altın kupa final maçının galibine verildi.
- Tom and Mary were the winners.
- Tom ve Mary galiptiler.
- The winner of the 100m race is often called the world's fastest man.
- 100 metre yarışının galibi genellikle dünyanın en hızlı adamı olarak adlandırılır.
- The first winner of the FIFA World Cup was Uruguay.
- FIFA Dünya Kupası'nın ilk galibi Uruguay'dı.
- I think Tom is a winner.
- Bence Tom bir galip.
- I was the winner.
- Ben galiptim.
Show More (11)
|
3 |
winner |
birinci |
n. |
|
- She was the winner of the Miss Denmark contest.
- Danimarka Güzeli yarışmasının birincisiydi.
- I knew she would be the winner.
- Onun birinci olacağını biliyordum.
- Do you know what the name of last year's beauty pageant winner is?
- Geçen yılın güzellik yarışması birincisinin adını biliyor musun?
- Last year's Miss Universe winner is very tall.
- Geçen yılın Miss Universe birincisi çok uzun.
Show More (1)
|