çelişmek

"çelişmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	çelişmek	contradict f.
They blatantly contradict the Eritrean authorities' proclaimed desire to undertake democratic reforms. Eritreli yetkililerin ilan ettiği demokratik reformlar yapma arzusuyla açıkça çelişiyorlar. More Sentences
General
2	Genel	çelişmek	contradict f.
Some of these requirements also blatantly contradict the Treaty, which provides for unanimity in fiscal matters. Bu şartlardan bazıları, mali konularda oybirliğini öngören Antlaşma ile de açıkça çelişmektedir. More Sentences
3	Genel	çelişmek	contrast f.
This is in contrast to the resolution of the Nice European Council. Bu Nice Avrupa Konseyi'nin kararıyla çelişmektedir. More Sentences
4	Genel	çelişmek	conflict with f.
The moratorium is especially harmful to innovative SMEs in Europe and conflicts with the Lisbon objectives. Moratoryum özellikle Avrupa'daki yenilikçi KOBİ'ler için zararlıdır ve Lizbon hedefleriyle çelişmektedir. More Sentences
Technical
5	Teknik	çelişmek	conflict f.
The declaration conflicts not only with international law but also with the Convention's draft Constitution! Deklarasyon sadece uluslararası hukukla değil, aynı zamanda Konvansiyon'un Anayasa taslağıyla da çelişmektedir! More Sentences
General
6	Genel	çelişmek	belie f.
7	Genel	çelişmek	be in contradiction with f.
8	Genel	çelişmek	disagree f.
9	Genel	çelişmek	contrast with f.
10	Genel	çelişmek	bely f.
11	Genel	çelişmek	negative f.
12	Genel	çelişmek	withsay f.
13	Genel	çelişmek	contrapose f.
Idioms
14	Deyim	çelişmek	go counter f.

"çelişmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	ile çelişmek	conflict with f.
This proposal for a directive is the result of a philosophy which conflicts with that adopted last year. Bu yönerge önerisi, geçen yıl kabul edilen yönerge ile çelişen bir felsefenin sonucudur. More Sentences
2	Genel	ile çelişmek	be at variance with f.
3	Genel	ile çelişmek	be inconsistent with f.
4	Genel	kendisiyle çelişmek	contradict oneself f.
5	Genel	kendiyle çelişmek	contradict oneself f.
6	Genel	ile çelişmek	contradict with f.
Phrasals
7	Öbek Fiiller	(bir şeyle) çelişmek	clash with (something) f.
8	Öbek Fiiller	(bir şeyle) çelişmek	conflict with (something) f.
9	Öbek Fiiller	biriyle/bir şeyle çelişmek	contrast with someone or something f.
10	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) çelişmek	run against (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) çelişmek	vary from (someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) çelişmek	vary with (something) f.
Idioms
13	Deyim	bir şey ile çelişmek	run counter to something f.
14	Deyim	bir şey ile çelişmek	be counter to something f.
15	Deyim	bir şey ile çelişmek	go counter to f.
16	Deyim	-ile çelişmek	be at odds with something f.
17	Deyim	(biriyle/bir şeyle) çelişmek	run counter to (someone or something) f.