Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | çok şanslı olmak | be very lucky f. | ||
The doctors say Tom was very lucky. Doktorlar Tom'un çok şanslı olduğunu söylüyor. More Sentences |
||||
Genel | çok şanslı olmak | have the luck of the devil f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | çok şanslı olmak | luck in f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | çok şanslı olmak | have a charmed life f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | have all the luck f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | bear a charmed life f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | lead a charmed life f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | have the devil’s own luck f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | live a charmed life f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | have the luck of the devil f. | ||
Deyim | çok şanslı olmak | live in a tree [old-fashioned] f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | çok şanslı/avantajlı durumda olmak | have an easy time of it f. |
Deyim | çok şanslı/avantajlı konumda olmak | have an easy time of it f. |
Deyim | çok şanslı bir hayatı olmak | have a charmed existence f. |
Deyim | çok şanslı bir hayatı olmak | lead a charmed existence f. |
Deyim | çok şanslı bir hayatı olmak | live a charmed existence f. |