öğrenmek

"öğrenmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	öğrenmek	find out f.
I was astonished to find out from my Christian-Democratic counterparts that pregnancy is a purely female issue. Hristiyan-Demokrat meslektaşlarımdan hamileliğin tamamen bir kadın meselesi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	öğrenmek	learn f.
It is indeed disappointing to learn that in this unique instance Parliament has not really been consulted. Bu benzersiz örnekte Parlamento'ya pek de danışılmadığını öğrenmek gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor. More Sentences
General
3	Genel	öğrenmek	master f.
We don't believe that Tom will be able to master French. Tom'un Fransızcayı öğrenebileceğine inanmıyoruz. More Sentences
4	Genel	öğrenmek	come to know f.
How did she come to know so much about fish? O, balık hakkında o kadar çok şeyi nasıl öğrendi? More Sentences
5	Genel	öğrenmek	study f.
In some countries, less than 30% of women go on to study the new technologies in higher education. Bazı ülkelerde kadınların %30'undan daha azı yüksek öğretimde yeni teknolojileri öğrenmeye devam etmektedir. More Sentences
6	Genel	öğrenmek	get to know f.
How did she get to know so much about fish? O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi? More Sentences
7	Genel	öğrenmek	hear f.
But we will shortly hear whether we have pulled it off. Ancak bunu başarıp başaramadığımızı kısa süre içinde öğreneceğiz. More Sentences
8	Genel	öğrenmek	absorb f.
The pupils absorbed all the knowledge the teacher gave them. Öğrenciler öğretmenin onlara verdiği tüm bilgiyi öğrendi. More Sentences
Phrasals
9	Öbek Fiiller	öğrenmek	pick up f.
I just want to pick up one point and be told what the Commission really thinks about it. Sadece bir noktaya değinmek ve Komisyon'un bu konuda gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum. More Sentences
General
10	Genel	öğrenmek	make oneself acquainted with f.
11	Genel	öğrenmek	acquaint oneself with something f.
12	Genel	öğrenmek	school oneself to f.
13	Genel	öğrenmek	wise up to f.
14	Genel	öğrenmek	ascertain f.
15	Genel	öğrenmek	get familiar f.
16	Genel	öğrenmek	get wise to f.
17	Genel	öğrenmek	larn f.
18	Genel	öğrenmek	hear of f.
19	Genel	öğrenmek	make acquainted with f.
20	Genel	öğrenmek	inform oneself of something f.
21	Genel	öğrenmek	elicit f.
22	Genel	öğrenmek	understand f.
23	Genel	öğrenmek	imbibe f.
24	Genel	öğrenmek	get word f.
25	Genel	öğrenmek	get into f.
26	Genel	öğrenmek	acquaint oneself with f.
27	Genel	öğrenmek	take f.
28	Genel	öğrenmek	read f.
29	Genel	öğrenmek	wise f.
30	Genel	öğrenmek	glean f.
31	Genel	öğrenmek	con f.
32	Genel	öğrenmek	contrive [dialect] f.
Phrasals
33	Öbek Fiiller	öğrenmek	get down f.
34	Öbek Fiiller	öğrenmek	get something on someone f.
35	Öbek Fiiller	öğrenmek	get in f.
Idioms
36	Deyim	öğrenmek	be clued in f.
37	Deyim	öğrenmek	get clued in f.
38	Deyim	öğrenmek	come to (one's) knowledge f.
39	Deyim	öğrenmek	come to somebody’s knowledge f.
Archaic
40	Eski Kullanım	öğrenmek	lere [scotland] f.

"öğrenmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 362 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yaşayarak öğrenmek	live and learn f.
We live and learn. Yaşayıp öğreniriz. More Sentences
2	Genel	iyice öğrenmek	master f.
Sooner or later, he will master French. Eninde sonunda Fransızcayı iyice öğrenecek. More Sentences
3	Genel	okumayı öğrenmek	learn to read f.
I'm learning to read Devanagari. Devenagari dili okumayı öğreniyorum. More Sentences
4	Genel	ingilizce öğrenmek	learn english f.
I learn English every day. Her gün İngilizce öğreniyorum. More Sentences
5	Genel	deneyimle öğrenmek	learning by experience f.
We all learn by experience. Hepimiz deneyimle öğreniriz. More Sentences
6	Genel	dil öğrenmek	learn a language f.
The best way to learn a language is to live in a country where it's spoken. Bir dili öğrenmek için en iyi yol onun konuşulduğu bir ülkede yaşamaktır. More Sentences
7	Genel	daha fazla öğrenmek	learn more f.
But I'd like to learn more. Ama daha fazla öğrenmek isterim. More Sentences
8	Genel	ispanyolca öğrenmek	learn spanish f.
Why is he learning Spanish? O neden İspanyolca öğreniyor? More Sentences
9	Genel	çince öğrenmek	learn chinese f.
I'm learning Chinese on my own. Kendi başıma Çince öğreniyorum. More Sentences
10	Genel	tekrar yapmak (öğrenmek amaçlı)	revise f.
He went to his room to revise for the exam. Sınav için tekrar yapmak üzere odasına gitti. More Sentences
11	Genel	gerçeği öğrenmek	learn the truth f.
There are too many ways to learn the truth in today's world. Günümüz dünyasında gerçeği öğrenmenin çok fazla yolu var. More Sentences
12	Genel	yüzmeyi öğrenmek	learn to swim f.
Did you learn to swim when you were a child? Bir çocukken yüzmeyi öğrendin mi? More Sentences
13	Genel	yeni şeyler öğrenmek	learn new things f.
The translator constantly learns new things about himself. Çevirmen sürekli kendi hakkında yeni şeyler öğrenir. More Sentences
Phrasals
14	Öbek Fiiller	bir şey öğrenmek	find (someone or something) out f.
As soon as we find out anything, we will contact you. Bir şey öğrenir öğrenmez sizinle irtibata geçeceğiz. More Sentences
15	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir yerden) öğrenmek	read (something) in (something) f.
I learned to read in school. Okumayı okulda öğrendim. More Sentences
16	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) öğrenmek	learn about (someone or something) f.
They learn about things through television, and we have to see that Euronews manages to succeed. Her şeyi televizyon aracılığıyla öğreniyorlar ve Euronews'in başarılı olduğunu görmemiz gerekiyor. More Sentences
17	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) öğrenmek	learn from (someone or something) f.
We can always learn from others. Her zaman başkalarından bir şeyler öğrenebiliriz. More Sentences
18	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) öğrenmek	learn of (someone or something) f.
I was very saddened to learn of the death of our fellow Member, Jacques Santkin, who passed away on 28 August. 28 Ağustos'ta vefat eden Üyemiz Jacques Santkin'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. More Sentences
Colloquial
19	Konuşma Dili	ingilizce öğrenmek	learn english f.
I'm trying to learn English. İngilizce öğrenmeye çalışıyorum. More Sentences
Idioms
20	Deyim	işi öğrenmek	learn the ropes f.
Tom is still learning the ropes. Tom işi öğreniyor daha. More Sentences
Common Usage
21	Yaygın Kullanım	aslını öğrenmek	ascertain f.
General
22	Genel	tekrar tekrar okuma (öğrenmek amacıyla)	revision i.
23	Genel	halkın tepkisini öğrenmek için bir plan hakkında verilen ön haber	trial balloon i.
24	Genel	doğrusunu öğrenmek	ascertain f.
25	Genel	(arada olup biteni) öğrenmek	catch up on f.
26	Genel	kısa zamanda bir konuyu çalışıp öğrenmek	bone up on a subject f.
27	Genel	bir şeyi her yönüyle öğrenmek	learn something from the ground up f.
28	Genel	yeniden öğrenmek	relearn f.
29	Genel	araştırıp öğrenmek	search out f.
30	Genel	ezbere öğrenmek	memorize f.
31	Genel	usulünü öğrenmek	get the hang of f.
32	Genel	ezbere öğrenmek	learn by heart f.
33	Genel	şans eseri öğrenmek	pick up f.
34	Genel	tekrar tekrar okumak (öğrenmek amacıyla)	revise f.
35	Genel	meselenin özünü öğrenmek	get to the bottom of f.
36	Genel	öğrenmek istemek	wonder f.
37	Genel	deneme yanılmayla öğrenmek	learn by trial and error f.
38	Genel	tam öğrenmek	master f.
39	Genel	bir şeyin nasıl yapılacağını öğrenmek	learn how to do something f.
40	Genel	zamanla öğrenmek	learn in time f.
41	Genel	diğerlerini izleyerek öğrenmek	learn from watching others f.
42	Genel	diğerlerine bakarak öğrenmek	learn from watching others f.
43	Genel	şans eseri öğrenmek	get word f.
44	Genel	okuma yazma öğrenmek	learn how to read and write f.
45	Genel	okumayı öğrenmek	learn how to read f.
46	Genel	konuyu öğrenmek	learn the subject f.
47	Genel	konuyu öğrenmek	find out the subject f.
48	Genel	dünyanın kaç bucak olduğunu anlamak öğrenmek	learn by bitter experience f.
49	Genel	detayları öğrenmek için lütfen arka kapağa bakın	(please) see the back cover for details f.
50	Genel	detayları öğrenmek için lütfen arka kapağa bakın	(please) see the back cover for additional details f.
51	Genel	detayları öğrenmek için lütfen arka kapağa bakın	(please) see the back cover for further details f.
52	Genel	üzüntü ile öğrenmek	learn with great sorrow f.
53	Genel	-in usulünü öğrenmek	become proficient at f.
54	Genel	-in usulünü öğrenmek	become familiar with f.
55	Genel	-in usulünü öğrenmek	become good at f.
56	Genel	-in usulünü öğrenmek	grasp f.
57	Genel	-in usulünü öğrenmek	get the hang of f.
58	Genel	-in usulünü öğrenmek	comprehend f.
59	Genel	onun hakkında bütün gerçekleri öğrenmek	get the low-down on him f.
60	Genel	-i öğrenmek	get wind of f.
61	Genel	-in usulünü öğrenmek	understand f.
62	Genel	yolunu yordamını öğrenmek	get into the way of f.
63	Genel	püf noktasını öğrenmek	get the hang of f.
64	Genel	hakkındaki her şeyi öğrenmek	gen up about f.
65	Genel	nasıl yapılacağını öğrenmek	get the hang of f.
66	Genel	nasıl yapıldığını öğrenmek	get the hang of f.
67	Genel	hakkındaki her şeyi öğrenmek	gen up on f.
68	Genel	kirli çamaşırlarını öğrenmek	get wise f.
69	Genel	içyüzünü öğrenmek	get wise f.
70	Genel	kullanmasını öğrenmek	get into f.
71	Genel	yerini öğrenmek	locate f.
72	Genel	ezberden öğrenmek	learn by heart f.
73	Genel	sorumluluk almayı öğrenmek	learn to take responsibility f.
74	Genel	deneyerek öğrenmek	learn by experience f.
75	Genel	yaşayarak öğrenmek	learning through experience f.
76	Genel	deneyimle öğrenmek	learn through experience f.
77	Genel	yaşayarak öğrenmek	learn through experience f.
78	Genel	yaşayarak öğrenmek	learning by experience f.
79	Genel	deneyimle öğrenmek	learning through experience f.
80	Genel	güvenilir bir kaynaktan öğrenmek	know from a reliable source f.
81	Genel	çok iyi öğrenmek	learn something very well f.
82	Genel	birbirinden (bir şeyler) öğrenmek	learn from each other f.
83	Genel	birbirinden (bir şeyler) öğrenmek	learn from one another f.
84	Genel	yanlış öğrenmek	learn wrongly f.
85	Genel	yanlış öğrenmek	mislearn f.
86	Genel	işi öğrenmek	learn the business f.
87	Genel	medya aracılığıyla öğrenmek	learn from the media f.
88	Genel	medya aracılığıyla öğrenmek	glean from the media f.
89	Genel	medyadan öğrenmek	learn from the media f.
90	Genel	medyadan öğrenmek	glean from the media f.
91	Genel	kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak	open the door to see who it is f.
92	Genel	disiplin öğrenmek	learn discipline f.
93	Genel	dikiş yapmayı öğrenmek	learn to sew f.
94	Genel	aşırı öğrenmek	overlearn f.
95	Genel	kendi kendine öğrenmek	teach yourself f.
96	Genel	büyüklerine saygı göstermeyi öğrenmek	learn to respect their elders f.
97	Genel	ezbere öğrenmek	memorise f.
98	Genel	zor olan bir şeyi/şeyleri kısa sürede öğrenmek durumunda kalmak	be on a steep learning curve f.
99	Genel	dili daha iyi öğrenmek	learn the language better f.
100	Genel	geçmişi öğrenmek	learn the past f.
101	Genel	yüzme öğrenmek	learn to swim f.
102	Genel	disiplini öğrenmek	learn discipline f.
103	Genel	(okuyarak) öğrenmek	read f.
104	Genel	bir şeyi öğrenmek istemek	enquire f.
105	Genel	duyarak öğrenmek	hearn [dialect] f.
106	Genel	gerçekleri öğrenmek	bottom f.
107	Genel	üstünkörü öğrenmek	glean f.
108	Genel	aslını öğrenmek	glean f.
109	Genel	aslını öğrenmek	determinate f.
110	Genel	şok edici bir şey öğrenmek	imprint f.
111	Genel	iz bırakan bir gerçeği öğrenmek	imprint f.
112	Genel	öğrenmek için sormak	crave [obsolete] f.
113	Genel	aslını öğrenmek	feel f.
114	Genel	öğrenmek istemek	inquire f.
115	Genel	ilk kez öğrenmek	discover f.
116	Genel	daha çok öğrenmek	outlearn f.
117	Genel	önceden öğrenmek	prepackage f.
118	Genel	aslını öğrenmek	survey f.
119	Genel	öğrenmek isteyen	questioning s.
Phrasals
120	Öbek Fiiller	okuyup inceleyerek öğrenmek	read up on f.
121	Öbek Fiiller	araştırıp öğrenmek	hearken out f.
122	Öbek Fiiller	araştırıp öğrenmek	look out f.
123	Öbek Fiiller	gayri resmi yollardan öğrenmek	pick up f.
124	Öbek Fiiller	öğrenmek/öğretmek için çok çalışmak	beat (someone or something) into (something) f.
125	Öbek Fiiller	öğrenmek/öğretmek için çok çalışmak	beat something into someone f.
126	Öbek Fiiller	bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek	bring away f.
127	Öbek Fiiller	bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek	bring something away f.
128	Öbek Fiiller	bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek	bring something away f.
129	Öbek Fiiller	birinden bir şey öğrenmek	learn something from someone f.
130	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	learn from someone f.
131	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	profit from f.
132	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	learn from f.
133	Öbek Fiiller	iyice öğrenmek/ezberlemek	engrave (something) upon (something) f.
134	Öbek Fiiller	birinin çevirdiği işleri öğrenmek	find (someone or something) out f.
135	Öbek Fiiller	birinin el altından yürüttüğü işleri öğrenmek	find (someone or something) out f.
136	Öbek Fiiller	birinin gizliden gizliye yürüttüğü işleri öğrenmek	find (someone or something) out f.
137	Öbek Fiiller	birinin evde olmadığını öğrenmek	find (someone or something) out f.
138	Öbek Fiiller	birinin dışarıda olduğunu öğrenmek	find (someone or something) out f.
139	Öbek Fiiller	birinin evde olmadığını öğrenmek	find someone out f.
140	Öbek Fiiller	birinin dışarıda olduğunu öğrenmek	find someone out f.
141	Öbek Fiiller	(bir yerden) öğrenmek	glean from (something) f.
142	Öbek Fiiller	(bir kaynaktan) öğrenmek	glean from (something) f.
143	Öbek Fiiller	(ikinci el bir kaynaktan) öğrenmek	glean from (something) f.
144	Öbek Fiiller	(bir yerden) bölük pörçük öğrenmek	glean from (something) f.
145	Öbek Fiiller	bilgi toplayarak bir şeyi öğrenmek/anlamak	glean from f.
146	Öbek Fiiller	bölük pörçük bilgilerle bir şeyi öğrenmek/anlamak	glean from f.
147	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir şey öğrenmek	discern something from someone or something f.
148	Öbek Fiiller	(bir şeyi) iyice öğrenmek için çaba sarf etmek	grind (something) into (something) f.
149	Öbek Fiiller	(birinden bir şeyi) öğrenmek	draw (someone or something) out of (someone or something) f.
150	Öbek Fiiller	(birinden bir şeyi) öğrenmek	draw (something) out of (someone) f.
151	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin durumunu öğrenmek	account for someone or something f.
152	Öbek Fiiller	bir şeyin usulünü öğrenmek	acquaint someone with something f.
153	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	ascertain from f.
154	Öbek Fiiller	'-den aslını/doğrusunu öğrenmek	ascertain from f.
155	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden öğrenmek	ascertain something from someone or something f.
156	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden aslını/doğrusunu öğrenmek	ascertain something from someone or something f.
157	Öbek Fiiller	(bir şeyi) iyice öğrenmek	bone up (on something) f.
158	Öbek Fiiller	(bir şeyi) öğrenmek	catch up on (something) f.
159	Öbek Fiiller	birinden bir şeyi öğrenmek	draw something out of someone and draw something out f.
160	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	draw out of f.
161	Öbek Fiiller	-den öğrenmek	draw out f.
162	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) bilmek/öğrenmek istemek	enquire about (someone or something) [uk] f.
163	Öbek Fiiller	dışarıda olduğunu öğrenmek	find out f.
164	Öbek Fiiller	bir şeyi öğrenmek	find something out f.
165	Öbek Fiiller	birine/bir şeye ne olduğunu öğrenmek/duymak	hear about someone or something f.
166	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) hakkında bir şey öğrenmek	learn about (someone or something) f.
167	Öbek Fiiller	bir yoldan öğrenmek	learn by f.
168	Öbek Fiiller	bir şekilde öğrenmek	learn by f.
169	Öbek Fiiller	'-erek öğrenmek	learn by f.
170	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) bakarak öğrenmek	learn from (someone or something) f.
171	Öbek Fiiller	-i öğrenmek	learn of f.
172	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) hakkında okuyup inceleyerek öğrenmek	read up on (someone or something) f.
173	Öbek Fiiller	(bir şeyi) kurcalayarak öğrenmek/test etmek	tinker with (something) f.
174	Öbek Fiiller	düşüncesini öğrenmek	feel out f.
175	Öbek Fiiller	hislerini öğrenmek	feel out f.
176	Öbek Fiiller	gizli bir şey öğrenmek	find out f.
Proverb
177	Atasözü	öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir	you are never too old to learn
178	Atasözü	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek	you have to (learn to) walk before you (can) run
179	Atasözü	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek	you must (learn to) walk before you (can) run
180	Atasözü	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek	you've got to (learn to) walk before you (can) run
Colloquial
181	Konuşma Dili	işi öğrenmek için iyi bir fırsat	a good chance to learn the business i.
182	Konuşma Dili	birkaç yeni numara öğrenmek	learn a few new tricks f.
183	Konuşma Dili	ne olup bittiğini öğrenmek	find out what's happening f.
184	Konuşma Dili	neler olup bittiğini öğrenmek	find out what's happening f.
185	Konuşma Dili	yaşadıkça öğrenmek	live and learn f.
186	Konuşma Dili	bir şey öğrenmek	have it f.
187	Konuşma Dili	fikrini öğrenmek	sound out f.
188	Konuşma Dili	gizli bilgileri öğrenmek	get in on f.
189	Konuşma Dili	bilmek/öğrenmek için ölmek	be dying to know f.
190	Konuşma Dili	bilmek/öğrenmek için yanıp tutuşmak	be dying to know f.
191	Konuşma Dili	bilmek/öğrenmek için can atmak	be dying to know f.
192	Konuşma Dili	(bir şeyi) öğrenmek	get clued in (to something) f.
193	Konuşma Dili	filmin veya kitabın sonunu öğrenmek	get spoiled f.
194	Konuşma Dili	internet üzerinden yapılan sohbetlerde karşıdaki kişinin yaşı, cinsiyeti ve bulunduğu yeri öğrenmek için sorulan kısa soru	asf (age, sex, from) expr.
195	Konuşma Dili	bilmek/öğrenmek istersen	icyww (in case you were wondering) expr.
Idioms
196	Deyim	-den öğrenmek	cut one's teeth on f.
197	Deyim	genel durumu öğrenmek	get the lay of the land f.
198	Deyim	gidişatı öğrenmek	get the lay of the land f.
199	Deyim	(birinin) ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek	know where (one) is with (someone or something) f.
200	Deyim	(birinin) bir konuda ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek	know where (one) is with (someone or something) f.
201	Deyim	(birinin) görüşlerini bilmek/öğrenmek	know where (one) is with (someone or something) f.
202	Deyim	(birinin) bir konu hakkındaki görüşlerini bilmek/öğrenmek	know where (one) is with (someone or something) f.
203	Deyim	(bir şeyi) öğrenmek	get (something) under (one's) belt f.
204	Deyim	(bir şeyi) öğrenmek	have (something) under (one's) belt f.
205	Deyim	nedenini öğrenmek	be clued in f.
206	Deyim	nedenini öğrenmek	get clued in f.
207	Deyim	(biri veya bir şey hakkında) birkaç şey öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
208	Deyim	(biri veya bir şey hakkında) ufak tefek şeyler öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
209	Deyim	(biri veya bir şey hakkında) bir iki şey öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
210	Deyim	aslını astarını öğrenmek	discover how the land lies f.
211	Deyim	aslını astarını öğrenmek	find out how the land lies f.
212	Deyim	aslını astarını öğrenmek	see how the land lies f.
213	Deyim	bebeği olduğunu/olacağını öğrenmek	hear the patter of tiny feet f.
214	Deyim	bir şeyi öğrenmek	get the feel of f.
215	Deyim	bir şeyi sıfırdan öğrenmek	learn something from the bottom up f.
216	Deyim	bir olayı kabullenmeyi öğrenmek	come to terms with something f.
217	Deyim	bir şeyi çok iyi öğrenmek/anlamak	have (something) down cold f.
218	Deyim	bir şeyi baştan sona öğrenmek	learn something from the bottom up f.
219	Deyim	bir şeyi temelinden öğrenmek	learn something from the bottom up f.
220	Deyim	deneyimlerle öğrenmek	come up the hard way f.
221	Deyim	çocukken öğrenmek	learn something at your mother's knee f.
222	Deyim	çok küçükken öğrenmek	learn something at your mother's knee f.
223	Deyim	çabuk öğrenmek/kavramak	be quick on the uptake f.
224	Deyim	ezberleyerek öğrenmek	learn something by rote f.
225	Deyim	ezberleyerek öğrenmek	commit to memory something f.
226	Deyim	ezberleyerek öğrenmek	commit something to memory f.
227	Deyim	işin iç yüzünü öğrenmek	see how the land lies f.
228	Deyim	işin tüm inceliklerini öğrenmek	know (all) the tricks of the trade f.
229	Deyim	işin iç yüzünü öğrenmek	discover how the land lies f.
230	Deyim	işin kolayına kaçmadan öğrenmek	come up the hard way f.
231	Deyim	işin iç yüzünü öğrenmek	find out how the land lies f.
232	Deyim	işin nasıl yapıldığını öğrenmek	learn the ropes f.
233	Deyim	kulaktan dolma öğrenmek	pick up f.
234	Deyim	kulaktan öğrenmek	pick up f.
235	Deyim	kitap okuyarak öğrenmek	hit the books f.
236	Deyim	öğrenmek için can atmak	be desperate to learn f.
237	Deyim	neler olup bittiğini öğrenmek	see how the land lies f.
238	Deyim	küçük yaşta öğrenmek	learn something at your mother's knee f.
239	Deyim	pratik yaparak öğrenmek	pick up f.
240	Deyim	su gibi öğrenmek	learn something off pat f.
241	Deyim	püf noktasını öğrenmek	have the hang of something f.
242	Deyim	su gibi öğrenmek	learn something down pat f.
243	Deyim	tecrübe ederek öğrenmek	learn the hard way f.
244	Deyim	zor yoldan öğrenmek	find something out the hard way f.
245	Deyim	yeni bir şeyler öğrenmek	learn the ropes f.
246	Deyim	yaşayarak öğrenmek	learn the hard way f.
247	Deyim	(kötü/olumsuz bir şey) ile yaşamayı öğrenmek	learn to live with something f.
248	Deyim	üzerinde fazla çalışmadan öğrenmek	pick up f.
249	Deyim	(kazara) öğrenmek	get word f.
250	Deyim	(bir bilgiyi vb) en yetkili ağızdan öğrenmek	get something straight from the horse's mouth f.
251	Deyim	(bir şeyi yapmayı) kolayca öğrenmek	take to something like a duck to water f.
252	Deyim	zor yoldan öğrenmek	learn the hard way f.
253	Deyim	birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak	squeeze (one) dry f.
254	Deyim	(biri/bir şey hakkında) bazı gerçekleri öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
255	Deyim	(biri/bir şey hakkında) bazı bilgiler öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
256	Deyim	(birinin/bir şeyin) bazı niteliklerini öğrenmek	find out a thing or two (about someone or something) f.
257	Deyim	bir iki şey öğrenmek	find out a thing or two f.
258	Deyim	ufak tefek şeyler öğrenmek	find out a thing or two f.
259	Deyim	birkaç şey öğrenmek	find out a thing or two f.
260	Deyim	bazı gerçekleri öğrenmek	find out a thing or two f.
261	Deyim	bazı bilgiler öğrenmek	find out a thing or two f.
262	Deyim	bazı nitelikleri öğrenmek	find out a thing or two f.
263	Deyim	hanya'yı konya'yı öğrenmek	learn what's what/find out the hard way f.
264	Deyim	sorunun /meselenin asıl çıkış noktasını öğrenmek	determine the root of the problem f.
265	Deyim	sorunun/meselenin nedenini öğrenmek	determine the root of the problem f.
266	Deyim	(bir şeyi) su gibi öğrenmek	get (something) off pat f.
267	Deyim	(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek	get (something) off pat f.
268	Deyim	(bir şeyi) öğrenmek	get on to (something) f.
269	Deyim	(bir şeyi) su gibi öğrenmek	have (something) off pat f.
270	Deyim	(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek	have (something) off pat f.
271	Deyim	(bir şeyi) su gibi öğrenmek	have (something) down pat f.
272	Deyim	(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek	have (something) down pat f.
273	Deyim	(bir şeyi) su gibi öğrenmek	get (something) down pat f.
274	Deyim	(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek	get (something) down pat f.
275	Deyim	düşünce veya eğilimi öğrenmek için önden araştırma yapmak	float a trial balloon f.
276	Deyim	geç öğrenmek	have a thick head f.
277	Deyim	(bir şeyi) resmi olmayan yollarla öğrenmek	hear (something) on the jungle telegraph [uk] f.
278	Deyim	bir şeyi söylentilerden duymak/öğrenmek	hear (something) on the jungle telegraph [uk] f.
279	Deyim	tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek	sit next to nellie [old-fashioned] f.
280	Deyim	tecrübeli birinin yaptıklarını izleyip tekrarlayarak işi nasıl en iyi şekilde yapacağını öğrenmek	sit next to nellie [old-fashioned] f.
281	Deyim	çabuk öğrenmek	be quick on the uptake f.
282	Deyim	yavaş öğrenmek	be slow on the uptake f.
283	Deyim	meselenin özünü öğrenmek	get to the bottom of it f.
284	Deyim	meselenin özünü öğrenmek	get at the bottom of it f.
285	Deyim	bir şeyi zor yoldan yapmak/öğrenmek	do/learn something the hard way f.
286	Deyim	bir şeyi meşakkatli yoldan yapmak/öğrenmek	do/learn something the hard way f.
287	Deyim	sular seller gibi öğrenmek/ezberlemek	have down cold f.
288	Deyim	çok iyi öğrenmek/anlamak	have down cold f.
289	Deyim	(bir şeyde/yerde) yolunu bulmak/öğrenmek	find a way around (something) f.
290	Deyim	(bir şeyde/yerde) yolunu bulmak/öğrenmek	find one's way around (something) f.
291	Deyim	yolunu bulmak/öğrenmek	find way around f.
292	Deyim	içyüzünü öğrenmek	get the dope on f.
293	Deyim	gerçekleri öğrenmek	get the dope on f.
294	Deyim	içyüzünü öğrenmek	get the goods f.
295	Deyim	kötü veya gizli bilgileri öğrenmek	get the goods f.
296	Deyim	bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri doğru düzgün öğrenmek/yansıtmak	get one's facts straight f.
297	Deyim	bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri doğru düzgün öğrenmek/yansıtmak	get the facts straight f.
298	Deyim	(bir şeyi) öğrenmek	get a feel of (something) f.
299	Deyim	(bir şeyi) öğrenmek	get the feel of (something) f.
300	Deyim	en yetkili ağızdan öğrenmek	get straight from the horse's mouth f.
301	Deyim	ilk ağızdan öğrenmek	get straight from the horse's mouth f.
302	Deyim	bir şeyi öğrenmek	get the feel of something f.
303	Deyim	bir şeyin nasıl çalıştığını anlamak/öğrenmek	get the feel of something f.
304	Deyim	bir şeyin usulünü/püf noktasını öğrenmek	get the feel of something f.
305	Deyim	bir şeyin usulünü öğrenmek	get the hang of something f.
306	Deyim	bir şeyin nasıl yapılacağını/çalıştığını öğrenmek	get the hang of something f.
307	Deyim	bir şeyin püf noktasını öğrenmek	get the hang of something f.
308	Deyim	-in püf noktasını öğrenmek	get the knack of f.
309	Deyim	in usulünü anlamak/öğrenmek	get the knack of f.
310	Deyim	'-in nasıl yapıldığını öğrenmek	get the knack of f.
311	Deyim	bütün gerçekleri öğrenmek	get the low-down f.
312	Deyim	gerçekleri öğrenmek	get the low-down f.
313	Deyim	(biri/bir şey) hakkındaki gerçekleri öğrenmek	get the low-down (on somebody/something) f.
314	Deyim	göre göre öğrenmek	get your eye in [uk] f.
315	Deyim	(biri/bir şey hakkında) bütün gerçekleri öğrenmek	get the low-down (on somebody/something) f.
316	Deyim	(biri/bir şey hakkında) önemli unsurları öğrenmek	get the low-down (on somebody/something) f.
317	Deyim	bir şeyi güvenilir bir kaynaktan öğrenmek	have something on good authority f.
318	Deyim	(bir bilgiyi, haberi) en yetkili ağızdan öğrenmek	hear (something) straight from the horse's mouth f.
319	Deyim	(bir şeyi) tamamen öğrenmek	learn (something) by heart f.
320	Deyim	(bir şeyi) zor yoldan öğrenmek	learn (something) the hard way f.
321	Deyim	(bir şeyi) meşakkatli yoldan öğrenmek	learn (something) the hard way f.
322	Deyim	(bir şeyi) kendi deneyimiyle öğrenmek	learn (something) the hard way f.
323	Deyim	bir iki şey öğrenmek	learn a thing or two f.
324	Deyim	bir şeyler öğrenmek	learn a thing or two f.
325	Deyim	sıfırdan öğrenmek	learn from the bottom up f.
326	Deyim	baştan sona öğrenmek	learn from the bottom up f.
327	Deyim	temelinden öğrenmek	learn from the bottom up f.
328	Deyim	ile yaşamayı öğren/öğrenmek	learn to live with f.
329	Deyim	(biriyle/bir şeyle) yaşamayı öğrenmek	learn to live with (someone or something) f.
330	Deyim	kolayca yapmak/öğrenmek	take to it like a duck to water f.
331	Deyim	koşmaya çalışmadan önce yürümeyi öğrenmek	walk before you can run f.
332	Deyim	ıncığını cıncığını bilmek/öğrenmek istemek	want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] f.
333	Deyim	en ince ayrıntısına kadar bilmek/öğrenmek istemek	want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] f.
Speaking
334	Konuşma	bunu öğrenmek hakkım	I have the right to know this expr.
335	Konuşma	ingilizceyi işim için öğrenmek istiyorum	I want to learn english for my job expr.
336	Konuşma	ingilizce öğrenmek istiyorum	I want to learn english expr.
337	Konuşma	kaç dakika kaldığını öğrenmek	find out how many minutes left expr.
338	Konuşma	ne öğrenmek istiyorsunuz?	what would you like to know? expr.
339	Konuşma	nasıl yaptığınızı öğrenmek istiyorum	I want to learn how to do what you do expr.
340	Konuşma	kayak yapmayı öğrenmek istiyorum	I want to learn to ski expr.
341	Konuşma	o eninde sonunda aşk ve seksi öğrenmek zorunda	he has to learn about love and sex eventually expr.
342	Konuşma	neden onunla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsun?	why do you want to know about her/him? expr.
343	Konuşma	kayak yapmayı öğrenmek istiyorum	I want to learn how to ski expr.
Trade/Economic
344	Ticaret/Ekonomi	önceden öğrenmek	prepack f.
Law
345	Hukuk	geçerli olup olmadığını öğrenmek için yapılan deneme (bir kanunun)	test i.
346	Hukuk	geçerli olup olmadığını deneme yoluyla öğrenmek (bir kanunun)	test f.
Computer
347	Bilgisayar	bir internet sayfasının veya uygulamanın iki farklı versiyonunun hangisinin daha iyi çalıştığını öğrenmek amacıyla test yürütme	a/b testing i.
348	Bilgisayar	çevrimiçi sohbet odalarında karşıdaki kişinin yaşını, cinsiyetini ve bulunduğu yeri öğrenmek için yöneltilen soru	age, sex, from expr.
349	Bilgisayar	çevrimiçi sohbet odalarında karşıdaki kişinin yaşını, cinsiyetini ve bulunduğu yeri öğrenmek için yöneltilen soru	age, sex, from expr.
350	Bilgisayar	internet üzerinden sohbet odasında tanıştığı kişinin yaşını, cinsiyetini ve konumunu öğrenmek için sorulan sorunun kısaltması	a/s/l (age, sex, location) kısalt.
Informatics
351	Bilişim	öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir	you are never too old to learn i.
Psychology
352	Psikoloji	otomatik hale gelene kadar tekrarlayarak öğrenmek	overlearn f.
353	Psikoloji	bir işi öğrenmeye verilen yanıtların azalmaya başladığı noktaya kadar öğrenmek	overlearn f.
Social Sciences
354	Sosyal Bilimler	öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir	you are never too old to learn expr.
Education
355	Eğitim	ek beceriler öğrenmek	upskilling i.
Linguistics
356	Dilbilim	yunanca fiil çekimlerini öğrenmek	typto f.
Religious
357	Dini	st. mark's eve gününde genç kızların gelecekte evlenecekleri kişiyi öğrenmek amacıyla hiç konuşmadan yaptıkları kek	dumb cake i.
Military
358	Askeri	mesleği öğrenmek ve askeri kariyer elde etmek için rütbesiz olarak orduya katılan soylu erkek	caddie [origin] i.
Slang
359	Argo	biri hakkında bütün gerçekleri öğrenmek	get the low-down on someone f.
360	Argo	daha çabuk öğrenmek/daha hızlı kavramak	catch on quicker f.
361	Argo	hamile olduğunu öğrenmek	kill the rabbit [obsolete] f.
Modern Slang
362	Modern Argo	görmek/bilmek/öğrenmek istememe	amathia i.