ücretli - Türkçe İngilizce Sözlük

ücretli

"ücretli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ücretli paid s.
We have incorporated the right to paid maternity leave and parental leave into the draft directive.
Ücretli doğum izni ve ebeveyn izni hakkını taslak yönergeye dahil ettik.

More Sentences
General
ücretli wage earner i.
Wage earners, obviously viewed as the force of inertia, will be most appreciative.
Belli ki ataletin gücü olarak görülen ücretliler, bu durumdan büyük memnuniyet duyacaklardır.

More Sentences
Trade/Economic
ücretli wage earner i.
Is it the wage earners or the holders of movable capital incomes?
Ücretliler mi yoksa menkul sermaye geliri sahipleri mi?

More Sentences
Politics
ücretli paid s.
The directive must not prohibit the import of plasma originating from paid donors either.
Direktif, ücretli donörlerden elde edilen plazmanın ithalatını da yasaklamamalıdır.

More Sentences
General
ücretli worker i.
ücretli workman i.
ücretli that has to be paid for i.
ücretli salary earner i.
ücretli wageearner i.
ücretli wageworker i.
ücretli salaried s.
ücretli mercenary s.
ücretli stipendiary s.
ücretli waged s.
ücretli pensionary s.
ücretli stipendiarian s.
Trade/Economic
ücretli employee i.
ücretli wage-earner i.
ücretli gainful s.
ücretli stipendiary s.
ücretli paying s.
Law
ücretli wage earner i.

"ücretli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 147 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ücretli yol toll road i.
We cannot look separately at Brenner, toll roads and Alpine transit.
Brenner'e, ücretli yollara ve Alp transitine ayrı ayrı bakamayız.

More Sentences
General
iyi ücretli well-paid s.
Tom is well-paid.
Tom iyi ücret alıyor.

More Sentences
düşük ücretli low-paid s.
We still see child labour, serious union repression and predominantly low-paid women.
Hala çocuk işçiliği, ciddi sendikal baskılar ve ağırlıklı olarak düşük ücretli kadınlar görüyoruz.

More Sentences
yüksek ücretli highly zf.
He is a highly paid man.
O yüksek ücretli bir adamdır.

More Sentences
Trade/Economic
düşük ücretli iş low paying job i.
Women have, to a larger extent, lower paid jobs, part-time work and a lower level of employment.
Kadınlar büyük ölçüde daha düşük ücretli işlerde yarı zamanlı işlerde ve daha düşük istihdam düzeylerinde çalışmaktadır.

More Sentences
ücretli izin paid vacation i.
Tom has two weeks of paid vacation.
Tom'un iki haftalık ücretli izni var.

More Sentences
Advertising
ücretli reklamcılık paid advertising i.
Obviously, affiliate marketing with paid advertising services requires experience.
Açıkçası ücretli reklam servisleri ile satış ortaklığı kurmak tecrübe gerektiriyor.

More Sentences
Traffic
ücretli geçiş gişesi toll plaza i.
You have to pay at the toll plaza.
Ücretli geçiş gişesinde ödeme yapmak zorundasın.

More Sentences
Common Usage
ücretli asker mercenary i.
General
ücretli asker landsknecht i.
belirli bir süre için ücretli iş engagement i.
ücretli adam hireling i.
çocuk ve bebekler için ücretli bakımevi baby farm i.
ücretli yol turnpike i.
ücretli çalışma gainful occupation i.
ücretli izin holidays with pay i.
az ücretli iş sweated labor i.
ücretli emek wage labour i.
ücretli köle wage slave i.
ücretli giriş entrance fee i.
ücretli giriş entry fee i.
ücretli işçi wage-labourer i.
ücretli televizyon pay television i.
ücretli işçi wage labor i.
ücretli yol turnpike road i.
ücretli avukat fee-earner i.
ücretli firma/şirket avukatı fee-earner i.
ücretli hizmet paid service i.
ücretli hizmetler paid services i.
ücretli tuvalet pay toilet i.
yüksek ücretli bir firma a high-paying firm i.
ücretli eğitim paid education i.
macar ücretli askerine benzeyen üniformalı erkek hizmetçi haiduk i.
ücretli işçinin sunduğu hizmetler help i.
ücretli kütüphane subscription library i.
düşük ücretli cheap-rate s.
düşük ücretli underpaid s.
ücretli izin, sağlık sigortası gibi hakları olmayan unbenefited s.
yüksek ücretli well-paid s.
(öğrenci) ücretli okuyan fee-paying s.
(okul) ücretli fee-paying s.
Phrasals
ücretli olarak kabul etmek pick up f.
Colloquial
yüksek ücretli iş high paying gig i.
ücretli geçiş gişesi troll booth i.
Idioms
ücretli üye paid-up member (of something) i.
düşük ücretli nickel-and-dime s.
Trade/Economic
asgari ücretli iş minimum wage job i.
birikmiş ücretli iş devamsızlıkları accumulated compensated absences i.
birikmiş ücretli izinler accumulated compensated absences i.
düşük ücretli ülke low wage country i.
düşük ücretli ülke low-wage country i.
düşük ücretli iş low-paying job i.
düşük ücretli işgücü pauper labour i.
düşük ücretli emek pauper labor i.
geçiş ücretli köprü toll bridge i.
geçiş ücretli yol toll road i.
iş kazası veya iş kaynaklı rahatsızlık nedeniyle verilen ücretli izin workers' compensation leave i.
saat ücretli çalışan hourly paid worker i.
senelik ücretli izin paid annual leave i.
teşvik ücretli sözleşme incentive fee contract i.
tarım-dışı ücretli istihdam nonfarm payroll employment i.
ücretli hizmet paid-for service i.
ücretli izinler compensated absences i.
ücretli hastalık izni paid sick leave i.
ücretli iş paid employment i.
ücretli izin hakkı right to paid leave i.
ücretli işçi wageworker i.
ücretli çalışan işçi wageworker i.
ücretli hamilelik izni paid maternity leave i.
ücretli tatil vacation with pay i.
ücretli izin holidays with pay i.
ücretli çalışma gainful occupation i.
ücretli izin leave of absence with pay i.
ücretli yıllık izin paid annual leave i.
ücretli hafta sonu tatili paid weekend i.
ücretli ve maaşlılara verilen kar hissesi wage-dividend i.
ücretli izin vacation pay i.
ücretli izin sabbatical leave i.
ücretli iş kazası izni injury-on-duty leave with pay i.
yıllık ücretli izin annual paid leave i.
yıllık ücretli izini annual leave with pay i.
yüksek ücretli ülke high-wage country i.
zorunlu ücretli izin garden leave i.
yıllık ücretli izin paid annual leave i.
yıllık ücretli izin annual salaried leave of absence i.
ücretli izin paid time off i.
ücretli işçi wage worker i.
ücretli idari izin paid administrative leave i.
ücretli (çalışan) fee-earning s.
ücretli (çalışan) wage-earning s.
Law
ücretli yol turnpike i.
(bir hukuk bürosunda ortak olmadan çalışan) ücretli/maaşlı avukat associate attorney i.
ücretli muhbir paid informer i.
Politics
ücretli izin rejimi paid holiday scheme i.
Tourism
eğlence amacıyla ücretli uzay seyahati yapan kimse astrotourist i.
Advertising
ücretli reklam paid advertisement i.
Technical
ücretli süreli çağrı timed call i.
ücretli süresiz çağrı untimed call i.
Computer
ücretli arama numarası toll number i.
ücretli yazılım shareware i.
ücretli üye premium member i.
Informatics
ücretli süresiz çağrı untimed call i.
Telecom
internet erişimli sabit ücretli çağrı başlatma hizmeti flat rate internet access call origination service i.
ücretli telefonda fahiş tarife payphone surcharge i.
Transportation
ücretli yol girişlerinde giriş ücretlerinin alındığı giriş yeri pike i.
ücretli yol pike i.
ücretli otoban pike i.
eskiden ücretli olup sonradan ücretsiz hale gelen yol pike i.
Traffic
ücretli geçiş gişesi tollhouse i.
ücretli geçiş gişesi toll booth i.
ücretli geçiş gişeleri toll station i.
ücretli geçiş gişesi toll gate i.
ücretli geçiş gişesi toll house i.
ücretli geçiş gişeleri toll gate i.
ücretli geçiş gişesi toll bar i.
ücretli geçiş gişeleri toll bar i.
ücretli geçiş gişeleri toll booth i.
ücretli geçiş gişeleri toll house i.
ücretli geçiş gişesi toll station i.
ücretli geçiş gişeleri toll plaza i.
ücretli geçiş gişe alanı plaza i.
ücretli otoyola çevirmek turnpike f.
Railway
ücretli refakat charged attendance i.
Aeronautic
ücretli yolcu regular passenger i.
ücretli yolcu kilometre revenue passenger kilometers) (rpk) i.
ücretli yolcu revenue passenger i.
Medical
ücretli sağlık hizmeti sunan fee-for-service s.
Marine Biology
ücretli balıkçılık fee fishery i.
Education
ücretli okul fee-paying school i.
ücretli öğretmen paid teacher i.
ücretli öğretmen substitute teacher i.
History
16. yüzyıl avrupası'nda mızraklı ücretli piyade landsknecht i.
15. ve 17. yüzyıllar arasında orta avrupa'daki ücretli piyade erlerine verilen isim landsknecht i.
16. ve 17. yüzyılda alman ordusunda yer alan ücretli asker sınıfı lansquenet i.
16. yüzyıl avrupası'nda mızraklı ücretli piyade lanzknecht i.
15. ve 17. yüzyıllar arasında orta avrupa'daki ücretli piyade erlerine verilen isim lanzknecht i.
abd ihtilali sırasında ingiliz ordusunda görev alan ücretli alman askeri hessian i.
abd ihtilali sırasında ingiliz ordusunda görev alan ücretli alman askerleri hessians i.
16. yüzyılda macar ücretli askeri heyduck i.
macar ücretli askerine benzeyen üniformalı erkek hizmetçi heyduck i.
macar ücretli askeri heiduc i.
Environment
ücretli çalışanlar ve işverenler wage workers and employers i.
Military
ücretli hasta paid patient i.
macar ücretli askeri haiduk i.
ingilizler tarafından görevlendirilen alman ücretli askerler hessians i.
(selamet ordusu'nda) ücretli tam zamanlı hizmet etmek üzere eğitilip görevlendirilmiş kimse officer i.
Archaic
macar ücretli askeri haiduck i.