Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | şık kıyafetler | finery i. | ||
She wore exquisite finery for the royal ball. Kraliyet balosuna uygun şık kıyafetler giymişti. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | şık kıyafetler | roast-meat clothes [obsolete] i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | Şık kıyafetler ile spor parçaları bir arada kullanma ile başlayan bir moda akımı | athleisure i. |
Genel | şık veya resmi kıyafetler giymeyi seven | dressy s. |
Idioms | ||
Deyim | en güzel/şık kıyafetler | sunday best i. |
Deyim | son derece şık/dikkat çekici kıyafetler | fine feathers i. |
Deyim | güzel/şık kıyafetler giymiş | in full feather expr. |