Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | (bir şeye) ramak kalmak | teeter on the brink of (something) f. |
Deyim | (bir şeye) ramak kalmak | teeter on the edge of (something) f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (bir şeye/bir şey yapmaya) ramak kalmak | come close (to something/to doing something) f. | ||
Tom came close to being hit by a car. Tom bir arabanın çarpmasına ramak kalmıştı. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | (bir şeye) ramak/az kalmak | be within a whisker of (something) f. | ||
Deyim | bir şeye/bir şeyi yapmaya ramak kalmak | be within a whisker of something/of doing something f. | ||
Deyim | bir şeye/bir şeyi yapmaya ramak kalmak | come within a whisker of something/of doing something f. |