Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
(bir iş) yapmak
"(bir iş) yapmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir iş) yapmak
engage (one) in (something)
f.
"(bir iş) yapmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak
devil
f.
2
Genel
sıkıcı bir iş yapmak
slog
f.
3
Genel
ağır ve sıkıcı bir iş yapmak
drudge
f.
4
Genel
fiziki bir iş yapmak
turn one's hand
f.
5
Genel
bir iş için ön hazırlık yapmak
lay the groundwork for
f.
6
Genel
kar getiren bir iş yapmak
monetize
f.
7
Genel
kar getiren bir iş yapmak
monetise
f.
8
Genel
bir yan kesici ile iş birliği yapmak
stall
f.
Phrasals
9
Öbek Fiiller
(başvurulan) bir iş için birisiyle mülakat yapmak
interview someone for something
f.
10
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak
trust (one) to (do something)
f.
11
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak
trust (one) to (do something)
f.
12
Öbek Fiiller
(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk vs. bir iş olmak
trust (one) to (do something)
f.
13
Öbek Fiiller
başka bir platforma, servise, iş modeline, işletim sistemine geçmek/geçiş yapmak
migrate from (some place or sth) to (some place or sth else)
f.
14
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
partner up (with someone or something)
f.
15
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
collaborate with (someone or something)
f.
16
Öbek Fiiller
(biriyle bir iş) planı yapmak
cook up
f.
17
Öbek Fiiller
(biriyle) bir iş/bir şey planı yapmak
cook something up (with someone)
f.
18
Öbek Fiiller
(bir şey) üzerinden iş yapmak
deal in (something)
f.
19
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş yapmak
deal with (someone or something)
f.
20
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
go along with (someone or something)
f.
21
Öbek Fiiller
(bir iş) için iş görüşmesi yapmak
interview for (something)
f.
22
Öbek Fiiller
(bir iş) için mülakat yapmak
interview for (something)
f.
23
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
involve with (someone or something)
f.
Colloquial
24
Konuşma Dili
çok iyi bir iş yapmak
do a hell of a job
f.
25
Konuşma Dili
(bir şeyi yapmak) tam (birine) göre bir iş olmak
leave (something) to (one) (to do something)
f.
26
Konuşma Dili
(bir şeyi yapmak) tam (birinin) yapacağı iş olmak
leave (something) to (one) (to do something)
f.
27
Konuşma Dili
(bir şeyi yapmak) tam senlik/onluk bir iş olmak
leave (something) to (one) (to do something)
f.
Idioms
28
Deyim
beyin ameliyatı yapmak gibi bir iş
brain surgery
i.
29
Deyim
çok karlı bir iş yapmak
do a roaring business
f.
30
Deyim
çok karlı bir iş yapmak
do a roaring trade
f.
31
Deyim
riskli bir iş yapmak
be (skating/walking) on thin ice
f.
32
Deyim
sürekli seyahat halinde olmak veya bunu gerektiren bir iş yapmak
live out of a suitcase
f.
33
Deyim
riskli bir iş yapmak
skate on thin ice
f.
34
Deyim
kalitesiz (bir iş) yapmak
make a poor fist of (something)
f.
35
Deyim
iyi (bir iş) yapmak
make a good fist of (something) [uk]
f.
36
Deyim
iş yeri dışında mesleği ile ilgili bir şey yapmak/görüş bildirmek
wear (one's particular profession's) hat
f.
37
Deyim
(birine veya bir yere) el altından iş yapmak
be in the pay of (someone or something)
f.
38
Deyim
(biri veya bir yer için) gizliden iş yapmak
be in the pay of (someone or something)
f.
39
Deyim
(birine veya bir yere) el altından iş yapmak
be in somebody’s/something’s pay
f.
40
Deyim
(biri veya bir yer için) gizliden iş yapmak
be in somebody’s/something’s pay
f.
41
Deyim
riskli bir iş yapmak
be (walking) on thin ice
f.
42
Deyim
biriyle/bir şeyle iş birliği yapmak (uygunsuz şekilde)
be in bed with somebody/something
f.
43
Deyim
biri/bir şey için gizliden iş yapmak
be in the pay of somebody/something
f.
44
Deyim
biri/bir şey için gizliden iş yapmak
be in somebody's/something's pay
f.
45
Deyim
faydasız/gereksiz bir iş yapmak
be like rearranging (the) deckchairs on the titanic
f.
46
Deyim
riskli bir iş yapmak
be skating on thin ice
f.
47
Deyim
(bir şeyde) iyi iş yapmak
do a roaring trade (in something)
f.
48
Deyim
(bir şeyde) çok karlı bir iş yapmak
do a roaring trade (in something)
f.
49
Deyim
(bir iş için) ön hazırlık yapmak
lay the groundwork (for something)
f.
50
Deyim
(biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
make common cause with (someone or something)
f.
51
Deyim
faydasız/gereksiz bir iş yapmak
rearrange (the) deckchairs on the titanic [uk/australia]
f.
Politics
52
Siyasal
bir zamanlar kgb'nin iş adamlarına veya siyasetçilere şantaj yapmak için kullandığı bir casusluk yöntemi
honey trapping
i.
53
Siyasal
bir zamanlar kgb'nin iş adamlarına veya siyasetçilere şantaj yapmak için kullandığı bir casusluk yöntemi
honey trap
i.
Industry
54
Sanayi
bir plana ve iş bölümüne göre üretim yapmak
manufacture
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir iş) yapmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy