| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | (birini bir şeye) mahkum etmek | condemn (someone) to (something) f. | ||
|
This could result in them being condemned to long-term poverty and deprivation. Bu da onların uzun vadeli yoksulluk ve yoksunluğa mahkum edilmesiyle sonuçlanabilir. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | (birini/bir şeyi bir şeye) mahkum etmek | doom (someone or something) to (something) f. | ||
|
Women and children are being traded like goods and doomed to prostitution. Kadınlar ve çocuklar mal gibi alınıp satılıyor ve fuhuşa mahkum ediliyor. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | birini bir şeye mahkum etmek | condemn someone to something f. | ||
