Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (yürürlükten) kaldırmak | lift f. |
Genel | (yürürlükten) kaldırmak | lift f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yürürlükten kaldırmak (yasayı) | repeal f. | ||
This proposal repeals and replaces the Regulation of 1985. Bu teklif 1985 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldırmakta ve onun yerine geçmektedir. More Sentences |
||||
Genel | yürürlükten kaldırmak | do away with f. | ||
We should do away with the death penalty. Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız. More Sentences |
||||
Genel | yürürlükten kaldırmak | abrogate f. | ||
There is therefore nothing to abrogate. Dolayısıyla yürürlükten kaldırılacak bir şey yok. More Sentences |
||||
Genel | yürürlükten kaldırmak | repeal f. | ||
Secondly, Regulation 1762 must be repealed and replaced with a new regulation. İkinci olarak, 1762 sayılı Yönetmelik yürürlükten kaldırılmalı ve yeni bir yönetmelikle değiştirilmelidir. More Sentences |
||||
Genel | yürürlükten kaldırmak | lift f. | ||
The government lifted the embargo on certain raw materials. Hükümet bazı hammaddeler üzerinde uygulanan ambargoyu yürürlükten kaldırdı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | yürürlükten kaldırmak | abolish f. | ||
General | ||||
Genel | yürürlükten kaldırmak | revoke f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | annul f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | dismantle f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | rescind f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | legislate away f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | abate f. | ||
Genel | geçici olarak yürürlükten kaldırmak | suspend f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | elide f. | ||
Genel | (yasayı, kararı, hükmü) kısmen yürürlükten kaldırmak | derogate [obsolete] f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | overturn f. | ||
Genel | yürürlükten kaldırmak | disestablish f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | yürürlükten/uygulamadan kaldırmak | throw over f. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | yürürlükten kaldırmak | abolish f. | ||
Law | ||||
Hukuk | yürürlükten kaldırmak | null f. | ||
Hukuk | (kanunu) eskisini yürürlükten kaldırmak yerine yeni ve karşıt bir kanun çıkararak dolaylı olarak iptal etmek | obrogate f. | ||
Hukuk | yürürlükten kaldırmak | discharge f. | ||
Politics | ||||
Siyasal | bir izni yürürlükten kaldırmak | revoke an authorization f. | ||
Siyasal | hükümleri yürürlükten kaldırmak | repeal provisions f. | ||
Siyasal | yürürlükten kaldırmak | abolish f. |