a woman - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a woman

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"a woman" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 158 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a woman of the world i. görmüş geçirmiş kimse
woman sent to see a marriageable girl i. görücü
a woman of the world i. görmüş geçirmiş kadın
a brawl over a woman i. kadın için edilen kavga
a hard woman i. zor kadın
a woman loan shark i. kadın tefeci
a married woman i. evli bir kadın
woman seeking a man i. erkek arayan kadın
a woman pregnant with twins i. ikizlere hamile bir kadın
be a woman f. kadın olmak
become a woman f. kadın olmak
take (a woman) to wife f. nikahına almak
make a woman pregnant f. bir kadını hamile bırakmak
Phrases
a woman of substance i. zengin ve güçlü kimse
a woman to be reckoned with i. güçlü ve yok sayılmayacak kimse
a marked woman i. mimlenmiş kadın
a marked woman i. adı çıkmış kadın
behind every great man is a great woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
behind every great man there's a great woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
to a woman (used when the group is composed exclusively of women) expr. oy birliğiyle
Proverb
you can't keep a good woman down karakterli insan başarısız olmaz
hell hath no fury like a woman scorned aşkta reddilmiş bir kadının gazabı cehennemde bile görülmez
hell hath no fury like a woman scorned hiç kimse, aşkta geri çevrilmiş bir kadından daha tehlikeli olamaz
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadına yakışık olmaz anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadın yerini bilmeli anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadının yeri evidir anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınların erkek gibi davranması uygun değildir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar erkek fatmalık yapmamalıdır
a woman is as old as she admits kadınlara yaşı sorulmaz
a woman is as old as she admits kadın söylediği yaştadır
a woman is as old as she admits (erkek hissettiği) kadın göründüğü yaştadır
hell has no fury like a woman scorned aşkta reddedilmiş bir kadının gazabı cehennemde bile görülmez
hell has no fury like a woman scorned hiç kimse, aşkta geri çevrilmiş bir kadından daha tehlikeli olamaz
Colloquial
a rejected woman coming after someone i. birinin peşini bırakmayan reddedilmiş kadın
a married woman i. evli bayan
a married woman i. evli kadın
a woman is waiting for you there i. orada sizi bekleyen bir kadın var
make a woman feel special f. bir kadını özel hissettirmek
behind every successful man there is a woman expr. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır
a heavily pregnant woman expr. karnı burnunda
Idioms
a man/woman of few words i. az konuşan insan
a man (or woman) of letters i. bilgin
a man/woman of (many) parts i. elinden her iş gelen kişi
a man/woman of the people i. halktan biri
a man/woman on a mission i. görev adamı/kadını
a man/woman with a mission i. görev adamı/kadını
a man/woman/person of action i. iş bitirici kişi
a man/woman of few words i. az ama öz konuşan insan
a man (or woman) of letters i. alim
a man/woman of (many) parts i. on parmağında on marifet
a man/woman of the people i. halk adamı
a man/woman on a mission i. misyoner
a man/woman with a mission i. misyoner
a man/woman/person of action i. anında uygulamaya geçen kişi
a man/woman of few words i. konuşkan olmayan insan
a man (or woman) of letters i. allame
a man/woman of (many) parts i. maharetli kimse
a man (or woman) of letters i. yazar
a man (or woman) of letters i. müellif
a man (or woman) of letters i. edip
a woman for all seasons i. on parmağında on marifet kadın
a woman for all seasons i. birçok alanda başarılı olan kadın
a woman of few words i. az konuşan kadın
a woman of few words i. konuşkan olmayan kadın
a woman of her word i. sözüne sadık kadın
a woman of her word i. dürüst/doğru sözlü kadın
a woman, man, person of substance i. varlıklı kişi
a woman, man, person of substance i. nüfuzlu kişi
a woman, man, person of substance i. ensesi kalın kişi
a woman, man, person of substance i. kodaman kişi
a man/woman of means i. çok parası olan kimse
a man/woman after one's own heart i. kafa dengi kimse
a man/woman after one's own heart i. kafasına göre kimse
a woman of mature years i. olgunluk çağında kadın
a kept man/woman i. kapatma (kadın veya erkek)
a man/woman of means i. para babası
a woman of her word i. sözünün eri
a woman of her word i. sözünün eri kadın
a woman of mature years i. yaşını başını almış
a scarlet woman i. (çok sayıda erkekle ilişkiye girdiğinden dolayı toplumdan dışlanmış) basit kadın
a woman of few words i. az konuşan kimse
a woman of few words i. sessiz kimse
a woman of few words i. konuşmayı sevmeyen kimse
a woman of few words i. konuşkan olmayan kimse
a woman of her word i. sözünün eri
a woman after your own heart i. kafa dengi kimse
a woman after your own heart i. kafasına göre kimse
a woman after your own heart i. kafa kimse
a woman after your own heart i. kafadar
a man/woman of parts i. elinden her iş gelen kimse
a man/woman of parts i. on parmağında on marifet kimse
a man/woman of parts i. maharetli kimse
a man/woman of parts i. elinden her iş gelen adam/kadın
a man/woman of parts i. on parmağında on marifet adam/kadın
a man/woman of parts i. maharetli adam/kadın
a man/woman of the world i. görmüş geçirmiş kimse
a man/woman of the world i. görmüş geçirmiş adam/kadın
a man/woman of the world i. dünya adamı/kadını
a man/woman of the world i. tecrübe sahibi kimse
a man/woman of the world i. tecrübe sahibi adam/kadın
a man/woman/person of action i. az konuşup çok iş yapan/çalışan kimse
a woman after (one's) own heart i. kafa dengi kadın
a woman after (one's) own heart i. kafa kadın
a woman after (one's) own heart i. kafasına uygun kadın
a woman after your own heart i. kafa dengi kimse
a woman after your own heart i. kafa dengi kadın
a woman after your own heart i. kafa kimse
a woman after your own heart i. kafa kadın
a woman after your own heart i. kafasına uygun/göre kimse
a woman after your own heart i. kafasına uygun/göre kadın
a woman of substance i. önemli kadın
a woman of substance i. nüfuzlu kadın
a woman of substance i. zengin kadın
a woman among women i. takdire değer bir kadın
a woman among women i. özel bir kadın
a woman among women i. seçkin bir kadın
a woman among women i. önemli/önde gelen bir kadın
a woman among women i. üstün bir kadın
a woman among women i. takdire değer bir kadın
a woman among women i. özel bir kadın
a woman among women i. seçkin bir kadın
a woman among women i. önemli/önde gelen bir kadın
a woman among women i. üstün bir kadın
feel like a new man/woman f. yeniden doğmuş gibi hissetmek
feel like a new man/woman f. yeniden dünyaya gelmiş gibi hissetmek
feel like a new man/woman f. yeni biri gibi hissetmek
be a fine figure of a woman f. boylu poslu olmak
be a fine figure of a woman f. endamlı olmak
a woman of mature years f. yaşlı
be a fine figure of a (man or woman) f. boylu poslu bir (kadın/adam) olmak
be a fine figure of a (man or woman) f. endamlı bir (kadın/adam) olmak
be a fine figure of a (man or woman) f. çekici bir (kadın/adam) olmak
be a man/woman of his/her word f. sözünün eri olmak
be a man/woman of his/her word f. sözüne güvenilen bir kadın/adam olmak
be a man/woman of his/her word f. sözünün arkasında duran bir kadın/adam olmak
be a man/woman of his/her word f. dürüst/doğru sözlü bir kadın/adam olmak
like a man/woman possessed expr. bir oraya bir buraya kontrolsüz şekilde
like a woman possessed expr. çılgıncasına
like a man/woman possessed expr. deli gibi
like a man/woman possessed expr. kontrolsüz bir şekilde
Speaking
what do you notice first about a woman? expr. bir kadının ilk neresi dikkatini çeker?
don't ask a woman her age expr. bir kadına yaşı sorulmaz
never ask a woman her age expr. bir kadına yaşı sorulmaz
I'm a woman expr. ben bir kadınım
there was a woman expr. bir kadın vardı
she was a beautiful woman expr. güzel bir kadındı
never ask a woman her age expr. kadınlara yaşı sorulmaz
is your wife a jealous woman? expr. karın kıskanç bir kadın mıdır?
it must be hard being a woman expr. kadın olmak zor olmalı
I've fallen deeply in love with a woman expr. kadının birine sırılsıklam aşık oldum
I am a man/woman of my expr. sözüm senettir
how can you go on vacation with a woman that you don’t love? expr. sevmediğin bir kadınla nasıl tatile gidebilirsin?
Trade/Economic
a woman entrepreneur i. kadın girişimci
Modern Slang
a bad way to introduce yourself to a woman i. bir kadınla tanışırken pot kırma
a bad way to introduce yourself to a woman i. bir kadınla tanışırken kendini veya karşısındakini fazla övme
a bad way to introduce yourself to a woman i. bir kadınla kötü bir izlenim bırakacak şekilde tanışma
a bad way to introduce yourself to a woman i. bir kadınla tanışırken kaş yapacağım derken göz çıkarma