İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | able to make (something) f. | (bir şeye, toplantıya, etkinliğe) katılabilmek | ||
All things being equal, I should be able to make the reunion next month. Bir aksilik yaşanmazsa gelecek ayki buluşmaya katılabilirim. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | able to make (something) f. | (bir şeye, toplantıya, etkinliğe) katılabilecek olmak | ||
Konuşma Dili | able to make (something) f. | (bir şeye, toplantıya, etkinliğe) katılmak için müsait olmak | ||
Konuşma Dili | able to make (something) f. | (bir şeye, toplantıya, etkinliğe) gelebilecek/gidebilecek olmak | ||
Konuşma Dili | able to make (something) f. | (bir şey, toplantı, etkinlik) için müsait olmak |