Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | anlayışsızlık | lack of understanding i. | ||
There are many reasons and first comes lack of understanding. Birçok nedeni vardır; anlayışsızlık en başta gelmektedir. More Sentences |
||||
Genel | anlayışsızlık | imperceptiveness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | incomprehension i. | ||
Genel | anlayışsızlık | purblindness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | crabbedness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | doziness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | blindness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | dulness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | intolerance i. | ||
Genel | anlayışsızlık | inconsiderateness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | hebetude i. | ||
Genel | anlayışsızlık | lack of comprehension i. | ||
Genel | anlayışsızlık | unperceptiveness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | unreceptiveness i. | ||
Genel | anlayışsızlık | unsympathy i. | ||
Genel | anlayışsızlık | density i. | ||
Genel | anlayışsızlık | inconsideracy [obsolete] i. | ||
Literature | ||||
Edebiyat | anlayışsızlık | unkindliness i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | karşılıklı anlayışsızlık | mutual incomprehension i. | ||
There is a gulf of mutual incomprehension between the EU and the US. AB ve ABD arasında karşılıklı anlayışsızlıktan kaynaklanan bir uçurum var. More Sentences |
||||
Genel | tam bir anlayışsızlık göstermek | show a total lack of comprehension f. | ||
Genel | anlayışsızlık göstermek | show a lack of comprehension f. |