anlayışlı - Türkçe İngilizce Sözlük

anlayışlı

"anlayışlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 57 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
anlayışlı understanding s.
Tom's girlfriend is very supportive and understanding.
Tom'un kız arkadaşı destekleyici ve anlayışlı.

More Sentences
anlayışlı sympathetic s.
It seems like Tom is sympathetic.
Tom anlayışlı biri gibi görünüyor.

More Sentences
General
anlayışlı receptive s.
It should be pointed out that from the outset the Commission was receptive to Parliament and the Ombudsman.
Komisyonun en başından beri Parlamento ve Ombudsmana karşı anlayışlı olduğu belirtilmelidir.

More Sentences
anlayışlı insightful s.
Tom is insightful.
Tom anlayışlıdır.

More Sentences
anlayışlı thoughtful s.
Tom's ideas were thoughtful.
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.

More Sentences
anlayışlı considerate s.
She is considerate of others.
O başkalarına karşı anlayışlıdır.

More Sentences
anlayışlı sympathetic s.
People were sympathetic to Fadil.
İnsanlar Fadıl'a karşı anlayışlıydı.

More Sentences
anlayışlı tactful s.
My first impression was that he was a tactful politician.
Benim ilk izlenimim onun anlayışlı bir politikacı olduğu yönünde.

More Sentences
anlayışlı understanding s.
Mary was very understanding.
Mary çok anlayışlıydı.

More Sentences
Trade/Economic
anlayışlı receptive s.
I therefore hope that the Commission will be receptive to this.
Bu nedenle Komisyon'un bu konuda anlayışlı davranacağını umuyorum.

More Sentences
Computer
anlayışlı savvy s.
Tom is savvy, isn't he?
Tom anlayışlı, değil mi?

More Sentences
General
anlayışlı heartthrob i.
anlayışlı sympathizer i.
anlayışlı sympathiser i.
anlayışlı witted s.
anlayışlı sensible s.
anlayışlı intelligent s.
anlayışlı clear headed s.
anlayışlı empathetic s.
anlayışlı nimble s.
anlayışlı levelheaded s.
anlayışlı shrewd s.
anlayışlı quick s.
anlayışlı penetrating s.
anlayışlı gentle s.
anlayışlı indulgent s.
anlayışlı apprehensive s.
anlayışlı discerning s.
anlayışlı percipient s.
anlayışlı empathetical s.
anlayışlı wise s.
anlayışlı apt s.
anlayışlı sagacious s.
anlayışlı comprehensive s.
anlayışlı clear-headed s.
anlayışlı quick-eyed s.
anlayışlı congenial s.
anlayışlı open-minded s.
anlayışlı clearheaded s.
anlayışlı adviceful s.
anlayışlı canny s.
anlayışlı apperceptive s.
anlayışlı uncritical s.
anlayışlı knowing s.
anlayışlı grandmotherly s.
anlayışlı conceitful [obsolete] s.
anlayışlı doglike s.
anlayışlı pondering s.
anlayışlı considerative [obsolete] s.
anlayışlı feeling s.
anlayışlı fellow s.
anlayışlı fellowlike s.
anlayışlı inward s.
anlayışlı savvey s.
anlayışlı cogitabund s.
anlayışlı sympatico s.
Archaic
anlayışlı sympathetical s.

"anlayışlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
anlayışlı olmak be understanding f.
Please be understanding.
Lütfen anlayışlı olun.

More Sentences
anlayışlı olmak be sympathetic f.
Tom thinks Mary will be sympathetic.
Tom, Mary'nin anlayışlı olacağını düşünüyor.

More Sentences
anlayışlı insan understanding person i.
anlayışlı yanıt echo i.
anlayışlı olmama unperceptiveness i.
anlayışlı olmak understand f.
anlayışlı olmak be thoughtful f.
daha duyarlı, cömert veya anlayışlı hale getirmek open f.
duyarlı, cömert veya anlayışlı hale gelmek open f.
nazik ve çok anlayışlı tactful s.
anlayışlı olmayan unstirred s.
(diplomaside) ince düşünceli ve çok anlayışlı kid-glove s.
anlayışlı bir şekilde gösterilen rounded s.
anlayışlı bir şekilde penetratingly zf.
anlayışlı bir biçimde knowledgeably zf.
anlayışlı bir biçimde understandingly zf.
anlayışlı bir şekilde discerningly zf.
anlayışlı bir biçimde insightfully zf.
anlayışlı bir şekilde sympathetically zf.
anlayışlı bir biçimde shrewdly zf.
anlayışlı bir şekilde sagaciously zf.
anlayışlı bir şekilde savvily zf.
anlayışlı bir şekilde receptively zf.
nazik ve anlayışlı bir şekilde tactfully zf.
Colloquial
hoşgörülü/anlayışlı davran take it easy expr.
Idioms
(birine/bir şeye) anlayışlı yaklaşmak/bakmak look kindly upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) anlayışlı yaklaşmak/bakmak look kindly on (someone or something) f.
Slang
anlayışlı davranma mollycoddling i.