asylum - Türkçe İngilizce Sözlük

asylum

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"asylum" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
asylum i. iltica
If that person applies for asylum on entry, he is not illegal.
Eğer bu kişi ülkeye girişte iltica başvurusunda bulunursa yasa dışı değildir.

More Sentences
General
asylum i. tımarhane
The lunatics have taken over the asylum.
Deliler tımarhaneyi ele geçirmiş.

More Sentences
Politics
asylum i. iltica
I am referring to the statement that the asylum procedure is often the only way to gain access to EU territory.
İltica prosedürünün genellikle AB topraklarına erişim sağlamanın tek yolu olduğu ifadesine atıfta bulunuyorum.

More Sentences
asylum i. sığınma
Today, a number of the Member States have problems related to asylum and immigration policy.
Bugün bazı Üye Devletlerin sığınma ve göç politikası ile ilgili sorunları bulunmaktadır.

More Sentences
Medical
asylum i. tımarhane
The inmates have taken over the asylum.
Mahkumlar tımarhaneyi ele geçirdi.

More Sentences
Psychology
asylum i. tımarhane
The inmates have taken over the asylum.
Mahkumlar tımarhaneyi ele geçirmiş.

More Sentences
Common Usage
asylum i. barınak
asylum i. sığınak
General
asylum i. akıl hastanesi
asylum i. muhafaza
asylum i. melce
asylum i. himaye
asylum i. sığınma yeri
asylum i. sığınak
asylum i. koruma
asylum i. yetimhane
asylum i. sığınacak yer
asylum f. sığınmak
Politics
asylum i. bir devletin diğer bir ülkeden gelen siyasi sığınmacılara koruma vermesi

"asylum" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lunatic asylum i. tımarhane
Last century they would have just thrown someone like Tom into a lunatic asylum.
Geçen yüzyılda olsa Tom gibi birini tımarhaneye atarlardı.

More Sentences
insane asylum i. akıl hastanesi
Tom was sent away to an insane asylum.
Tom akıl hastanesine gönderildi.

More Sentences
insane asylum i. tımarhane
Tom was sent away to an insane asylum.
Tom tımarhaneye gönderildi.

More Sentences
right of asylum i. iltica hakkı
Concerning the right of asylum, some positive changes have been made in January 1999 to the existing legislation.
İltica hakkıyla ilgili olarak, var olan mevzuatta Ocak 1999'da bazı olumlu değişiklikler yapılmıştır.

More Sentences
Law
right to asylum i. sığınma hakkı
On the one hand, the borders must remain open, the right to asylum must be guaranteed.
Bir yandan sınırlar açık kalmalı, sığınma hakkı garanti altına alınmalıdır.

More Sentences
asylum seeker i. sığınmacı
This House does not want to improve the situation for asylum seekers.
Bu Meclis sığınmacıların durumunu iyileştirmek istemiyor.

More Sentences
political asylum i. siyasi sığınma
Are they entitled to political asylum?
Siyasi sığınma hakları var mı?

More Sentences
Politics
immigration and asylum i. göç ve iltica
This failure demands a thorough revision of the immigration and asylum policy.
Bu başarısızlık, göç ve iltica politikasının kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesini gerektirmektedir.

More Sentences
right of asylum i. iltica hakkı
Turkey does not recognise the right of asylum for refugees from outside Europe,.
Türkiye, Avrupa dışından gelen sığınmacılar için iltica hakkı tanımamaktadır.

More Sentences
asylum policy i. iltica politikası
We need to work towards a common European asylum policy.
Ortak bir Avrupa iltica politikası için çalışmalıyız.

More Sentences
political asylum i. siyasi sığınma
We too are required to grant Chechens political asylum in our countries.
Biz de Çeçenlere ülkelerimizde siyasi sığınma hakkı tanımak zorundayız.

More Sentences
right to asylum i. sığınma hakkı
The right to asylum is, of course, a priority for all of our countries.
Sığınma hakkı elbette tüm ülkelerimiz için bir önceliktir.

More Sentences
asylum policy i. sığınma politikası
Unscrupulous traffickers in human beings must not be protected by the EU's asylum policy.
Vicdansız insan tacirleri AB'nin sığınma politikası tarafından korunmamalıdır.

More Sentences
asylum seeker i. sığınmacı
In my city, the number of conventional asylum seekers has doubled in a little less than a year.
Benim şehrimde geleneksel sığınmacıların sayısı bir yıldan kısa bir süre içinde iki katına çıktı.

More Sentences
asylum request i. sığınma talebi
These asylum requests cannot be resolved collectively.
Bu sığınma talepleri toplu olarak çözülemez.

More Sentences
right of asylum i. sığınma hakkı
Yet the right of asylum is a fundamental and inalienable right.
Oysa sığınma hakkı temel ve devredilemez bir haktır.

More Sentences
asylum-seeker i. sığınmacı
The virtually systematic conditions of detention and the criminalisation of asylum-seekers are no longer acceptable.
Neredeyse sistematik hale gelen gözaltı koşulları ve sığınmacıların kriminalize edilmesi artık kabul edilemez.

More Sentences
General
lunatic asylum i. akıl hastanesi
confinement in an asylum i. akıl hastanesine kapatılma
political asylum i. siyasi iltica
old age asylum i. huzurevi
mental asylum i. akıl hastanesi
asylum law i. mülteci yasası
orphans' asylum i. yetimler yurdu
political asylum i. sığınma
political asylum i. siyasal iltica
asylum for the insane i. akıl hastanesi
mental asylum attendant i. güllabici
asylum attendant i. güllabici
lunatic asylum i. tımarhane
find asylum in f. ...ya sığınmak/iltica etmek
confined in an asylum s. akıl hastanesine kapatılmış
Phrases
the lunatics have taken over the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the lunatics are running the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the inmates have taken over the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the inmates are running the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the lunatics have taken over the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
the lunatics are running the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
the inmates have taken over the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
the inmates are running the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
Idioms
the inmates are running the asylum expr. ayaklar baş başlar ayak oldu
the lunatics are running the asylum expr. ayaklar baş başlar ayak oldu
the inmates are running the asylum expr. ayaklar baş başlar ayak olmuş
the lunatics are running the asylum expr. ayaklar baş başlar ayak olmuş
the inmates are running the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the lunatics are running the asylum expr. ayaklar baş olmuş başlar ayak
the inmates are running the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
the lunatics are running the asylum expr. deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
Law
undocumented asylum-seekers i. belgesi olmayan sığınmacılar
temporary asylum i. geçici sığınma
common european asylum and immigration policies i. ortak avrupa iltica ve göç politikaları
common european asylum system i. ortak avrupa iltica sistemi
right to seek asylum i. sığınma hakkı
Politics
european union strategic committee on immigration, frontiers and asylum i. avrupa birliği göç, dış sınırlar ve iltica stratejik komitesi
extended asylum i. aileye bağlı iltica
a bus-load of asylum seekers i. bir otobüs dolusu sığınmacı
territorial asylum i. devlete sığınma
declaration on territorial asylum i. devlete sığınmaya ilişkin beyanname
diplomatic asylum i. diplomatik sığınma
temporary asylum i. geçici sığınma
pre-asylum period i. iltica öncesi dönem
asylum procedure i. iltica usulü
asylum application i. iltica başvurusu
asylum request i. iltica talebi
asylum and immigration tribunal i. iltica ve göç mahkemesi
right to asylum i. iltica hakkı
law of asylum i. iltica kanunu
asylum procedure i. iltica usulleri
application for asylum i. iltica başvurusu
asylum and immigration tribunal i. iltica ve muhacirlik mahkemesi
asylum practices i. iltica uygulamaları
asylum country i. iltica ülkesi
reasons for asylum i. iltica gerekçeleri
political asylum i. iltica hakkı
reasons for asylum i. iltica nedenleri
grounds for asylum i. iltica nedenleri
law of asylum i. iltica yasası
country of first asylum i. ilk iltica ülkesi
asylum request i. iltica başvurusu
grant of asylum i. iltica tanınması
request for asylum i. iltica talebi
grounds for asylum i. iltica gerekçeleri
orphans' asylum i. kimsesizler yurdu
orphans' asylum i. kimsesizler yuvası
right of asylum i. melce hakkı
asylum and immigration tribunal i. muhaceret ve iltica mahkemesi
short term preventive custody of asylum seeker i. sığınmacının kısa süre için tedbiren alıkoyulması
the right of asylum i. sığınma hakkı
extradition asylum seeker i. sığınmacının iadesi
political asylum i. sığınma hakkı
itinerary of asylum seeker i. sığınmacının seyahat güzergahı
asylum seekers and migrants i. sığınmacılar ve göçmenler
asylum right i. sığınma hakkı
political asylum i. siyasi iltica
country of asylum i. sığınılan ülke
asylum seeker i. sığınma isteyen kimse
turkish asylum regulation i. türk iltica yönetmeliği
material asylum law i. usule ilişkin olmayan iltica hukuku
procedural asylum law i. usule ilişkin iltica hukuku
orphans' asylum i. yetiştirme yurdu
extradition asylum seeker i. sığınmacının iadesi
give someone asylum f. birine sığınma hakkı tanımak
seek asylum from a third country f. üçüncü ülkeden sığınma istemek
Institutes
deputy directorate general of immigration, asylum and visa i. göç, iltica ve vize genel müdür yardımcılığı
bureau of asylum and immigration i. iltica ve göç bürosu
association for solidarity with asylum seekers and migrants i. sığınmacılar ve göçmenlerle dayanışma derneği
association for solidarity with asylum seekers and immigrants i. sığınmacılar ve göçmenlerle dayanışma derneği
department of foreigners, borders and asylum i. yabancılar hudut iltica dairesi
Medical
insane asylum i. tımarhane