İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | averting i. | önleme | ||
Our maturity, however, is measured by our skill in averting and preventing conflicts. Ancak olgunluğumuz, çatışmaları önleme ve engelleme becerimizle ölçülür. More Sentences |
||||
Genel | averting i. | kaçınma | ||
Genel | averting i. | uzak tutma | ||
Genel | averting i. | uzaklaşma | ||
Genel | averting i. | bakışını kaçırma | ||
Law | ||||
Hukuk | averting i. | bertaraf etme |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Law | ||
Hukuk | averting danger i. | tehlike bertaraf etme |
Politics | ||
Siyasal | averting flight i. | potansiyel mültecilerin ülkeden kaçışının engellenmesi |