Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | büyük bir rol | a major role i. | ||
The National Security Council continues to play a major role in political life. Milli Güvenlik Kurulu, siyasal yaşamda büyük bir rol oynamaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
Genel | büyük bir rol | a primary role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a prominent role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a significant role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a pivotal role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a key role i. | ||
Genel | büyük bir rol | an important role i. | ||
Genel | büyük bir rol | an essential role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a fundamental role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a leading role i. | ||
Genel | büyük bir rol | a vital role i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | büyük bir rol oynamak | play a big part in something f. |
Deyim | büyük bir rol oynamak | play a large part in something f. |
Deyim | (bir şeyde) büyük bir rol oynamak | play a large role (in something) f. |
Deyim | büyük bir rol oynamak | play a big part f. |
Deyim | (bir şeyde) büyük bir rol oynamak | play a big role (in something) f. |
Deyim | büyük bir rol oynamak | play a large part f. |