bıkmak

"bıkmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bıkmak	disgust f.
Disgusted with her good-for-nothing husband, she divorced him. Hayırsız kocasından bıkıp onu boşadı. More Sentences
2	Genel	bıkmak	tire f.
Aren't you tired from taking care of him all day? Bütün gün onunla ilgilenmekten bıkmıyor musun? More Sentences
3	Genel	bıkmak	be tired of f.
I'm tired of all your fussing. Senin bütün yaygarandan bıktım. More Sentences
4	Genel	bıkmak	be fed up f.
I am fed up with this wet weather. Bu yağışlı havadan bıktım. More Sentences
5	Genel	bıkmak	be sick f.
The people of this country are sick and tired of politics as usual. Bu ülkenin insanları her zamanki gibi politikadan bıktı ve yoruldu. More Sentences
6	Genel	bıkmak	have had it f.
I have had it with Tom. Tom'dan bıktım artık. More Sentences
7	Genel	bıkmak	be sick of f.
I am slowly getting sick of the way we have the same procedure every year for promoting town-twinning. Her yıl aynı prosedürü ikiz kasabaları tanıtmak için kullanmaktan yavaş yavaş bıkmaya başlıyorum. More Sentences
Slang
8	Argo	bıkmak	have had it f.
Have had it. Bıktım artık. More Sentences
General
9	Genel	bıkmak	have done with f.
10	Genel	bıkmak	be disgusted with f.
11	Genel	bıkmak	sicken f.
12	Genel	bıkmak	get bored f.
13	Genel	bıkmak	get tired f.
14	Genel	bıkmak	tire of f.
15	Genel	bıkmak	be sickened with f.
16	Genel	bıkmak	be tired f.
17	Genel	bıkmak	have had a bellyful of f.
18	Genel	bıkmak	be weary f.
19	Genel	bıkmak	get pissed off f.
20	Genel	bıkmak	pall f.
Phrasals
21	Öbek Fiiller	bıkmak	turn off f.
22	Öbek Fiiller	bıkmak	put off f.
Idioms
23	Deyim	bıkmak	have had fill of something f.
24	Deyim	bıkmak	have had fill f.
25	Deyim	bıkmak	have a bellyful of f.

"bıkmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	(bir şeyden) bıkmak	be sick of (something) f.
I think Tom is sick of me. Sanırım Tom benden bıktı. More Sentences
2	Konuşma Dili	(bir şeyden) bıkmak	get tired of (something) f.
They get tired of having soup for lunch every day as well! Onlar da her gün öğle yemeğinde çorba içmekten bıkıyorlar! More Sentences
3	Konuşma Dili	(birinden/bir şeyden) bıkmak	have had enough (of somebody/something) f.
Those in positions of power, like Louis Vuitton, Hermès and Gucci have had enough! Louis Vuitton, Hermès ve Gucci gibi güçlü pozisyonlarda bulunanlar artık bıktı! More Sentences
General
4	Genel	çabuk bıkmak	get bored quickly f.
5	Genel	herşeyden bıkmak	get sick of everything f.
6	Genel	her şeyden bıkmak	be fed up with everything f.
7	Genel	bıkmak/bıkkınlık gelmek	get tired of f.
Phrasals
8	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) bıkmak	tire of (someone or something) f.
Colloquial
9	Konuşma Dili	(bir şeyden) bıkmak	be tired of (something) f.
10	Konuşma Dili	(birinden/bir şeyden) bıkmak	have had it with (someone or something) f.
Idioms
11	Deyim	bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak	harp on one string f.
12	Deyim	bıkmak usanmak	have had fill of something f.
13	Deyim	birinden iğrenmek/bıkmak	be revolted at someone f.
14	Deyim	bıkmak usanmak	have had fill f.
15	Deyim	bir şeyden bıkmak usanmak	have a bellyful f.
16	Deyim	bir şeyden/bir şey yapmaktan bıkmak	be tired of something/doing something f.
17	Deyim	bir şeyden/bir şey yapmaktan bıkmak	get tired of something/doing something f.
18	Deyim	birinden/bir şeyden bıkmak	have had a bellyful of somebody/something f.
19	Deyim	'-den bıkmak	have had your fill of f.
20	Deyim	birinden/bir şeyden bıkmak	have had your fill of somebody/something f.