Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | barikat | barricade i. | ||
We too call upon Europe to make a contribution, but not towards further barricading the coastlines. Biz de Avrupa'yı katkıda bulunmaya çağırıyoruz, ama kıyı şeridini daha fazla barikatla kapatmaya değil. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | barikat | barricade i. | ||
Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station. Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına bir barikat kurulmasını emretti. More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | barikat | barricade i. | ||
Dan's car smashed through the police barricade. Dan'ın arabası polis barikatını çökertti. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | barikat | roadblock i. | ||
Genel | barikat | crush barrier i. | ||
Genel | barikat | abatis i. | ||
Genel | barikat | barrier [obsolete] i. | ||
Military | ||||
Askeri | barikat | barricate i. | ||
Sport | ||||
Spor | barikat | barrace i. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | barikat | barricado i. |