| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | bespeak f. | sinyallerini vermek | ||
|
The dark clouds bespeak an approaching storm. Kara bulutlar yaklaşan fırtınanın sinyallerini veriyor. More Sentences |
||||
| Genel | bespeak i. | bir oyunun yardım toplamak için sergilenmesini isteme | ||
| Genel | bespeak f. | ayırtmak | ||
| Genel | bespeak f. | tutmak | ||
| Genel | bespeak f. | konuşmak | ||
| Genel | bespeak f. | göstergesi olmak | ||
| Genel | bespeak f. | rica etmek | ||
| Genel | bespeak f. | istemek | ||
| Genel | bespeak f. | sipariş vermek | ||
| Genel | bespeak f. | bir şeye delalet etmek | ||
| Genel | bespeak f. | ısmarlamak | ||
| Genel | bespeak f. | hitap etmek | ||
| Genel | bespeak f. | bir şeye inanmak için sebep oluşturmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Librarianship | ||
| Kütüphanecilik | bespeak [uk] i. | kütüphaneden kitap ödünç isteme |
