Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | beyin fırtınası | brainstorming i. | ||
The team had a brainstorming session to come up with ideas for the project. Ekip, proje için fikirler üretmek üzere bir beyin fırtınası toplantısı yaptı. More Sentences |
||||
Genel | beyin fırtınası | brainstorm i. | ||
Mr Bowis says this was all the result of some brainstorm in the Commission. Bay Bowis tüm bunların Komisyon'daki bir beyin fırtınasının sonucu olduğunu söylüyor. More Sentences |
||||
Genel | beyin fırtınası | brain blooming i. | ||
Genel | beyin fırtınası | give and take i. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | beyin fırtınası | synectics i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | beyin fırtınası yapmak | brainstorm f. | ||
Instead, use the network to brainstorm ideas with one another. Bunun yerine, birbirinizle beyin fırtınası yapmak için ağı kullanın. More Sentences |
||||
Genel | beyin fırtınası yapma | brainstorming i. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | beyin fırtınası yapmak | throw (something) back and forth f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | beyin fırtınası yapan kimse | brainstormer i. | ||
Logic | ||||
Mantık | beyin fırtınası ile ilgili | synectic s. | ||
Mantık | beyin fırtınası yaparak | synectically zf. |